Bugün 23 Nisan ama konuşmamız gereken acı gerçekler var: Üzgünüz Atam, emanetine sahip çıkamıyoruz! Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı... Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ilk cumhurbaşkanı ve sonsuz lideri Mustafa Kemal Atatürk 23 Nisan 1920 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açmış ve Türkiye'nin bağımsızlığını ilan etmişti. 1924'te bu günün çocuk bayramı olarak kutlanmasına karar veren Atatürk, 1929'da bu bayramı tüm dünya çocuklarına armağan etmişti. Her yıl büyük bir coşkuyla kutlanan bu milli bayram 1979 yılında uluslararası boyuta taşınmıştı. Yaşı 30'un üstünde olanlar en az bir kez bir çocuğu evinde ağırlamıştır... 1979'da altı ülkenin katılmasıyla uluslararası boyuta taşınan bu milli bayramda her yıl dünyanın dört bir yanından yüzlerce çocuk Türkiye'ye geliyor. En büyük bayram bu bayram, anlayacağınız! Ama işte konuşmamız gereken gerçekler de var! Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti olan çocuklarımıza sahip çıkamıyoruz... Eğitim haklarını ellerinden alıyoruz, çalışmaya zorluyoruz, istismar ediyoruz, öldürüyoruz. "Bunların hiçbirini yapmıyorum" diyorsanız, seyirci kalıyorsunuz! İşte Türkiye'de çocuk olmanın zorluklarını, çocukluğu yaşayamamanın ne demek olduğunu gösteren 19 fotoğraf... 1. Zabıta tarafından baskülü kırılan bu çocuğu hatırladınız mı? 2. Ağrı'da ailesiyle birlikte gittiği bayram ziyareti sırasında köyde kaybolan 4 yaşındaki Leyla'ya bakınca içiniz yandı mı? 3. Aileleriyle birlikte mevsimlik olarak çalışan ismini bilmediğimiz binlerce çocuğu düşününce ne geçti kafanızdan? 4. Zorlu kış şartlarında eğitim hakkını alabilmek için okula montsuz ve ayakkabısız giden Merve'yle tanıştınız mı? 5. Bu fotoğrafla eşit şartlara sahip olamayan tüm çocuklar geldi mi aklınıza? 6. Her iki saniyede bir çocuğun evlendirildiği dünyada, Türkiye'nin Avrupa birincisi olduğundan haberiniz var mı? Utandıran bir birincilik... 7. Cumhuriyet tarihinin en büyük facialarından biri olarak kayıtlara geçen Soma'daki maden göçüğünde babasız kalan çocukları hatırladınız mı? 8. Atık toplayıcı ailesinin çuvalın içinde büyütmek zorunda kaldığı 1.5 yaşındaki Erol'u da mı unuttunuz? 9. Annesi bir televizyon programına bağlanarak "Çocuklar ölmesin" dedi diye cezaevinde büyümek zorunda kalan Deran bebeğe adaleti anlatabilir misiniz? 10. Ya da kendisi soğuk kış gününde sokakta çalışmak zorundayken, içeride oyun oynayanları izleyen bu çocuğa eşitliğin ne demek olduğunu gösterebilir misiniz? 11. Egzozun verdiği sıcaklıkla ısınan bu çocuğa aslında bir vatandaş olarak barınma hakkı bulunduğunu söyleyebilir misiniz? 12. Kocaman yüküyle büyümek zorunda kalan çocuklarımıza ne diyebilirsiniz peki? 13. Babası hastalandığı için okuldan sonra ayakkabı boyacılığı yapan Elif'i unutmayın... 14. Parkta saklambaç oynarken kapağı açık trafoya saklanarak akıma kapılan küçük Kadir'i de... 15. Ablasının sevgilisi tarafından diri diri yakılan Gizem'i de... 16. Cinayetinin üstü örtülmeye çalışılan ve organize bir kötülüğe kurban giden Rabia Naz'ı da... 17. Seçim PR'ının kurbanı olan, "Sizin hiç babanız öldü mü?" sorusuna asla yanıt veremeyeceğimiz şehit çocuğunu da... 18. Ama en çok okul harçlığını kazanmak için yedi yıldır tartısıyla çalışan Kadir'i unutmayın; çünkü çok büyük insan olacak o! 19. Ve sözün bittiği yerdeyiz... Biz Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emaneti olan parlak geleceğimize sahip çıkamıyoruz! Çok üzgünüz Atam! Kaynak: https://onedio.com/haber/cok-yazik-be-atam-23-nisan-da-mustafa-kemal-ataturk-un-emaneti-cocuklarimiza-sahip-cikamadigimizin-kanitlari-870029