Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle: "Düşmanın İzmir'den başlayarak, Anadolu'nun işgaline en büyük tepkiyi veren yerlerden birisi Denizlidir. Denizli, düşman işgaline uğramamıştır ama milli mücadelede en ön safta yer almıştır. Denizli halkı terörle mücadelede de yiğitliğini, kahramanlığını açıkça ortaya koymuştur. Denizli'nin son 1,5 yılda toplam 16 şehidi var. "ESKİ YÖNETİM SİSTEMİ Mİ, YENİ YÖNETİM SİSTEMİ Mİ" Türkiye, 16 Nisan'da tarihi bir tercihte bulunacak. Yapacağımız iş gayet basit. Ülkemizin eski yönetim sistemiyle mi yoksa yeni yönetim sistemine geçeceğinin mi tercihini yapacağız. Eski yönetimde hükümetler Meclis'te kuruluyordu. Meclis'te bir parti çoğunluğu elde edememişse o zaman yandık demektir. Koalisyon kurulması gerekiyor. Nerede kuruyorlardı; otellerde. 1970'li yıllarda hükümetlerin ortalama ömrü 9 aydı. 1990'larda 14 ay. 1950'den bu yana 16 ay. 9 ayda, 16 ayda hükümetlerin kurulup indiği bir ülkede istikrar, güven olur mu? "BİZ ÜLKEMİZİ SIÇRATTIK" Gazi Mustafa Kemal İnönü'yle kavgalıydı, istifasını dahi istemiştir. İnönü kendi başbakanıyla kavgalıydı. Ne zaman ki rahmetli Menderes geldi ondan sonra istikrar geldi. 15 senedir, Türkiye nasıl kalkınıyor? Çünkü artık koalisyonlar diye bir şey olmadı. Bizler ülkemizi sıçrattık. Derdimiz insan, her şey insan için, her şey Türkiye için. Almanya'da, Hollanda'da, İsviçre'de demokrasi mi var? Bunlarda özgürlük adına bir şey yok, inanç özgürlüğü adına bir şey yok. "VUR VUR İNLESİN" SLOGANLARINA Vatandaşların "Vur vur inlesin, Avrupa dinlesin" sloganları üzerine Erdoğan, "Asıl dinleme 16 Nisan'da olacak" dedi Siz Tayyip Erdoğan'a 'diktatör' dedikçe, Tayyip Erdoğan da size 'faşist' diyecek, 'Nazi' diyecek. Bizim camilerimizin camları indiriliyor mu; bunları niye takip etmiyorsunuz? Birçok vatandaşlarımız Avrupa'da öldürüldü hala neticesi yok. "TÜRKİYE İKİ KAT ZENGİN OLACAKTI" Türkiye sadece 1990'ların başından beri tek parti iktidarıyla yönetilseydi, bugünden 2 kat zengin olacaktı. Kişi başına milli gelir bugün 11 bin dolar, ama 22 bin dolar olacaktı. "HAYIRCILAR BİR GARİP" Bu 'hayır'cılar var bir garip. Herkes oyunda serbesttir ama bunlar bir garip. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne, Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ne 'hayır' dediler. Şimdi bu köprüler şakır şakır hizmeti veriyor, kendileri de geçiyor. Bunlar hayır dediklerini niye bilmiyorlar, şimdi de farkında değiller. 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini attık, 2023'te açılışını yapacağız. Türkiye yapar. "NE İÇERİDE NE DIŞARIDA..." Kimler hayır diyor bu önemli. Kandil'deki PKK terör örgütünün başındaki 'hayır' diyor. İmralı'daki 'hayır' diyor. Pensilvanya'daki FETÖ'cü 'hayır' diyor. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Bizim ne içeride, ne dışarıda kavga etmek, aramızı bozmak gibi bir niyetimiz yok. Bizim memleketimize dair sorumluluğumuz var. Biz bu milletin, yurtdışındaki kardeşlerimizin, soydaşlarımızın hakkını, hukukunu savunmak mecburiyetindeyiz. Ülkemizin bütünlüğüne halel gelirse o zaman kıyamet hepimiz için kopmuş demektir. Suriye'deki yakılmış, yıkışmış şehirleri, Irak'taki acıları takip ediyorsunuz değil mi? Türkiye'yi de bu duruma düşürmek isteyenlere karşı en büyük silahımız birliğimizdir, beraberliğimizdir. Bizler faniyiz. Bazıları diyor ki, 'Tayyip Erdoğan'dan sonra ne olacak'? Bu farklı bir şey, Tayyip Erdoğan için değil ki! Rejim 1923 orada. Biz yeni yönetim sistemiyle adım atıyoruz. Tayyip Erdoğan fani; bugün var, yarın yok. Yapmamız gereken öyle bir sistem kuralım ki, bu sistemle ülkemizi çok daha ileriyle taşıyabilecek bir yapıyı bulsun. "İDAM İSTERİZ" SLOGANLARI İÇİN Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyleyse işte 16 Nisan. 16 Nisan bunun kırılma noktasıdır. Sayın Kılıçdaroğlu da, Sayın Bahçeli de, Sayın Yıldırım da 'ben de varım' diyor. 16 Nisan'dan sonra parlamentodan geçip bana gelirse onaylarım. AB ne der, bizi alakadar etmez" dedi. Demokraside, ekonomide, yatırımlarda daha iddialı bir Türkiye için yönetim sistemimizi yeniliyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi büyük bir değişimdir ama faydalı bir değişimdir. 1963-2017; 54 sene AB Türkiye'yi kapısında bekletiyor. Türkiye bekletiliyor. Neden? AB'nin içinde bir tane Müslüman ülke var mı? Türkiye'yi hazmedemiyorlar. Bize gerekçe gösteriyorlar; 'nüfusunuz çok, kalabalıksınız' diye. Ülkemize, temsilcilerimize yapılan muamelelerin AB değerlerine uymadığını söylüyoruz. AB böyle bir yanlışa düşerse en büyük zararı kendisi görür. Kendilerini tehdit ettiğimizi söylüyorlar. Bunun neresi tehdit. Dost acı söyler. Bizim söylediklerimiz acı geliyorsa, biz onları dost kabul ediyorduk da ondandır. Türk arkadan hançerlemez, arkadan kuyu kazmaz. Biz ne düşünüyorsak açıkça söyleriz. http://www.memurlar.net