Koreli Kyung Sook Topçu (50), 10 yıl önce yakalandığı üçüncü evre yumurtalık kanserini yendi ve hayata sıkı sıkıya tutundu. Tedavi süresince zaman zaman hayata küstüğünü, ailesi ve doktorların desteği ile moral bulduğunu söyleyen Sook Topçu “Yumurtalık kanseri en ölümcül kadın kanseri. Bu hastalıktan kurtulmak çok zor. Ancak aradan neredeyse 10 yıl geçti, hastalığım nüksetmedi. Çok mutluyum. Düzenli olarak kontrollerimi yaptırıyorum” dedi. Türkiye’de otomotiv sektöründe bir Kore firmasında depo sorumlusu olarak çalışan Kyung Sook Topçu’nun anne ve babası Kore’de yaşıyor. Kendisi bir Türk ile evli olan ve 15 yaşında bir oğlu olan Kyung Sook Topçu, 10 yıl önce yumurtalık kanserine yakalandı. Topçu, düzenli olarak jinekolojik kontrolleri yaptıran biri olduğunu anımsatarak “2007’de İzmit’te bir hastaneye gitmiştim, bütün tahlillerim temiz çıkmıştı. Yumurtalıklarda hiçbir şey yoktu. O zamanlar henüz 40 yaşındaydım. ‘6 ay önce hiçbir şeyim yoktu’ dedim. 6 ay sonra tekrar kontrole gittiğimde yumurtalık kanseri teşhisi kondu. Hem de üçüncü evreye gelmişti hastalık. Hiçbir şikâyetim de yoktu. İnanamadım” diye konuştu. ‘Moralle ayakta durdum’ Kyung Sook Topçu, tanı konulduğunda çok üzüldüğünü belirterek, şunları anlattı: “Bu hastalıktan sonra hayata olan bakış açım da değişti. Stresten kesinlikle uzak duruyorum. Sakin yaşıyorum. Egzersiz yapmaya çalışıyorum. Yediklerime dikkat ediyorum.” Çabuk yayılıyor Anadolu Sağlık Merkezi Kadın- Doğum ve Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Güçer ise yumurtalık kanserinin kısa sürede çok çabuk yayılabilen, belirti vermeyen, sinsi bir kanser türü olduğunu söyledi. “Bu nedenle düzenli ve sık jinekolojik kontrollerin yapılması hastalığın önlenmesi veya daha erken evrede tedaviye başlamak açısından çok önemli. Özellikle ailede yumurtalık ve meme kanseri olanlar, polikistik over sendromu olanlar ciddi risk grubu oluşturuyorlar. Bu hastalığı olanlar yakından takip etmeli. Erken tanı önemli” uyarısında bulunan Güçer, şunları kaydetti: “Koreli hastamız Kyung Sook Topçu’nun hastalığı ise ameliyat olduktan sonra 10 senedir nüksetmedi. Çok sağlıklı, tamamen iyileştiğini kabul ettiğimiz bir hasta. Artık sadece rutin kontrollerini yapıyoruz. Tedavinin başarılı olmasında uyumlu bir hasta-hekim işbirliği, hastanın hekime olan güveni ve iyileşeceğine olan inancı da çok önemli. Ayrıca pozitif ve aktif bir yaşam tarzının da kanser tedavisine olumlu katkıları var.”Kaynak: Cumhuriyet.com.tr