Aksu ilçesine bağlı Topallı Mahallesi’nde çiftçilik yapan evli ve iki çocuk babası Hüseyin Butgül, psikolojik sorunları nedeniyle geçen 1 Şubat günü evi terk etti. Ormanlık alana giden Butgül, tüm aramalara rağmen bulunamadı. Yakınları jandarmaya müracaat edip kayıp ihbarında bulundu. Ancak Butgül, 3 Şubat günü eve döndü. Üzeri kir içinde eve dönen Hüseyin Butgül’ü karşılayan Şerife Butgül, eşini tıraş edip banyo yaptırdı. Banyodan sonra tekrar dağa gideceğini söyleyen Hüseyin Butgül’ü eşi durdurmaya kalkışınca çiftin arasında tartışma çıktı. Evden gelen çığlıklar üzerine çiftin 14 yaşındaki oğlu Muhammed ile seralarının kiracısı Fikriye Buyrukçu koşarak olay yerine gitti. Fikriye Buyrukçu ile Muhammed yerde Şerife Butgül’ün cesediyle karşılaştı. Cesedin başında Hüseyin Butgül’ü gören Fikriye Buyrukçu, durumu evin yan binasında ikamet eden Hüseyin Butgül’ün annesi Eşe Butgül’e haber verdi. Olay yerine gelen Eşe Butgül, gelininin cansız bedeninin başında oğlunu görünce yumruklamaya başladı. Ardından olay yerine çağrılan jandarma tarafından gözaltına alınan Hüseyin Butgül, eşini kendisinin öldürmediğini iddia etti. Yakınları tarafından akli dengesi bozuk olduğu iddia edilen Hüseyin Butgül hakkında sevk edildiği Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden cezai ehliyetinin tam olduğuna dair rapor verildi. Bunun üzerine Butgül hakkında Antalya 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açıldı. Davanın ilk duruşmasında da kendi kendine konuşup anlamsız hareketlerde bulunan Hüseyin Butgül, suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme başkanı Günay Karacabey Özkaynak’a "Hakim abla" diye hitap eden Butgül, "Eşimi ben öldürmedim. Ben 5-6 gün zeytinlikteki evde kaldım. Sonra jandarmalar geldi. Beni tartakladı. Bana çok işkence çektirdiler. Benim beynim akıyor. Sıcakta duramıyorum" dedi. Duruşmaya gelen annesi Eşe Butgül’e de "Anacığım ben eşimi öldürmedim. Niye öldüreyim" diyen Hüseyin Butgül, kendisinin olay sırasında yatağında olduğunu iddia etti. Hüseyin Butgül’ün annesi Eşe Butgül de oğlunun akıl hastası olduğunu söyledi. Olay tarihinden bir hafta kadar önce oğlunun kendisini evin önündeki direğe astığını anlatan Eşe Butgül, "Oğlum kendisini asınca gelinim Şerife ile torunum kurtarmış. Bu olaydan 5-6 gün sonra oğlum Hüseyin dağa kaçtı. Ertesi gün öğle saatlerinde kendiliğinden geldi" dedi. RAPOR YETERSİZ Cumhuriyet savcısı ise sanığa bu olaydan önce ruh sağlığının bozuk olduğuna ilişkin rapor verildiğini, duruşmalardaki hal ve tavırlarının da bunu doğrulamakta olduğunu söyledi. Bu bulgular ışığında sanığın olaydan sonra sevk edildiği Manisa Akıl ve Ruh Sağlığı Hastanesi’nden verilen raporunun yetersiz kaldığının görüldüğünü söyleyen savcı, sanığın ceza ehliyetinin olup olmadığının tespiti için Adli Tıp Kurumu Başkanlığına sevkini talep etti. Tahliye talebini reddeden mahkeme, sanığın ceza ehliyetinin olup olmadığının tespiti için yeniden rapor alınmasına karar verdi.Kaynak: Cumhuriyet.com.tr