Geçtiğimiz hafta OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonundaydım. Zaman zaman hepimizin eleştirdiği kurumun işleyiş düzenini, kararları nasıl verdiğini yerinde görme fırsatım oldu Komisyon Başkanı Sayın Salih Tanrukulu'nun refakatinde 440 bin dosyanın yer aldığı çelik kasalarla dolu alanları tek tek dolaştık. 125 bin kişinin hayatını kökünden etkileyecek bu merkezde dolaşırken aklıma takılan soruları sormaya başladım. Salih Bey baktı ki anlatmakla olmayacak, birkaç dosya üzerinden nasıl karar verildiğini anlatmaya başladı. Görevli personel, rastgele bir çelik kasa açtı ve yine rastgele bir dosya seçti. Üzerinde bulunan barkod numarası girildi ve kişinin aklınıza gelebilecek bütün bilgileri ekrana yansıdı. Hani bazı filmlerde kişinin bilgisi girildikten sonra havalı mı havalı bir CIA açılır ve kişinin tüm bilgileri o havalı ekranda görüntülenir ya... Tam da öyle bir ekranda, kişinin tüm bilgileri karşınıza seriliyor. Bilgi dediğim, hangi kurumlarda çalışmış, hangi bankalarda hesabı var, hangi bankadan ne kadar kredi çekmiş, sicil dosyası nasılmış, hangi okullarda okumuş ve çocuklarını hangi okullara göndermiş, sosyal medyada neler yazmış falan... Aklınıza gelebilecek her şey... Tüm bunların yanında kişinin 10 sayfayı bulan komisyona başvuru dilekçesi ve savunması da var. Ekranın en üstünde "Ret" yazıyor. Yani komisyona göre FETÖ ile bağlantısı olanlardan biri. "Nedir suçu, FETÖ ile hangi bağlantıları bulundu?" diye sordum. Dosya üzerinden bakarak ilerlemeye başladık. Bank Asya'ya para yatırdığı görülüyor. "O dönemde FETÖ'den bağımsız Bank Asya'ya para yatırmış biri olamaz mı? Yani o dönemde bu bankaya para yatıran herkes suçlu mu?" diye sordum. Ekran üzerinden cevabını verdi. Fetullah Gülen 14 Eylül'de "Bank Asya'ya para yatırın" diye talimat vermiş. Bu kişi de 14 Eylül'de Halk Bank'a müracaat ederek 20 milyon kredi çekmiş. O parayı da aynı gün ya da bir sonraki gün getirip Bank Asya'ya yatırmış! "Bir tesadüf olamaz mı?" diye üsteledim. Başkan Tanrıkulu "Tabii ki olabilir. Zaten bunu kesinleştirmeden karar verilemez" dedi ve ekran başındaki personele "Kişinin Bank Asya'ya yatırdığı paranın dekontunu görelim" dedi. EFT yapan FETÖ'cü, dekontun açıklama bölümüne "Fetullah Gülen Hocaefendi'ye ve Bank Asya'ya destek" diye yazmış. Yani kendi eliyle "Ben bir FETÖ'cüyüm" diye not düşmüş devlet kayıtlarına... Peki sadece bu mu? "O tarihlerde Digitürk aboneliğini iptal etmesi bir kişinin suçlu olduğunu mu gösteriyor. Belki başka bir gerekçeyle iptal etmiştir" diye üsteledim. Başkan Tanrıkulu "Tabii ki olabilir ve bu ihtimalleri de düşündük" dedi. Bunların nasıl tespit edildiğini yine ekran üzerinden gösterdi. Bahsi edilen kişi Digitürk aboneliğini iptal ettirirken, müşteri ilişkilerindeki kişiye "Samanyolu televizyonunu platformdan çıkardığınız için üyeliğimi sonlandırıyorum" diye not düşmüş. Bu tür kurumları ararken karşınızdaki kişi "Görüşmelerimiz güvenliğiniz açısından kayıt altına alınmaktadır" diye hatırlatır ya hani! İşte kayıt altına alınan o görüşmeleri istemiş OHAL İnceleme Komisyonu ve hepsine ulaşmış. Buna benzer onlarca delillendirilmiş suç unsuru bulunduktan sonra kişinin ihracının onayına karar veriliyor anlayacağınız. Başkan Salih Tanrıkulu'na "Peki ama sizin göreve iadesine karar verdiğiniz pek çok kişi hala göreve iadeyi bekliyor. Bunların eski görevlerine başlaması gerekmiyor mu?" diye sordum. "Bunun bizimle uzaktan yakından alakası yok. Bizim "iade" kararımız ellerine ulaştıktan sonra en geç 30 gün içinde göreve başlamaları gerekiyor" diye uyardı. Bu arada anlatmadan geçemeyeceğim. OHAL İşlemleri Komisyonunun çalışma düzenini merak eden milletvekilleri ve gazeteciler istediği zaman gidip çalışma şartlarını izleyebiliyor ve bilgi alabiliyor. Bugüne kadar pek çok partiden milletvekili gidip bilgi almış. Hatta "Biz böyle bilmiyorduk. Muazzam çalışıyorsunuz" diyen bazı milletvekilleri dışarıda medyanın karşısına geçince, "Ama işin içinde siyasi baskı olabilir" diyerek kıvırmış! Sadece milletvekilleri değil... Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve AİHM'den bazı heyetler de komisyon merkezine gelip bilgi almış. Hemen hepsi "Tek kelimeyle muhteşem" diyerek ayrılmış. Şu ana kadar 42 bin dosyaya bakılmış. Haftada bin 200 dosyaya bakılıyor. Öyle bazılarının dediği gibi bu iş 10 yıl falan da sürmeyecek. Başkan Salih Tanrıkulu "Yolu yarıladık neredeyse. Bir yıl, bilemediniz bir buçuk yıl içinde işimizi bitiririz" diyor. Son olarak... Komisyon yüzde 7'yi aşan "Göreve iade" kararı almış. Bu rakamın yüzde 15 civarına yükselmesi öngörülüyor. Bu da ortalama 16 bin kişinin göreve iade edileceği anlamına geliyor. BİR BİLGİ Cumhur İttifakı sona erdiği için göbek atanları üzecek bir haberim var. Bu hafta içinde AK Parti ve MHP kurmayları yeniden bir araya geliyor. Önce Mehmet Özhaseki ve MHP'nin üst düzey isimleri, ardından Sayın Erdoğan ile Sayın Bahçeli görüşecek. Kısacası AK Parti ile MHP, "Birlikte yola devam" diyecek. Süleyman Özışık