Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin grup toplantısında Rusya'yı hedef alırken, Rusya'nın Türkiye'yi BM'ye şikayet etmesini "arsızlık" olarak tanımladı. Davutoğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle: Rus uçakları sadece dün Tel Rıfat'a 200 sorti yaptı. Her sortide bomba atıyorlar. Ellerindeki süresi geçmiş bombaları tüketmeye çalışıyorlar. Bombalanmamış tek kare bile kalmadı. Rusya ve Esed , PYD'yi kullanarak Suriye'nin kuzeyinde demografiyi değiştirmek için binlerce insanı evinden kopardı. 30 Eylül'den bu yana o alçak hain barbar uçaklar sivil asker ayrımı yapmadan, yaşlı genç ayrımı yapmadan bomba yağdırıyorlar. Şimdiye kadar 8 bin sorti yaptılar. "Sonunda zafer mutlaka inanların olacaktır." Esad rejimi ve onun kuklası olan PYD'ye angajman kuralları gereği mukabelede bulunuyoruz. PYD-YPG kesinlikle Kürtlerin temsilcisi değildir, Rusya'nın paralı askeridir. DAEŞ bahane edilerek rejim yanlısı olmayan herkesin Suriye'den sürülmesi hedefleniyor. Halep ve Suriye'de sadece rejim yanlılarının kalması geri kalanın ülkede kalması planı var. Bu geçmişte Rusya'nın yaptığı şeyle aynı şeydir. 2 milyon 600 bin kardeşimizi ağırlıyoruz. Allah'tan ve tarihten başka hiç kimseden korkmadan söylüyoruz. Bu saldırıları Rus alçak uçakları yaptı. Sesi gür olmayanın sesi çıkmasın. ABD açıkça neden söylemiyor bu saldırıyı kimin yaptığını? Yaptığımız operasyon neticesinde YPG unsurları Azez'de ilerleyemiyor. Azez'e yaklaşırlarsa bizden müdahaleyi göreceklerdir. Kürtleri kimse istismar etmeye kalkmasın. Kürtlerin hamisi de koruyucusu da Türkiye Devleti'dir. PYD ve YPG'yi bir Kürt örgütü olarak değil terör örgütü olarak ele alıyoruz. PYD ve YPG PKK'nın bir uzantısıdır. PYD ve YPG'yi işgalci Rus güçlerinin ve eli kanlı Esad rejimin lejyoner askeri olarak görüyoruz. "Üçüncü Dünya Savaşı" çıkabilir denilerek algı oyunu yapılıyor. Sayın Deniz Baykal Türkiye'nin aldığı tedbirlerin gerekli olduğunu söyledi. Sorumlu açıklamadan dolayı Baykal'a teşekkür ediyoruz. Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satırbaşları şöyle: "Erzincan'da Türkiye'nin nasıl bir yapıya sahip olduğunu gözlemleme şansım oldu. Biz her bölgemizde, her şehrimizle irtibatımızı canlı tutuyoruz. İnşallah bu hafta da Van'da olacağız. Daha sonra Ukrayna ile ilişkilerimizi gözden geçirdik. Sizlere üç yerden selam getirdim. Birincisi, Kırım Tatar Türkmenleri, ikincisi Ukraynadaki Ahısta Türklerinin temsilcileri, üçüncüsü Ukraynada Gökoğuz Türklerinin temsilcilerinden size selam getirdim. Biz sadece Halep'in değil, Somali'nin de yanındayız. Türkiye için dua eden kim varsa tüm bu mazlumların acısını yüreğimizde hissediyoruz. Birileri diyor ki dünya görmüyor siz de görmeyin. Biz adaletin sesi olmaya son nefesimize kadar mazlumların sesi olmaya devam edeceğiz. Mardin için oradaki konuşmamda son kale burası demiştim. Son kaleyi son nefesimize kadar savunacağız. 2001'de Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın öncülüğünde yola çıktık ve Türkiye'yi uçurumdan aldık. Millet iktidara geldi. 2001 yılında kendisine bile deva olamayan bir ülkeden, "iyi ki Türkiye var" denilen bir ülke haline getirdik. İstediler ki bu son kale düşsün, hala onlar barbarlıkları sürdürürken hakkı haykıran kimse kalmasın. AK Parti'ye karşı ne kumpaslar, ne tuzaklar kurmaya çalıştılar. Ama hiçbirinde hedeflerine ulaşamadılar, ulaşamayacaklar. AK Parti'yi bir araya getiren bu merhamet duygusudur. Dimdik durduk, milletin hukukunu koruduk. 