Beykoz'da tacizine uğradığını iddia ettiği kayınpederini silahla vurarak ölümüne neden olan sanık Esma Yeşilbaş, meşru müdafaa kapsamında beraat etti Beykoz'da tacizine uğradığını iddia ettiği 69 yaşındaki kayınpederini silahla vurarak ölümüne neden olan sanık Esma Yeşilbaş hakkında kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanığın işlediği suçun meşru müdafaa kapsamında kaldığını değerlendirerek beraat kararı verdi. Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava tutuksuz sanık Esma Yeşilbaş ve avukatı katıldı. Duruşmada Cumhuriyet Savcısı Mehmet Veysi Aktaş esasa ilişkin mütalaasını açıkladı. Mütalaasında savcı, sanık Esma Yeşilbaş'ın kayınpederini haksız tahrik altında öldürdüğünü belirterek, "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan cezalandırılmasını istedi. Mütalaaya karşı söz verilen avukat Aydın Mollaoğlu, müvekkilinin ekonomik sorunlardan dolayı kayınpederiyle birlikte yaşamak zorunda kaldığını ifade ederek, "Tacizin ötesinde tecavüz eylemleri süreklilik arz etti. Mağdur tarafı temsil eden herhangi bir kimsenin şu an burada olmaması savunmamızın haklılığını ortaya koymaktadır. Eltisi müvekkilin başından geçenlere benzer hadiseler anlattı. Müvekkilin sosyo-kültürel durumunu suistimal ederek yapacağı eylemleri ifşa etmeyeceğini düşünerek yaptı. Müvekkilin ırzına yöneldi. Müvekkilin beraatini talep ediyorum." diye konuştu. Sanık Yeşilbaş, mütalaaya karşı savunmasında, avukatının beyanlarına katıldığını ve beraatini istediğini söyledi. Esasa ilişkin son sözü sorulan sanık Esma Yeşilbaş, kayınpederinin yaptığı eylemler sonrası bebeğine zarar vereceğini belirterek, kimseye söylememesi konusunda kendisini tehdit ettiğini, bu nedenle eşine ve ailesine bir şey söyleyemediğini anlattı. Yaşanan olaylardan çok korktuğunu ifade eden Esma Yeşilbaş, "Eşime bunu söylemiş olsaydım kendisi öldürürdü." dedi. Sanığın ifadesinde zorluk çekmesinden dolayı mahkeme başkanı Adem Kahraman salonda bulunan izleyicileri dışarı çıkardı. Sanık Yeşilbaş, kayınpederi Ahmet Yeşilbaş'a çok direndiğini anlatarak, hiçbir şekilde karşı koyamadığını, gidecek bir yeri olmadığını belirtti. Duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, davaya konu olayda maktulün sanığın ırzına ve vücut bütünlüğüne yönelik cinsel saldırıların, müessir fiillerin ve tehditlerinin sürekli ve haksız olduğu belirtilerek şu kararı verdi: "Tekrarı muhakkak olan eylemlerin bitmemiş sayılması gerektiği, dava konusu olayda tüm bu saldırıların aynen vuku bulduğu, zaruret sınırının aşılıp aşılmadığının araştırılması sırasında sanığın içinde bulunduğu ruh halinin, kişisel ve çevresel etkenlerin adil bir tarzla göz önünde bulundurulması, bu manada haksız saldırının halen ve meşru müdafaa anının varlığının geniş manada yorumlanması gerektiği, tekrar başlayacağı muhakkak olan bir saldırının başlamış, keza bitmemiş olmasına rağmen tekrarı muhakkak olduğundan henüz sona ermemiş sayılması gerektiğinin zorunlu olduğu, dava konusu olayda da maktulün sanığa yönelik her üç saldırısının da süreklilik arz ettiği ve tekrarı yönünde de mani bir sebep olmadığı, tekrarının muhakkak ve beklenebilir olduğu, bu kabulün hakkaniyet ve nisfete (Adalet ve Hak duygusu) uygun olduğu gözetilerek sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığı anlaşılmakla beraatine oy çokluğuyla karar verilmiştir" - Üye hakim Zeynep Hatun Sarıçam karara şerh düştü Saldırının ve savunmanın eş zamanlı olmadığını belirten üye hakim Zeynep Hatun Sarıçam ise sanığın kendisine yönelik cinsel saldırının ardından ağabeyinin evine gittiğini, saldırının devamını muhakkak gösterecek fiili olguların mevcut olmadığını, kolluk kuvvetlerine gitmesinin imkan dahilinde bulunduğunu gerekçe göstererek, sanığın, "haksız tahrik altında kasten adam öldürme" suçundan cezalandırılması gerektiğini savunarak karara muhalefet şerhi koydu. Duruşma sonrası karara ilişkin açıklamada bulunan avukat Mollaoğlu, "Bir kayınpederin gelinine karşı birden çok kez böyle davranışlarda bulunması bizim örf, adet ve kültürümüzle çok çelişen bir şey. Çok vahim şeyler yaşamış aslında. Ahlak, erdem, güzel değerlere bizim sahip çıkmamız lazım. Burada da mahkeme bunlara sahip çıktı" ifadelerini kullandı. - Olayın geçmişi Beykoz'da Esma Yeşilbaş (35), 6 Şubat'ta kendisini taciz ettiği iddiasıyla kayınpederi 69 yaşındaki Ahmet Yeşilbaş'ı silahla ateş ederek yaralamış, Beykoz Devlet Hastanesine kaldırılan Ahmet Yeşilbaş olaydan 3 gün sonra hayatını kaybetmişti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Esma Yeşilbaş'ın tabanca ile kayınpederi Ahmet Yeşilbaş'ı öldürmek suretiyle "kasten öldürme" suçunu işlediği, ancak tanık ve müşteki anlatımları dikkate alındığında Esma Yeşilbaş hakkında "haksız tahrik" hükümlerinin uygulanması gerektiği belirtilmişti. İddianamede, bu kapsamda Esma Yeşilbaş'ın "haksız tahrik altında kasten öldürme" suçundan 12 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti. Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Esma Yeşilbaş'ın üzerine atılı suçun iddianame anlatımıyla ortaya konan olaysal şartları, cezaevinde kaldığı süre, anne bakımına muhtaç çocuğunun bulunması, karartılacak delil olmaması ve kaçma şüphesinin bulunmaması gibi gerekçelerle oy çokluğuyla tahliyesine karar vermişti.