Metin Feyzioğlu, Antalya Sanayici ve İşadamları Derneği (ANSİAD) tarafından düzenlenen olağan toplantısına katıldı. Toplantı öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Feyzioğlu, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından yapılan atamalar, yetkilerin devredilmesi, internet yasası ve güncel konulara değindi. HSYK tarafından bugün yapılan ve 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu yöneten Savcı Zekeriya Öz'ün de aralarında bulunduğu 166 yargı mensubunun yerlerinin değiştirilmesiyle ilgili soruya cevap veren Feyzioğlu, "Nasıl yaptılar, nasıl ettiler onları bilemeyiz. Ama biz HSYK'nın tarafsız ve bağımsız bir kurul haline gelmesi için Anayasa değişikliği taslağımızı verdik." diye cevap verdi. Yargı bağımsızlığına da değinen Feyzioğlu, yargının nasıl, kime bağımlı sorusu sorularak doğru adım atılamayacağını böyle olması durumda herkesin birbirine gireceğini söyledi. Sorulması gerek sorunun, ‘Yargıyı nasıl tarafsız, bağımsız kılarız?' olması gerektiğini belirten Feyzioğlu, "Bunun için durup durup kıtaları yeniden keşfetmemize gerek yok. Önümüzde Venedik kriterleri, Avrupa Konseyi'nin değerler sistemi var. AB var, Kopenhag kriterleri var. Bütün bunları alt alta koyduğumuzda Türk hukukunun, Türk Anayasa Hukuku'nun çok ciddi bir birikimi de var; Bu işi nasıl, hakimleri savcıları nasıl bağımsız kılarız noktasından alırsak. Sizleri temin ederim bir haftalık iştir. Ama 'nasıl bağımlı kılarız' diye uğraşırlarsa o zaman tabi ki anlaşılamaz." ifadelerini kullandı. İnternet düzenlemesine de değinen Feyzioğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e yasayı veto etmesi gerektiği yönündeki çağrılarını hatırlattı. Cumhurbaşkanlığına sunulan dilekçenin incelendiğinden emin olduğunu anlatan Feyzioğlu, "O dilekçede özetle şunu söyledik: Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 20112 tarihli kararında ne yapılması gerektiği yazıyorsa, bu yasada tam tersi yapılıyor. Avrupa Konseyi'nin değerler siteminde internete yasak getirmek istemiyorsak, Avrupa İnsan Hakları içtihadına uygun olarak çıkartmak zorundayız. Son derecede kolaydır bu. Bütün yapılacak şey yetkiyi TİB başkanından almak ve 24 saat içinde karar verecek bir yargısal mekanizmayı kurmak. Bu kadar basit bu. Ama bunu yapmak yerine TİB başkanını asıl yetkiyi verip ondan sonra bunu yargıya sunsun, yargıda duruşma yapmadan karar versin dediğinizde bu şu demek olayların ezici zaten gündem sıcağı sıcağınayken verilmesi gereken Haberler sansürlenecek." şeklinde konuştu. Kendisinin bu yasanın sansüre yol açacak diyerek yapıcı olmaktan uzaklaşmak istemediğini belirten Feyzioğlu, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne ne diyor biliyor musunuz? 'Yetkinin TİB başkanı gibi bir idari makama verilmesi, kanunda hangi güzel ifadelerle yazarsa yazsın siyasileri eleştirenlerin sansürlenmesi sonucu doğurur.' der. Ama o zaman bu sansüre yol açacak yasadır. Ama ben sansür yasası diyerek bir yapıcı olmaktan uzaklaşmamak istemiyorum. Sansüre yol açan bir yasadır." dedi. "CUMHURBAŞKANI'NA: VETO YOKSA OY DA YOK" Basın mensuplarının sorularına Türkiye Barolar Birliği Başkanı sıfatıyla cevap verdiğini belirten Feyzioğlu, bundan sonra yaptığı değerlendirmesi vatandaş kimliğiyle yapacağını kaydetti. Feyzioğlu, yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Metin Feyzioğlu olarak bu yasayı Cumhurbaşkanı veto etmezse Haziran ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimine girerse, veto etmemesini oyumu kullanırken dikkate alacağım. Milyonlarca internet kullanıcısının da yurttaş Metin Feyzioğlu gibi davranacağına eminim. Dolayısıyla internetime dokunma diyorum. Sayım Cumhurbaşkanı'nın da veto yoksa oy yok diye bilmesini istiyorum." Cihan