14 yıldır bazı çevreler birliğimizi bozmaya çalıştılar. Bizim aramızda ihtilaf bekleyenler çok beklerler. Çünkü bizde şahsi hedef yok, ulvi hedef var. AK Parti davası Türkiye davasıdır. Bu dava Türkiye'nin, insanlık onuru davasıdır. Bu dava şu an dahi Türkiye'ye dönüp Haleplilerin, Azezlilerin, Humusluların davasıdır. Bu hak ve hakkaniyet davasıdır. Biz insanlığa, bütün mahlukata karşı sorumluyuz. Rus uçakları sadece dün Tel Rıfat'a 200 sorti yaptı. Her sortide bomba atıyorlar. Ellerindeki süresi geçmiş bombaları tüketmeye çalışıyorlar. Bombalanmamış tek kare bile kalmadı. Rusya ve Esed , PYD'yi kullanarak Suriye'nin kuzeyinde demografiyi değiştirmek için binlerce insanı evinden kopardı. 30 Eylül'den bu yana o alçak hain barbar uçaklar sivil asker ayrımı yapmadan, yaşlı genç ayrımı yapmadan bomba yağdırıyorlar. Şimdiye kadar 8 bin sorti yaptılar. "Sonunda zafer mutlaka inanların olacaktır." Esad rejimi ve onun kuklası olan PYD'ye angajman kuralları gereği mukabelede bulunuyoruz. Güya barışa doğru gideceğiz derken, Türkiye'nin Halep'e doğru koridoru kapansın istiyorlar. Halep'in o yiğit insanlarının açlığa da direnebileceklerini hesap etmiyorlar. Sonunda zafer mutlaka inananların olacaktır. En son Minnağ Havaalanı'nı ele geçirdikten sonra Azez'e saldırı gerçekleştirdiler. Mülteci akınına sebep vermeden, YPG'ye yönelik hedeflere mukabelede bulunuyoruz, bulunmaya devam edeceğiz. Her biri Türkiye'ye teşekkür ediyor. Bizi engellemeye çalışacaklar, elimizden gelen çabayı göstereceğiz. Bu saldırıların Avrupa'yı da hedef aldığı ortadadır. Merkel'le bu konuda mutabık kaldık. Merkel dün, yıllarca söylediğimiz teklifin haklılığını teyit ederek, Suriye'de uçuşa yasak bölge olmasını ifade etti. Bu 3 yıl önce olsaydı yüz binlerce insan hayatta olacaktı. PYD-YPG kesinlikle Kürtlerin temsilcisi değildir, Rusya'nın paralı askeridir. DAEŞ bahane edilerek rejim yanlısı olmayan herkesin Suriye'den sürülmesi hedefleniyor. Halep ve Suriye'de sadece rejim yanlılarının kalması geri kalanın ülkede kalması planı var. Bu geçmişte Rusya'nın yaptığı şeyle aynı şeydir. 2 milyon 600 bin kardeşimizi ağırlıyoruz. Günlerdir Rus uçaklarının bombaları altında, çocuklar katlediliyor, bunları yapanlara karşı Türkiye tedbir aldı diye Rusya Türkiye'yi BM'ye şikayet ediyor. Bu ne küstah, arsız yaklaşım. Kendisi bombardımanlarla mazlumları katledecek, Türkiye sınır güvenliğini sağlamaya çalışacak; sonra gdip BM'ye şikayet edecek. Onun için biz dünya 5'ten büyüktür diye haykırıyoruz. Rusya'nın bu suçunu yüzüne vurması gereken ABD ve diğer müttefiklerimiz bu "bombardımanı kınıyoruz" diyor. Allah'tan başka kimseden korkmadan söylüyoruz, "Bu bombardımanı alçak Rus uçakları yaptı." Sesi gür olmayanın sesi çıkmaz. Yaptığımız operasyon neticesinde YPG unsurları Azez'de ilerleyemiyor. Azez'e yaklaşırlarsa bizden müdahaleyi göreceklerdir. Uluslarası basın diyor ki, Türkiye Kürt bölgelerini bombalıyor. Kürtler bizim sınır içimizdeki Kürt kardeşlerimiz ve şu salonu da dolduran Kürt ve Türkler kardeş olduğu gibi Kürtler bizim asli kardeşimizdir. Bizim iç ve dış politikamız hiçbir zaman etnik ve mezhep temelli olmayacaktır. Kürtlerin bir devleti vardır; o da Türkiye Cumhuriyeti'dir. Kürtleri kimse istismar etmeye kalkmasın. Kürtlerin hamisi de koruyucusu da Türkiye Devleti'dir. PYD ve YPG'yi bir Kürt örgütü olarak değil terör örgütü olarak ele alıyoruz. PYD ve YPG PKK'nın bir uzantısıdır. Rusya ve Esad adına katliamlar yapmaktadır. PYD ve YPG'yi işgalci Rus güçlerinin ve eli kanlı Esad rejimin lejyoner askeri olarak görüyoruz. "Üçüncü Dünya Savaşı" çıkabilir denilerek algı oyunu yapılıyor. Suriye'de bir savaş tehlikesi varsa bunu oluşturan asla Türkiye değildir. Biz başında beri çok çaba harcadık. Sayın Baykal Türkiye'nin aldığı tedbirlerin gerekli olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu'nun 5 yıllık Suriye çizgisinde vicdan göremezsiniz, Esad'ın elini sıkanları görürsünüz. Türkiye'de milli iktidar olması önemlidir, bunun kadar önemli olan bir şey de milli muhalefet, yerli muhalefettir.Kaynak: Haber.sol.org.tr