BİZ GÖREVİMİZİ YAPIYORUZ. BUNDAN NİÇİN RAHATSIZ OLUYORSUNUZ SAYIN CUMHURBAŞKANI? Sayın Cumhurbaşkanı, dün akşam bize yine çok ağır sözler sarfetmişsiniz. Üzücü... Üslup üzücü... gerçekle ilişkisi olmayan içerik üzücü... Bizim Anayasa paketiyle ilgili duruşumuzu bir ihtiras veya şahsi bir menfaat beklentimiz belirlemiş olsaydı, hiç kuşkusuz evet kampanyasının en önünde koşardık. Ancak bu milli bir mesele ve önceliğimiz daima Türkiye ve Türk Milleti. Bir milli mesele söz konusu olduğunda bizim Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yanında koşulsuz durduğumuzu en iyi bilmesi gerekenlerden biri sizsiniz Sayın Cumhurbaşkanı. Etrafınızdakiler Sizi sürekli yanıltırken; 2010 Anayasa değişikliğinin küresel güçlerin bir oyunu olduğunu, kumpas davalarla F tipi suç örgütünün tüm milli kurumları balyozlamaya başladığını, İlker Başbuğ tutuklamaya sevk edildiğinde asıl hedefin Siz olduğunuzu, bölücü örgüt reisinin 21 Haziran 2013 mektubunun barışı değil Ortadoğu'da büyük savaşları haber verdiğini, açılım sürecinin Türkiye'yi dağılmaya götürecek şekilde yürüdüğünü ilk söyleyenler olduk hep. Siz de sonra, ama maalesef çok sonra bunları kabul ettiniz. Bizim; vaktiyle Sizi yanılttığını söylediğiniz F tipi suç örgütüne ve bölücü terör örgütüne karşı duruşumuz hep açık ve dik oldu. Belgeleriyle sabittir. Bunu biiyorsunuz. Peki insafsızlık değil mi böyle asılsız bir ithamı sürekli dile getirmek? Üzücü... Tüm terör örgütlerine karşı en kararlı duruşu sergileyen bizim üzerimizden, hayır diyen tüm vatandaşlarımızı suçlamaya devam ediyorsunuz aslında. Keşke tüm toplumu kucaklamayı tercih etseydiniz. Ne güzel olurdu, değil mi? Üzücü... Bir de anlamadığım bir husus var. Açıkça dile getirdiğiniz amaçlarınızdan biri, tekrar siyasi parti genel başkanı olmak. Hal böyleyken ve çıkacak hayır sonucunun benim bir siyasi partinin başına geçmemle mantıksal hiç bir ilgisi olmadığı açıkken, niçin beni sürekli böyle bir ihtirasın pençesinde olmakla itham ediyorsunuz? Üzücü... Sayın Cumhurbaşkanı; biliniz ki doğruları söylediğimiz için yarın öleceğimizi bilsek, doğru bildiğimizi Türk Milleti'ne anlatmaktan bizi kimse vazgeçiremez. Çünkü çocuklarımızın geleceği söz konusu. Buna sizin torunlarınız da dahil. Bu milli meselede olması gerektiği gibi bizi davet etmiş ve düşüncelerimizi doğrudan öğrenmeyi tercih etmiş olsaydınız, paketin ülkemizi nasıl bir felakete sürükleyeceğini siz de görürdünüz. Size anlatamadığımız için, Siz dinlemek istemediğiniz için biz yollara düştük, Milletimize anlatıyoruz, Sayın Cumhurbaşkanı. 16 Nisan'da hayır çıkacak ve milli birliğimiz, milli beraberliğimiz hiç olmadığı kadar güçlenecek. 16 Nisan'da hayır çıkacak ve yay gibi gerilen toplum rahatlayacak. 16 Nisan'da hayır çıkacak ve küresel kuklacıların oyunu bozulacak. 16 Nisan'da hayır çıkacak ve Türk Milleti, göklere yükselmek için yepyeni bir umuda sahip olacak. Haklıyız, biliyoruz, inanıyoruz, çalışıyoruz, kazanacağız. 16 NİSAN'DA UMUT KAZANACAK. 16 NİSAN'IN KAYBEDENİ OLMAYACAK. Saygılarımla Metin Feyzioğlu