Yetişkinlere hitap eden animasyonların kaderi pek iç açıcı değil ülkemizde. Daha önce de başka vesilelerle yazmıştım, sinema kültürümüz animasyonları neredeyse sadece dublajla vizyona giren ve çocuklara hitap eden bir tür olarak kodlamış durumda. Hal böyle olunca, yetişkinlere hitap eden animasyonlar yurtdışında eleştirmenlerin övgüsüne mazhar olsa da, festivallerde ödüller kazanmış olsa da burada nadiren vizyona giriyorlar. Girse de izleyicilerine ulaşamıyorlar, çünkü daralan bir kültür çemberinin içerisinde bu filmlere olan talep de her geçen gün yok oluyor. Sonucundaysa bir animasyon eğer çocuklara hitap etmiyorsa, yılın en önemli filmleri arasında yer alsa da vizyonda karşımıza çıkmamaya başlıyor. Sayısız yılsonu listesinde yer alan, yurtdışında 35’in üzerinde ödül kazanan Oscar adayı ‘Anomalisa’ da buna bir istisna oluşturamadı. Charlie Kaufman günümüz sinema dünyasının en özgün dehalarından biri. ‘John Malkovich Olmak’ (Being John Malkovich), ‘Tersyüz’ (Adaptation) ve ‘Sil Baştan’ın (Eternal Sunshine of the Spotless Mind) çığır açan senaryolarında imzası bulunan Kaufman, bundan 10 yıl önce Hollywood’un en çok konuşulan yazarlarından biriydi. 2008’de ilk kez yönetmenliğe soyunduğu, gişede hüsran yaşayan ama pek çoklarına göre katıksız bir başyapıt olan ‘New York Yanılsamaları’nı (Synecdoche, New York) çektikten sonra kayıplara karıştı. Başarısız bir TV filmi çekme girişiminden (‘How & Why’) sonra 2015’te yine senaryosuna kendi imza attığı, yönetmenliği ise Duke Johnson’la paylaştığı ‘Anomalisa’ ile geri döndü. Belki gişe anlamında değil ama eleştirel anlamda muazzam bir geri dönüştü bu. Geçen yıl Telluride Film Festivali’nde prömiyerini yapan ‘Anomalisa’, kısa zamanda Kaufman’ın kariyerinin en iyi işlerinden birisi olarak nitelendi.Etkisi zamanla büyüyen bir filmKuklalarla çekilen bir stop-motion animasyon olan ‘Anomalisa’ müşteri hizmetleri sektöründe tanınan bir yazar olan Michael Stone’un, bir konferansa konuşmacı olarak katılmak için çıktığı bir iş gezisindeki geceyi anlatıyor. Kaufman bu filminde bir kez daha kendine has bir melankoliyle, mizah ve trajediyi harmanlayarak içgözlemsel bir sinemanın izini sürüyor. Michael Stone, pek çoğumuz gibi modern hayatın boşluğunda ve monotonluğunda kaybolmuş bir birey. Bu çerçevede ‘Anomalisa’, tıpkı yönetmenin bir önceki filmi gibi yalnızlık, depresyon, iletişimsizlik, benlik, aşk ve hayata dair bir zihin egzersizi olarak görülebilir. Ancak ‘Anomalisa’ bunu daha minör ve naif bir şekilde, daha az diyalogla ama duygulara daha çok hitap ederek gerçekleştiriyor. Kaufman filmlerinden görmeyi bekleyeceğimiz özgünlük ve yaratıcılık ise filmin pek çok minik detayında karşımıza çıkıyor. Ki bu da filmin zamana karşı direnmesinde büyük rol oynayacak.Bu yıl !F İstanbul’da gösterilen film, geçen hafta DVD raflarındaki yerini aldı. Filmi henüz izleyememiş sinemaseverler veya filmi tekrar izlemek için sabırsızlanan hayranları için bu son dönemin sinema adına en iyi haberlerinden biri. Vizyonda bu aralar iyi film olmadığından şikayet ediyorsanız, ‘Anomalisa’ DVD’si kaçırılmaz bir fırsat. Vizyona giren filmlerin beklentileri karşılamaktan uzak olduğu bir dönemde, bu DVD bir anomali olsa gerek.Kaynak: Birgun.net