Mehmet Demir tartışması

 

Bekir Yıldız

Hakim

Bu yapılan ilk hata değildi; Yargı da sehven yapılan işlemlerden dolayı hayatı kararan insanların sayısı herkesin malumu olarak izahtan varestedir.

Yargıda çalışma usulü; bir sarraf titizliğinde veya bir pilot hassasiyetinde olması gerekir iken maalesef çalakalem baştan savma, toptancı bir usulle yapılmaktadır.

Sadece siyasilere veya dokunulmazlara karşı yapılan hataları görüp, diğerlerini görmez iseniz Eşitlik ve Adaletten bahsedebilir misiniz?

Yargı bağımsızlığı için, anyasada yazılı teminatları uygulamakla görevli HSYK; politik figürlerin dilsiz kulaksız davudi sedasına göre değil hakkın lahuti sesine gönül düşürerek hakikati tecelli ettirmesi gerekir iken, siyasi saiklerle hareket ederek her hatada yer değişikliği gibi en ağır cezayı keyfiliğe varacak şekilde uygularsa yargı bağımsızlığından nasıl söz edilecek.

Yargı bağımsızlığının önündeki engellerden en önemlilerinden birsinin, HSYK’ nın kararlarının yargı denetimi dışında olması ve Hakim-Savcının coğrafi yer güvencesinin olmadığı gerçeği de ortaya çıkmıştır.

Sayın DEMİR hakkında" sahip olduğu mesleki şeref ve onurunu etkileyecek şekilde muameleye ve eleştirilere muhatap olacak şekilde de"...peşinen cezalandırma anlamına gelen son derece ağır bu karardan vaz geçilerek soruşturmanın denetime açık şeffaf bir şekilde sonuçlandırılmasını umuyoruz.

Her yapılan hata da hakim savcının yeri değiştirilirse hangi güvenceyle kimi nasıl çalıştırabilirsiniz.

Dr. Bahattin Arasa

"Son yaşanan yer değişikliği örneği ile gündeme gelen hakim ve savcıların keyfi tayini meselesi, Türk yargısının önünde uzun süredir çözüm bekleyen ağır bir sorun olarak durmaktadır. Genelde bu sorun hakim ve savcının, hak ettiği, fakat açıklanamayan bir nedenle yer değişikliğine tabi tutulduğu şeklinde algılanıp değerlendirilir. Hakim ve savcının isteği dışında yeri tedbir amaçlı veya daimi olarak değiştirilecekse, bunun geçerli, hukuka uygun, etkili yargı denetimine açık, yasal ve fiili dayanakları da gecikmeksizin, yargı bağımsızlığı ve teminatının özünü zedelemeyecek şekilde ortaya koyulmalıdır."


Nedim Acu

Hakim

Son yaşanan yer değişikliği örneği ile gündeme gelen hakim ve savcıların keyfi tayini meselesi, Türk yargısının önünde uzun süredir çözüm bekleyen ağır bir sorun olarak durmaktadır. Genelde bu sorun hakim ve savcının, hak ettiği, fakat açıklanamayan bir nedenle yer değişikliğine tabi tutulduğu şeklinde algılanıp değerlendirilir. Hakim ve savcının isteği dışında yeri tedbir amaçlı veya daimi olarak değiştirilecekse, bunun geçerli, hukuka uygun, etkili yargı denetimine açık, yasal ve fiili dayanakları da gecikmeksizin, yargı bağımsızlığı ve teminatının özünü zedelemeyecek şekilde ortaya koyulmalıdır.

Son söz; Türkiye Cumhuriyeti’nde “hukuk devleti” ilkesi Anayasa ile ne kadar güvence altında ise, yargı bağımsızlığı ve teminatı da o kadar güvenceye sahiptir.