Uzun bir aradan sonra iki günlük kısa bir ziyaret için siyasetin başkenti Ankara’ya gittim. AK Parti’li bazı dostlarla gündemin sıcak tartışmaları hakkında konuşma fırsatı buldum. Gezi olaylarından cemaate, yerel seçimlerden Kürt meselesine bir dizi farklı konuda hükümetin ve partinin ne düşündüğünü öğrenmeye çalıştım. Ramazan, oruç, Ergenekon, Balyoz derken görüşme notlarının bir bölümünü yazmak bugüne kaldı. Yarın da aynı konuya devam edeceğim. Ankara notlarıma geçmeden önce şunu belirteyim. Onlarca farklı konu konuştuk. Görüştüğüm isimlerden bazıları hâlihazırda partide etkin kişiler. Kimileri de anket yaparak, parti politikalarına destek ve yön veren isimler. Söyledikleri ve anlattıkları bu açıdan dikkate değer. PARTİLİLER ŞOK OLMUŞ Ankara’da görüştüğüm isimlerin en çarpıcı değerlendirmeleri Gezi olaylarına ilişkindi. Pimi çekilmiş bomba gibi bir anda Gezi protestolarıyla karşılaşan hükümet, kamuoyu önünde dile getirmese de parti yönetiminde ve AK Plaza’da eylemlerin arkasında Köşk’ün yani Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve cemaatin olduğunu düşünüyormuş. Sosyal medyada bu iddia genç partililer tarafından sık sık dile getirilse de yukarıda da dediğim gibi yönetime yakın isimlerle yapmış olduğum görüşmede benzer iddiaların dile getirilmesi kamuoyunda da çok tartışılacak gibi. Bu iddianın yanı sıra saatlerce Gezi olaylarını da konuştuk. Eylemin ilk günlerinde AK Parti şaşkınlık yaşamış. Konuyla ilgili bir “şok hâli” sözkonusuymuş. Başbakan yurtdışına gitmeden önce kendileri için anket yapan bir firma yetkilisini çağırıp yurtdışı dönüşüne kadar olaylarla ilgili bir anket yapmasını istemiş. “BAŞBAKAN, DİKTATÖR DEĞİL” Telefon yöntemiyle yaklaşık 24 bin kişiyle yapılan anket, yurtdışı dönüşü Başbakan Erdoğan’a Atatürk Havalimanı’nda sunulmuş. Öyle ki Başbakan’ın Ankara’ya mı İstanbul’a mı ineceği belli olmadığı için anket firması yetkilisi saatlerce İstanbul’da beklemek zorunda kalmış. Her ihtimale karşı Ankara uçağında da yer ayırtmış. Başbakan’ın İstanbul’a ineceğinin kesinleşmesi üzerine de elindeki anket sonuçlarıyla havalimanının yolunu tutmuş. Başbakan Erdoğan’ın uçaktan inmesinin ardından anket kendisine sunulmuş. Aynı dakikalarda Erdoğan, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dan da havalimanında Gezi’yle ilgili bilgi almış. Ardından tekrar anket ve sonuçları üzerinde mini bir toplantı yapılmış. Ankette sorulan bir soruya verilen cevap Başbakan Erdoğan’ı çok rahatlatmış. “Kendisini diktatör olarak algılıyor musunuz?” sorusuna yüzde 60’ın üzerinde hayır cevabı verilmesi yüzünü güldürmüş. Anket sonuçlarının ardından havalimanındaki konuşma metni hazırlanmış. Anket sonucu ve havalimanına gelen kalabalık Erdoğan’ın üzerindeki karamsar tabloyu dağıtmış. “PANKARTI BİZ YAZDIRDIK” Atatürk Havalimanı karşılamasıyla ilgili ilginç bir bilgi daha aktarayım. “Sayın Başbakanımız faiz lobisiyle verdiğiniz mücadelede sizin yanınızdayız. Muhsin Yazıcıoğlu’nun yol arkadaşları” yazılı pankart, AK Partililerin ricasıyla Yazıcıoğlu’nun arkadaşları tarafından hazırlanmış. ÜÇ KİŞİNİN ÖNÜNÜ AÇTI Ankara’da yaptığım temaslar sonucu Gezi olaylarının AK Parti’nin oylarında kenetlenme sağladığını gördüm. Görüştüğüm isimler partinin giden oylarının tekrar geri geldiğini, oy oranının arttığını düşünüyorlar. Gezi olaylarının da üç ismin önünü açtığı görüşündeler. Bu isimler ise Meclis Başkanı Cemil Çiçek, Melih Gökçek ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. Çiçek’in tekrar Meclis Başkanlığı’na seçilmesi gündemde değilken Gezi olaylarıyla birlikte ismi tekrar gündeme “gelmek zorunda kalmış.” Çiçek, olayların rüzgârıyla Meclis Başkanlığı’na tekrar seçilmiş. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek de partililere göre önü açılan diğer isimlerden. Krizden güçlenerek çıkmış. Tekrar aday olmasının önündeki tüm engellerin aşıldığı görüşü partide hâkim. En büyük gücü ise Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün sağladığını düşünüyor AK Partililer. Köşk’ün tavrı, olayların seyri krizin en kârlı çıkanlarından birinin de Gül olduğu sonucunu ortaya koymuş. Bu değerlendirmelerin ardından farklı zaman ve mekânlarda görüştüğüm isimler ağız birliği etmişçesine Başbakan Erdoğan’ın Başkanlık hayalinin Gezi olaylarıyla bittiğini söylediler. CEMAATİN OYU YÜZDE ÜÇ Gelelim görüşmemizdeki en can alıcı bölümlerden biri olan AK Parti-cemaat gerilimine. AK Parti, cemaatin oy oranıyla ilgili bazı anketler yaptırmış. Anket sonuçları hakkında ser verip sır verilmese de Numan Kurtulmuş’un bir anket firmasıyla yaptığı görüşmeden bazı ayrıntılar öğrendim. Kurtulmuş, partiye anket yapan bir isimle görüşüp, cemaatin oylarının ne kadar olduğunu öğrenmek istemiş. Muhatabına parti olarak cemaatin oy oranının yüzde üç civarında olduğu bilgisini de aktarmış. Anket firması yetkilisi Kurtulmuş’un öngörüsüne karşı çıkıp, cemaatin oy oranının yüzde sekize, çarpanlarıyla birlikte yüzde 16’ya varabileceğini iddia etmiş. Çarpandan kasıt, cemaatin etki gücünün sonuçlara yansıması. Kurtulmuş kendisiyle aynı görüşte olmadığını yineleyerek, partinin yüzde üç civarında oy tahmini yaptığı görüşünü aktarmış. Başka bir muhatabım da Kurtulmuş’la ilgili benzer bilgiler verip, yapılan başka bir ankette cemaatin oyunun yüzde üç ila dört civarında olduğu bilgisini aktardı. AK Parti’nin cemaati gözden çıkarmasının nedenlerinden birinin de bu oy oranı olduğu iddiasını Ankara’da sık sık duydum. Ankara değerlendirmelerine yarın da devam edeceğim. Taraf/ MEHMET BARANSU/KOZMİK KÖŞE - 13.08.2013