HDP İstanbul İl Örgütü 1. Olağanüstü Kongresi, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP İstanbul milletvekilleri, MYK ve PM üyelerinin katılımıyla Sinan Erdem Spor Salonu'nda yapıldı. Yeni yönetime başarılar dileyen Demirtaş, “Görev alacak yönetimimizin her daim yanında olacağız. Burası bizim en büyük teşkilatımız. Kongremiz bir kez daha hayırlı olsun" dedi. Demirtaş, "HDP olarak ezilenlerin ortak partisi ve hareketi olarak yola çıkma kararı aldığımız günden bu yana Türkiye, Kürdistan ve Ortadoğu'da tarihi yazıyoruz. Yazılması gerektiği gibi. Yanlışları düzelte düzelte yeniden yazıyoruz. Tüm HDP bileşenleri ile birlikte bu partiyi kurarken şunun çok açık farkındaydık. Sıradan bir siyasi parti çalışması olmayacak bu. 1916 Sykes-Pickot anlaşması ve ondan öncesi imparatorluklar döneminde halkları yok sayan, var olma gerekçelerini yok sayan sahte tarihi değiştirmek üzere yola çıkmıştık. Bu ezilenlerde büyük bir umut yarattı. Ama HDP'nin varlığı ne kadar çok insanı mutlu ettiyse birilerinde de korku yaratacaktı, tedirginlik yaratacaktı, panik yaratacaktı. Bunu da bilerek yola çıktık. Çünkü HDP olarak çomak soktuğumuz çark öyle basit bir çark değil. Yüzyıllardır bu topraklarda hukuksuzluk, haksızlık, adaletsizlik üzerine öylesine çarklar oluşmuş ki; bu çarkların arasında HDP'nin çomağı girip, çarkın dönüşü durduğunda elbetteki bize saldıranlar çok olacak demiştik. Keşke yanılmış olsaydık" diye konuştu. 'DİRENMEYİP DE NE YAPACAKTIK?' Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP liderinin "Ya baş eğeceksiniz ya baş vereceksiniz" dediğini söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti: "Baş üstünde baş taş üstünde taş koymayacak şekilde bir vahşet uygulayacağız diyorlar. Bize sundukları seçenek buydu. Ya mevcut düzene tabi olacaksınız ya da yüzlerce yıldır yaptığımız gibi katliam ve soykırıma mecbur kalacaksınız. Bu acıyı yaşamaya mecbur kalacaksınız. Biz savaş seçeneğini asla tercih etmedik. Hiçbir insanın ölmesini bizler politik, ahlaki olarak doğru görmedik. Karşımızdaki ceberrut anlayış düzeni değiştirmek için yola çıkmış bir siyasi harekete, bir partiye karşı bu kadar acımasızca vahşet uygulandığı yerde direnmeyip de ne yapacaktık. Bunların dediği gibi baş mı eğecektik?" 'AKADEMİSYENDEN GAZETECİYE KADAR HERKESE HAKARET EDİYOR' Karaman'da ortaya çıkan çocuklara cinsel istismar skandalına da değinen Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü: "AKP'nin Kadın Bakanı'nın, Başbakanı ve Bakanlar Kurulu'nun sözlerinin utanç vesikası olarak tarihe geçtiği şu günlerde bu onursuzluğu kabul etmediğimizi göstermemiz lazım. Türkiye'nin her şehrinde çocuk istismarı var. Karaman bunun küçük bir örneği. Durum tahminlerimizin çok çok ötesinde. Öyle anlaşılıyor ki on binlerce küçük çocuk istismara uğramış. Bunu iktidardakiler biliyorlar. Kimileri bunu ahlaken problemli görmüyor, kimileri de siyasetime zarar vermesin diye üstünü örtüyor. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı sıfatıyla sarayda oturan zat var ya, Karaman'daki mesele ortaya çıktığından beri bu konuyla ilgili tek bir cümle etmiş değil. Gece gündüz bize parmak sallayan Saray'daki zat, Karaman'daki istismarla ilgili tek bir cümle kurmuş değil. Her gün konuşuyor, 30 tane televizyon kanalı da canlı yayınlıyor. Akademisyeninden gazetecisine kadar. Herkese hakaret, herkese tehdit. Herkese söyleyecek bir lafı var. Bir tek tecavüzcüye sıcak bakıyor. Ona bir şey söylemiyor. Çocuk istismarcılarına mikrofonun önünde gürlemiyor. Kadın tecavüzcülerine katliamcılarına bir şey demiyor. Bir tek bunlara karşı toleranslı bir Cumhurbaşkanımız var." Kongre, Demirtaş'ın konuşmasının ardından faaliyet raporlarının okunması ile devam ediyor. . Kaynak: Cumhuriyet.com.tr