7. İstanbul Finans Zirvesi " IFS'16" nın özel oturumunda konuşan Çetinkaya, Merkez Bankası'nın Türkiye'de fiyat istikrarından sorumlu temel kurum olarak tanımlandığını ifade ederek, “Para politikasının bu çerçevede fiyat istikrarına göre kurgulanması ve uygulanan stratejinin iktisadi birimler nezdinde inandırıcılığının olması, enflasyonla mücadele için olmazsa olmaz bir ön koşuldur. Biz kurum olarak, yeni dönemde de iletişimi daha da güçlendirerek elimizdeki bütün araçları fiyat istikrarına yönelik kullanmaya devam edeceğiz" dedi ve ekledi:"BAZI KONULARDA İLAVE ÇABA GÖSTERMEMİZ GEREKİYOR""Gelinen noktada sadece para politikası araçlarıyla fiyat istikrarına ulaşmanın maliyetli olabileceğini vurgulamakta fayda var. Son 10 yılda enflasyon hedeflemesi sürecinde elde ettiğimiz tecrübeler bize net biçimde şunu söylüyor; fiyat istikrarında kalıcı olarak ve daha düşük maliyetlere ulaşabilmek için bazı konularda ilave çaba göstermemiz gerekiyor. Bu konulardan birincisi; iktisadi birimlerin konjonktürel dalgalanmaları yönetme konusunda koordineli ve ortak bir çaba göstermesi, ikincisi ise enflasyon katılığına artıran ve böylece para politikası aktarım mekanizmasının etkinliğini azaltan yapısal konularda ilerleme sağlanması. Bunlar başarı için kritik faktörler. Geçmiş tecrübeler fiyat istikrarında yapısal unsurların önemli rol oynadığını gösterdi. Gıda fiyatlarının seyri buna dair önemli bir örnek teşkil ediyor.""GIDA FİYATLARI SADECE PARA POLİTİKASI ARAÇLARIYLA ÇÖZÜLEBİLECEK BİR SORUN DEĞİL"Sözlerini, "Ülkemizde son 10 yılda gıda fiyatlarının diğer ülkelere göre daha hızlı artığını ve oynaklığının da göreli olarak çok daha yüksek olduğunu görüyoruz" diye sürdüren Çetinkaya, "Gıda fiyatları sadece para politikası araçlarıyla çözülebilecek bir sorun değil" dedi ve şöyle açıkladı:"Faiz politikasıyla gıda fiyatlarını kontrol etmeye çalışmak ekonomide arzu edilmeyen dalgalanmalara da yol açacaktır. Önümüzdeki dönemde gıda fiyatlarına dair sistematik, yapısal ve uzun vadeli bir bakış açısının geliştirilmesi önem arz ediyor. Son yıllarda ilgili kurumların katılımıyla oluşturulan Gıda ve Tarımsal Ürünleri İzleme ve Değerlendirme Komitesi kapsamında yapılan çalışmalar çok değerli, yapısal konularda çaba sarf etmeye dair de güzel bir örnek oluşturuyor. Gıda Komitesi kapsamında önemli kazanımlar elde edildi. Öncelikle gıda fiyatlarının artış eğilimi ve oynaklığının fiyat istikrarı açısında risk oluşturduğuna ve bu durumun kontrol altına alınması gerektiğine ilişkin kamuoyunda da, politika yapıcılarda da güçlü bir farkındalık oluşturuldu. Kurumlar arası iletişim kanalları açılarak geniş tabanlı bir iş birliği tesis edildi."TASARRUFLARIN ARTIRILMASI Murat Çetinkaya, "Benzer şekilde ekonomide fiyat istikrarına katkıda bulunabilecek bir çok alan bulunuyor. Sadece gıda fiyatları değil. Örneğin tasarruf oranları konusunun oldukça önemli olduğunu değerlendiriyoruz. Bu çerçevede son dönemde tasarruf oranlarının artırılması konusunda önemli adımlar atıldığını vurgulamak isterim" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:"KENDİ TEMELLERİMİZ GÜÇLÜ OLDUĞU SÜRECE DİRENÇLİ KALABİLİRİZ""Küresel ve jeopolitik ölçekte bu kadar farklı boyutta sorunlar varken, neden odağımızda hala fiyat istikrarı ve enflasyon var? Bunun temel sebebi, yüksek ve oynak enflasyonun küresel riskler başta olmak üzere bildiğimiz bütün risklerle baş etmeyi güçleştiren rolüdür. Dışarıda dalgalar ne kadar sert olursa olsun, kendi temellerimiz güçlü olduğu sürece dirençli kalabiliriz. Dünya ekonomisi güçlü sınavlardan geçmeye devam ediyor. Gelişmekte olan ülkelerin bu süreci ciddi bir hasar görmeden atlatması için iktisadi temellerini sağlamlaştırmaya devam etmeleri gerekiyor. Eminiz ki bu sorunlar kısa sürece çözülmeyecek. Biz küresel ölçekte önümüzdeki dönemde merkez bankaları ve politika yapıcıları olarak tüm bu sorunları ve özellikle çalışmayan, istediğimiz güçte çalışmayan aktarım mekanizmalarını tartışmaya devam edeceğiz. Merkez Bankası olarak önümüzdeki dönemde iktisadi temelleri sağlamlaştırmak için fiyat istikrarına odaklanıyor olacağız."Kaynak: Cumhuriyet.com.tr