Yıldırım’ın bu kararında, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Süre sınırı olmaması, anayasaya aykırılık oluşturur, 3 aylık sürenin sonunda alınan tüm kararlar hükümsüz kalır” uyarısının etkili olduğu belirtiliyor. Anayasa Mahkemesi’nin bu konudaki kararlarından örnek veren CHP yönetimi, özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’ni sil baştan dizayn eden 3. kanun hükmündeki kararnamenin hemen hemen tüm maddelerinin anayasaya aykırı olduğu görüşünde. Başbakan Binali Yıldırım ile CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun hafta başında CHP genel merkezinde yaptıkları görüşmenin ana odağını oluşturan OHAL kararnameleri konusunda CHP, görüşmede alınan karar doğrultusunda, “anayasaya aykırılıklar içeren” düzenlemelerle ilgili Başbakan Yıldırım’a sunmak üzere kapsamlı bir çalışma yaptı. Hukuk işlerinden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan tarafından hazırlanan dosyada, OHAL döneminde çıkarılan kararnamelerin “anayasaya aykırılığının öne sürülemeyeceği” hükmünün istisnası olan durumlar Anayasa Mahkemesi kararlarıyla ortaya ortaya konuldu. Çalışmayı yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın bu konudaki değerlendirmeleri ana başlıklarıyla şöyle: Uygulamalar OHAL süresiyle sınırlı: Anayasa Mahkemesi, OHAL döneminde çıkarılan yasaların kapsamını ve uygulama alanlarını OHAL süresiyle sınırlıyor. Bu konuda çok sayıda örnek var. AYM kararlarında, “Anayasaya uygunluk denetimine bağlı olmayan OHAL KHK’leri, yalnızca OHAL süresince ve OHAL ilan edilen yerlerde uygulanmak üzere ve OHAL’in gerektirdiği koşullara ilişkin düzenlemeler” olarak ifade ediliyor. Ancak hükümetin çıkardığı kararnameler bu kapsamı aşıyor. Yani özellikle 3. kararname ile askeriye sil baştan yeniden düzenleniyor. Oysa bunun “anayasal denetime tabi olmayan OHAL kararnamesi” olması için bütün düzenlemelerin 3 ayla sınırlı olması gerekirdi. Bu durumda örneğin askeri liseler kapatılıyor, ama “3 ay için kapatılır”, ya da “kuvvet komutanlıkları 3 aylığına Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmıştır” denmiyor. 3 ay sonra askeri okullar açılabilir: Bu durumda 3 ay sonra OHAL sona erdiğinde, örneğin askeri liseler yeniden açılır, kuvvet komutanlıkları da eski konumlarına döner. Eğer bu konuda Meclis’ten yasa çıkmazsa, tüm bu düzenlemeler hükümsüz kalır. Hükümetin uygulamaya devam edilmesi tamamen anayasaya aykırılık oluşturur. 12 Eylül, kendi hukukunu yarattı: AKP içinde de bazı çevrelerde de 12 Eylül döneminde çıkarılan KHK’lerin Meclis’e uzun yıllar sevk edilmediği, dolayısıyla 15 Temmuz sonrası çıkarılan KHK’lerin de 30 gün içinde Meclis’e gönderilmesi ve yasalaştırılması gibi bir zorunluluk olmadığını savunuyor. Ancak iki durum tamamen farklı. 12 Eylül darbecileri, mevcut hukuk sistemini ortadan kaldırdı, kendi hukukunu yarattı. anayasayı tadil etti. Darbecilerle, darbe hukukuyla mücadele edilemez: 12 Eylül darbedir, şimdi bir darbe girişimi engellendi. Mevcut anayasa yürürlükte. Darbecilerle, 12 Eylül darbesi hukuku ile mücadele edilmesi kabul edilemez. Hükümet, OHAL koşulları arkasına sığınarak, gerçekte kendi yapmak istedikleri düzenlemeleri yaşama geçirmek için OHAL kararnamelerini “perde” olarak kullanamaz. Meclis’ten yasa olarak çıkmalı: Oysa 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında parlamento hep açıktı ve iktidarıyla muhalefetiyle Meclis’te temsil ediliyor. Hükümet, acil olmayan genel ve geniş kapsamlı köklü değişiklikler içeren düzenlemeleri, normal yasama prosedürü içinde Meclis’e getirmeli ve parlamento denetimine tabi tutmalı. ‘Kurunun içine yaş da katılıyor ’ CHP OHAL Komisyonu Başkanı Bülent Tezcan ile Başbakan Yıldırım’ın “koordinasyon”la görevlendirdiği Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin önceki gün yaptığı görüşmede, CHP tarafı “kurunun içine yaşın da katıldığını” örnekleriyle ortaya koydu. Edinilen bilgiye göre Tezcan, “FETÖ operasyonları” kapsamında, cemaatle hiçbir ilgisi olmayan ya da olamayacak muhalif grup veya sendikaların hedef alınıp üyelerinin görevden el çektirilmesinden duyulan rahatsızlığı iletti. Bu kapsamda sendika üyelerine dönük operasyonlar yapıldığını belirten Tezcan, bu durumun “Kurunun içine yaş da katılıyor, cemaat bahanesiyle tüm muhalif gruplara yönelik tasfiye yapılıyor endişesi yaşanıyor” görüşünü iletti. Başbakan Yardımcısı Canikli’nin ise “Bu süreçte sadece FETÖ ile ilgisi olanlara yönelik operasyonlar olacak, bu yapıyla bağlantısı olmayanlara dokunulmayacak” görüşünü ilettiği öğrenildi. Canikli, olayın sıcaklığı nedeniyle hâkim ve savcıların da kendilerini baskı altında hissettiğini ve en ufak ihbarı değerlendirdiğini belirterek, ilerleyen süreçte bu sıkıntıların aşılacağı görüşünü iletti. Kaynak: Cumhuriyet.com.tr