Mücella ve İlhami Patoğlu çifti 2005 yılında dünyaya ikinci bir çocuk daha getirmek istedi. Patoğlu hamileliğinin üçüncü ayında Batı Bahat Hastanesi’ne giderek, kadın doğum uzmanı Ali Çelik’e muayene oldu. 3 Kasım 2005’te Süreyya Patoğlu dünyaya geldi. Sekizinci gününde bebeğin down sendromlu olduğu anlaşıldı. Patoğlu çifti, testlerde down sendromlu olabileceğine ilişkin bulgular ortaya çıkmasına rağmen bebeğin doğumuna neden olduğu gerekçesiyle Çelik hakkında “görevi kötüye kullanmak” suçundan dava açtı. Küçükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde süren davada Dr. Çelik hakkındaki iddiaları reddetti. Batı Bahat Hastanesi de ortaya çıkan risklerin hasta dosyasına doktor tarafından not düşüldüğünü, hasta protokol kayıt defterine işlendiğini, hastanın sözlü olarak uyarıldığını ve hasta takip kartının Patoğlu’na verildiğini savundu. Patoğlu ise bir uyarıda bulunulmadığını ve kart verilmediğini söyledi. DOKTOR İDDİALARI REDDETİ Görüşü alınan Yüksek Sağlık Şûrası, 1-2 Ekim 2015’teki kararında, Dr. Çelik’in tıp kurallarına aykırı davrandığı sonucuna vardı. Şûranın 16-17 Mart 2017’deki kararında ise döllenmenin başladığı anda down sendorumunun başladığı, tedavi imkânının olmadığı, Çelik’in davranışı ile durum arasında bir nedensellik olmadığı da ifade edildi. Mahkeme 18 Mayıs’taki son duruşmada beraata karar verdi. Gerekçeli kararda, Süreyya Patoğlu’ndaki rahatsızlığın yaradılıştan kaynaklandığı ve gebelikte yapılacak müdahaleyle giderilmeyeceği ifade edildi. Bahse konu suçun oluşması için kamu zararı ve kişilerin mağduriyeti koşulunun arandığı belirtildi. Down sendorumlu bebeklerde gebeliğin sonlandırılması yoluna gidilebileceği, bunun anne ve babanın inisiyatifinde olduğu, hukukun belli süre ve şekil şartlarında cevaz verdiği kaydedildi. Ancak ceninin yaşam hakkının öncelikli olduğu, down sendorumunun bir mağduriyet olarak kabulü ve gebeliğin sonlandırılması halinde bireyin yaşam hakkının elinden alınacağı vurgulandı.Kaynak: Cumhuriyet.com.tr