Maksut BALMUK/ Eğitim-İş Genel Özlük Hukuk Sekreteri 15 Temmuz lanet darbe girişimi sonrası başlayan kamudan ihraçlarda başı çeken Milli Eğitim Bakanlığı olmuştur. Hadi kriterler konuldu uyanlar atıldı diyelim. Dile kolay 30bine yakın öğretmen ihraç edildi. Hepsi de FETÖ'cu müydü? Kesinlikle hayır. Ne dedi sayın Bakan hata payı yüzde 1 bile değil. FETÖ'cü olmadığı ispatlanırsa iade edilir. İyi de bugüne kadar iade ettikleriniz yüzde 1 olsa 300 kişi ederdi. Yüzde bir değil binde 1 bile iade etmediniz. Haklılığı ispatlandığı halde iade edilmedi öğretmenler. Örnek verelim mi? Bakanlıktan da başka kaynaklardan da teyit edildi başkaca tek bir bağlantısı yok. Sadece 2 ay Aktifsen üyeliği. Öğretmen Aktifsen dışındaki bir sendikadan Aktifsen dışındaki başka bir sendikaya geçmiş. Geçtiği ay okul idaresi kesintiyi 2 ay süreyle Aktifsen'e yapmış. 2 ay sonra sendika tarafından neden kesintisi yok diye araştırılınca gerçek ortaya çıkmış ve düzeltilmiş. Aylar sonra da darbe girişimi oldu ve öğretmen 01 Eylül 2016 da ihraç edildi. Valilik dahil her kurum hatayı kabul edip bakanlığa bildirdi. Bakanlıktan teyit edildi. İlk iade kararnamesinde dönecektir denildi. Yeni bir kararname çıktı sadece 3 öğretmen iade edildi. 3 öğretmen arasında maalesef bu öğretmen yok. İade edilen 3 kişinin kriteri ne idi? Muhakkaktır ki onların da FETÖ ile ilgisi yoktur ama ilgisi olmayan herkesin iadesi gerekir. İnsanlara zulmederek ne kazanacaksınız? İnsanlar haksız yere ekmeklerinden olmuşlar, itibarlarından olmuşlar, iadeyi itibarı geçtik görevlerine bile iade etmiyor MEB. Diğer bakanlıklarda bu kadar ihraç yok ama iade oranlanırsa daha çok. İhraç edilen hakim savcıların neredeyse onda biri geri döndü. Aynı şekilde polisler, emniyet müdürleri döndü. Öğretmene gelince dönen sadece birkaç kişi. İadeye gelince bu kadar cimri, bu kadar nankör olan MEB iş atmaya gelince, açığa almaya gelince çok bonkör. 11bin öğretmene PKK lı denildi açığa alındı. Sonra tamamına yakını iade edildi. Açığa alma ile iade arasında hiç bir soruşturma, inceleme... vs yapılmadı desek yeridir. 2400 öğretmen Bylock gerekçesi ile açığa alındı. Ne zaman iade olacakları belli bile değil. Bir çoğu kendini savcılığa ihbar etti. Evet bu hat bana ait ama ben bylock bilmem, kullanmadım araştırın ve suçluyu bulun diye. Şanslı olan dilekçeyi savcılığa kabul ettirdi ama bir çoğu iş çıkmasın diye kabul bile etmek istemedi. Kabul edenlerin çoğu da evet her yerden bilgi istedim hakkında bylock adına bir şeye rastlamadım dedi. Öğretmen o zaman belge verin deyince yok veremem bekleteceğim denildi. Belge alanlar da oldu o da nafile bakanlıktan yine tık yok. Suçum ne diye soruyor cevap yok. Beni neden açıkta tutuyorsunuz diye soruyor cevap yok. Hakkımı nasıl alacağım? cevap yok. Haklılığımı nasıl ispatlayacağım? Cevap yok. Soruşturma yapın o da yok... Ne zaman iade olacağım? Görevime ne zaman döneceğim? evet buna cevap var: Allah bilir.... Aynen öyle. Bakanlık bile ne yapacağını bilmiyor Bylock'dan açığa alınanlarla