Haberleri ve Twitter paylaşımları nedeniyle FETÖ/PDY ve PKK propagandasını aynı anda yaptığı gerekçesiyle gazetemiz muhabiri Ahmet Şık'ın tutuklanmasına yapılan itiraz reddedildi. İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği kararında tutuklama kararında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delil ve olayların soruşturma dosyasının içeriğine uygun şekilde ortaya konulduğunu, tutuklamayı gerektiren nedenlerin ve tutuklama tedbirinin ölçülülük ilkesine uygun olduğunu öne sürdü. 66 gündür tutuklu bulunan 10 yazar ve yöneticimizin aylık tutuk incelemesini değerlendiren İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği 66 gündür delillerin toplanamadığını savunarak tutukluluğun devamı yönünde karar verdi. Şık'ın avukatları itiraz dilekçesinde itirazı inceleyecek hakimliğin aynı zamanda gazetemiz 10 yazar ve yöneticisini tutuklayan İstanbul 9 . Sulh Ceza Hakimliği olduğunu ve itirazın reddedileceğini belirtmişlerdi.Gazetemiz 10 yazar ve yöneticisini de tutuklayan İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği kararında, tutuklama kararını veren İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin kararında kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delil ve olayların soruşturma dosyasını içeriğine uygun şekilde ortaya konulduğunu öne sürdü. Tutuklamayı gerektiren nedenlerin ve tutuklama tedbirinin ölçülülük ilkesine uygun olduğunu savunan hakimlik, tutuklama yerine adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasının yetersiz kalacağını gösteren delillerin somut olgularla gerekçelendirilerek açıklandığını iddia etti. Bu nedenle İstanbul 8. Sulh Ceza Hakimliği'nin itiraza konu tutuklama kararında usul ve kanuna aykırı bir yön bulunmadığı, kararın yerinde olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varıldığı savunuldu.66 gündür toplanamayan delilÖte yandan 66 gündür tutuklu bulunan 10 yazar ve yöneticimizin aylık tutuk incelemesini gerçekleştiren İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği de tutukluluğun devamı yönünde karar verdi. Kararda, mevcut delil durumu ve delillerin henüz toplanamadığı savunularak, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin olduğu iddia edildi. Soruşturma konusu suçun ağırlığı ve önemini dikkate aldığını kaydeden yargıç, adli kontrol tedbirlerinin yetersiz kalacağını, suçların sabit görülmesi halinde verilmesi muhtemel ceza veya güvenlik tedbiri ile tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu, tutukluluk halinin sonlandırılmasını gerektirecek nitelikte yeni bir delilin bulunmadığını ileri sürdü.Kaynak: Cumhuriyet.com.tr