<span style="font-size:16px"><span style="font-family:verdana,geneva,sans-serif">İşte avukatın mizah ile birlikte yoğurarak dikkat çeken o paylaşımı.<br /> <br /> Bakırköy Adliyesi 7. katta, kalabalık bir grup avukat, asansör bekliyoruz. Adliyede en yoğun kullanılan alandaki dört asansörden ikisi hakim-savcılara tahsis edilmiş...<br /> <br /> Neyse…<br /> <br /> Biz kalabalık avukat milleti asansör beklerken, bizim binmemiz yasak olan “hakim savcıya özel yetkili” asansöre şifre ve/veya kart ile bir çaycı çocuk bindi.<br /> <br /> Çaycının ardından ben de bindim, ben binince birkaç meslektaş daha bindi, asansörü doldurduk… Biz bindik ama çaycı arkadaş tedirgin oldu bizim binmemizden… Aramızda şöyle bir konuşma geçti:<br /> <br /> -Abi siz binmeyin, sonra bana kızıyorlar…<br /> <br /> - Sana kızacak olurlarsa beni gösterirsin “ben söyledim ama Avukat Bey zorla bindi” dersin. (bu arada aşağı katta bir mübaşir arkadaş bindi asansöre...)<br /> <br /> - Öyle olmuyor ama, sonra sizi indirip kendileri biniyor haberiniz olsun...(Ben “Ula AGANIN asansörüne avukat nasıl binermiş la” diye şu ünlü Şener Şen repliğini aklımdan geçirirken bu sefer bir kâtip arkadaş bindi. Bu asansör zannımca sadece avukatlara yasak…)<br /> <br /> Güzel ülkemde, saldırıya uğrayan/öldürülen avukat sayısının, hakim-savcıya kıyasla kat kat fazla olduğu nazara alındığında, hakim-savcıya “özel yetkili asansör” tahsisisin güvenlik dışında benim anlamadığım başka bir gerekçesi var mıdır acaba?<br /> <br /> Hayır, yani hiçbir hakim-savcının duruşmaya geç kalıp dosyayı müracaata bırakma gibi bir derdi de olmadığına göre…<br /> <br /> Yoksa Şener Şen haklı mı? :-)</span></span><br /> <br /> <br /> hukukihaber.net<br /> <br />