ilgili. Böyle bir hukuk sistemi, böyle bir devlet sistemi, böyle bir anlayış, yaklaşım olur mu? Evet olur. Zor ve sıkıntılı bir süreçten geçildi doğru... Devlete ve her yere FETÖ'cüler sızdı doğru... Bunun temizlenmesi elzem o da doğru... Yanlış olan, bedelin yanlış kişilere ödetilmesi. Bir de valilik ayağı var bu işin... Memlekette ne kadar FETÖ'cü varsa ihbarcı olmuş, kendini ve FETÖ'cülüğünü gizlemek için. Bir de iktidar fanatikleri var. İkisi bir araya gelmiş, eş, dost, çocuğumun öğretmeni demeden sosyal medya hesaplarını izlemişler ihbarlar yapmışlar. Kimisi 15 Temmuz gecesi neler olduğunu anlamadığından, kimisi okunan sela'lara anlam veremediğinden paylaşımlarda bulunmuş sosyal medyada. İhbarlar yağmış ve hemen açığa alınmış öğretmenler. Ola ki paylaşımlar yanlış diyelim. Bunun idari anlamda bir karşılığı vardır. Bunu yaparsın hem de en kısa sürede. Adli soruşturma yapılacaksa o da yapılır. Yani varsa verilecek bir hesap verilir. Ama herkes aynı cümle ile açığa alınıyor "FETÖ üyeliği, mensubiyeti, iltisakı ve irtibatı olmak, maddi yardım sağlamak... " insanların hayatları hiç bu örgüt ile çakışmamış aksine hayatları boyunca çatışmış, çarpışmış insanları bu cümle ile açığa almak yapılabilecek en büyük haksızlıktır. İhbar ya da inceleme konusu sosyal medya hesabına bakıldığında FETÖ ya da darbeyi desteklemek ile uzaktan yakından ilgisi yok İşte bu gerekçelerle açığa alınan binlerce insan da görevlerinde değil. Bunlar için işlem yapması gereken, soruşturma yapıp iade etmesi gereken valilikler ama bazıları evlere şenlik. Örneğin İstanbul'da tam 160 gündür açıkta olan ve bugüne kadar suçu söylenmediği gibi soruşturma açılıp tek bir ifadesine de başvurulmamış öğretmenler var. Evet 5 aydan fazla süredir bekleyen ama neyi beklediğini bilmeyen insanlar var. Valiliğin kılı kıpırdamıyor. Bazı illerde süreç işletildi, iade edilenler de oldu uzatılanlar da ama İstanbul ve bazıları evlere şenlik... İşin aslı şu ki Milli Eğitim Bakanlığı ne inisiyatif alıyor, ne soruşturma yapıyor, ne icraat yapıyor ne de iade ediyor insanları... Kime sorulsa inisiyatif bakan beyde deniliyor. MEB bakanı Sayın İsmet YILMAZ artık inisiyatif alma zamanı gelmedi mi? Haksızlığa uğrayan insanların hakkını ne zaman teslim edeceksiniz? Yeter artık almayın mazlumun ahını... Hayatı FETÖ ile mücadelede geçmiş, haksız yere açığa alınan, ihraç edilen insanlara zulmetmek ne size kazandırır ne de devlete. Önceliğiniz FETÖ ile terör ile mücadele ise bu insanların hakkını teslim ederken, halen piyasada dolanan, görev başında olan, mitinglere gidip kendini gizleyen, sosyal medyalarda boy boy fotoğraf verip ben FETÖ’cu değilim demeye çalışan ama geçmişte onların emirlerinden, okullarından, yurtlarından, gezilerinden geri durmayanlara bakmanız gerek. Bu lanet darbe girişimi biraz başarılı olsaydı emin okun ki onların safı orası olacaktı. Biz ise yine zulme, baskıya uğrayan, ihraç edilen açığa alınan, hapse atılan olacaktık. Biraz da bu taraftan bakın konuya… http://www.abcgazetesi.com