Hiç asalet yok. Terbiyesizce. Ve küstahça. Otobüste geğiren adamın dayılanmasına benziyor. Bu bir otobüs. Siz tek değilsiniz. Çok sayıda yolcu var. Geğiremezsiniz. Geğiren adama, yanındaki dayanamayıp; “Kendinize gelin… Geğirmeyin…” diye uyarınca hemen dayılanıyor. İn aşağıya dövüşelim. Eski dostları, yoldaşları, dava arkadaşları, 12 yıldır Anayasa önünde her sıkıştıklarında destekçileri olmuş Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, “hukuk devletinde böyle geğirtiler çıkartılmaz; bütün güçler tek elde toplanmaz, seçildim diyerek devletin gücünü arkana alıp yolsuzluğu kapatma yapılmaz, insan hakkını çiğnemek olmaz, yargıyı kullanıp millete tuzak kurulmaz, korku ortamı yaratıp hukuka sırt dönülmez “ uyarısı yapmak zorunda kaldı. Hemen başladılar. “Cübbeni çıkar” da gel. İn başkanlıktan. Sana gününü gösterelim. Koro halinde bağırıyorlar. Cumhurbaşkanı, Başbakanı, Bakanı, Parti sözcüsü, besleme yazarı hep bir ağızdan; “Haşim.. Pabucu yarım… Gel dışarıya boyunun ölçüsünü alalım…” nakaratına başladılar. * * * * Cumhurbaşkanı adayı ol. Meydanda hesaplaşalım. Sandıkta vuruşalım. Seni hacamat ederiz. Arkamızda yüzde 43 var. İstediğimiz gibi geğiririz. Oysa eski yoldaşları Haşim Kılıç, yaptığı son konuşmasında; “Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi artık Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kuralları ve ilkelerini esas alan bir değişime uğradı” diye özetleyeceğim haklı bir çıkış yaptı. Güçler dağılmalı diyor. Tek Adam’lık olmaz diyor. Oğullarınızın para kasalarını adaletten kaçırmak için “hakimlere ve savcılara baskı yapılmamalı, sürülmemeli, yerleri değiştirilmemeli” diyor. İfade özgürlüğü var diyor. Yeni vesayet yaratmayın diyor. Kentli yurttaşlar kendi kentinin meydanında “örneğin Taksim’de toplanıp, gösteri yapmak istiyorsa bu bir insan hakkıdır” yasak getiremezsiniz diyor. Tweetler de insan hakkıdır. İfade özgürlüğüne girer. Yasaklayamazsın diyor. Avrupa hukuku ne diyorsa… Haşim Kılıç da onu diyor… * * * * Cevaben söyledikleri lafa bak: “Cübbeni çıkar” da gel. Haşim Kılıç da Başbakan’a dönüp; “Ben evrensel hukuka uygun insan hakkı konuşuyorum… Sen de hukuk fakültesini bitir, hukuk adamı ol cübbeni giy de karşıma gel de yarışalım…” dese yeridir. Cumhuriyet değerleri vardı. Anayasa Mahkemesi Cumhuriyet değerlerini korumak için 52 yıl önce kurulmuştu. Anayasa Mahkemesi’nin arkasında Atatürkçü ordu vardı. “Cumhuriyet Değerleri” bitirildi. “Tayyip Değerleri” üretildi. İstiyorlar ki Türkiye “Tayyip Değerleri”ne göre yönetilsin ve Anayasa Mahkemesi Tayyip Değerleri’nin savunucusu olsun. Haşim Kılıç da “Anayasa Mahkemesi’nin Tayyip Değerleri’nin değil Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hukuk ilkelerinin savunucusu olacağını” söylüyor. Bu yüzden “cübbeni çıkar” korosu pozisyon aldı. * * * * Haşim Kılıç’ı ya da 8 ay sonra o emekli olunca yerine gelecek yeni Haşim Kılıç’ın kılıcını keskinleştirmek gerekir ki, “Türkiye hukuk devleti olma hedefini” sürdürebilsin. Kılıç’ı hacamat edecekler. Kılıç’ı kim koruyacak? Son seçimlerde Tayyip Erdoğan’a oy veren “Türkiye’nin yüzde 43’ü insan haklarının korunmasını kendine dert edebilse” ve muhalefet de halkın geri kalan bölümünü bu derdin ortağı olma yönünde ateşleyebilse… Geğirtiler geriler.