Yüz Kızartıcı Suçlar

  1. Yüz Kızartıcı Suç Nedir?

Yüz kızartıcı suç dediğimiz kavram esasen mevzuat içerisinde biraz belirsiz olarak düzenlenmiştir. Türk Ceza Kanunu ve ceza doktrini açısından suçlar içerisinde ‘yüz kızartıcı suçlar’ adlı bir kategori bulunmaz. Ancak Anayasa ve diğer bazı kanunlar TCK’da yer alan bazı suçları yüz kızartıcı olarak nitelemiş ve bu suçları işleyen kişileri kamu görevinden uzak tutmuştur.

Yüz kızartıcı suçlar ile ilgili olarak uygulamada birçok insanın merak ettiği bazı ortak sorular vardır. En çok karşılaştığımız sorular ve yazımızda değerlendirmeye çalıştığımız hususlarda şunlar oldu: yüz kızartıcı suçlar, yüz kızartıcı suçların adli sicil kaydında yer alması ve silinmesi, bu suçlarda memnu hakların iade edilmesi ve yüz kızartıcı suçların memuriyete etkisi, yüz kızartıcı suçlardan dolayı işten çıkarılma ve boşanma meseleleri. Konunun önemli olması dolayısıyla yazımızın dikkatlice okunmasını tavsiye ederiz.

  1. Yüz Kızartıcı Suçlar

Yüz kızartıcı suçlar Anayasa ve diğer özel kanunlarda münferit olarak yer almıştır. Anayasa madde 76 hükmünde yer alan yüz kızartıcı suçlar şunlardır:

  • Zimmet Suçu (TCK 247)
  • İhtilas Suçu (Nitelikli Zimmet)
  • İrtikap Suçu (TCK 250)
  • Rüşvet Suçu (TCK 252)
  • Hırsızlık Suçu (TCK 141)
  • Dolandırıcılık Suçu (TCK 157)
  • Sahtecilik Suçları (TCK 197 - 212)
  • Güveni Kötüye Kullanma Suçu (TCK 155)
  • Hileli İflas Suçu (TCK 161)

Anayasa madde 76 milletvekili seçilme ehliyeti ile ilgili bir maddedir. Bu maddede yukarıda belirttiğimiz suçlar sıralanarak devamında … ‘gibi yüz kızartıcı suçlar’ ifadesi yer almıştır. Ancak bu ifade hukukçular bakımından kabul edilmemektedir. Çünkü yüz kızartıcı suçun tanımı net olarak belli değildir.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu madde 3 hükmünde yukarıda yer alan bazı suçlara ek olarak ‘görevi kötüye kullanma suçu yüz kızartıcı suç olarak yer almıştır.

Yukarıda Anayasa kısmında saydığımız suçlar benzer şekilde 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanunu madde 11 ve 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu madde 8 düzenlemelerinde de yer almıştır ve milletvekili seçilme ve hakim savcı olma bakımından engel olarak düzenlenmiştir.

  1. Yüz Kızartıcı Suçlar ile İlgili Bilinmesi Gereken Diğer Önemli Noktalar

Yüz kızartıcı suç kavramı ve hangi suçların bu kapsamda olduğunu yukarıda izah ettik. Şimdi bununla ilgili diğer önemli meselelere değineceğiz.

    1. Yüz Kızartıcı Suçların Adli Sicile Kaydı ve Silinmesi

Adli sicil kaydı, kişiler için kesinleşen bazı ceza hükümlerinin tutulduğu bir sicildir. Sabıka kaydı olarak da bilinen adli sicil kaydına yüz kızartıcı suçlar da eklenmektedir. Bu sicile işlenen bilgiler artık eskisi gibi sürekli kalmamakta, cezanın infazı ile birlikte silinmektedir. Esasen adli sicil kaydına ilişkin ayrıntılı bilgiye burada değinmeyeceğiz. Konu ile ilgili olarak önemli detayları değerlendirdiğimiz ‘adli sicil kaydının silinmesi’ yazısına bakılabilir.

Yüz kızartıcı suçlar da adli sicil kaydına alındıktan ve cezası infaz edildikten sonra sicilden silinir. Ancak bu sefer arşiv kaydına geçirilir. Arşiv kaydı memuriyete kabul durumunda incelenen bir sicildir. Eğer cezanın infazından sonra memnu hakların iadesi kararı ilgili kişi için verilmişse arşiv kaydı 15 yılın sonunda silinir. Memnu hakların iadesi kararı verilmemişse bu sefer arşiv kaydı 30 yıllık süre boyunca durur ve ancak bu 30 yılın sonunda silinir.

    1. Yüz Kızartıcı Suçlarda Memnu Hakların İadesi Olur mu?

Hakkında ceza mahkumiyeti hükmü verilen kişiler için bir takım haklar yasaklanır. Bu yasaklanmış hakların iadesi ancak cezanın infazından sonra mümkündür. Burada cezanın infazından kastı mahkum olunan ceza süresinin geçirilmesidir. Yani koşullu salıverilen kişinin ceza süresi dolana kadar memnu hakları iade edilmez. Ayrıca yasaklanmış hakların iadesi ancak cezanın infazından 3 yıl sonra talep edilebilen bir durumdur. Ayrıca yasaklanmış hakların iadesini talep edebilmek için bu ceza süresi + 3 yıllık süre içerisinde kasıtlı bir başka suç işlememiş olmak gerekir. Bu şartları tamamlayan kişi yüz kızartıcı suçları işlemiş olsa bile mahkemeye başvurarak yasaklanmış hakların iadesini talep edebilir.

    1. Yüz Kızartıcı Suçların Memuriyete Etkisi

Cevabı en çok merak edilen sorulardan birisi de ‘yüz kızartıcı suç işleyen memur olabilir mi’ sorusudur. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu memur olmaya engel teşkil eden suçlardan bahsetmiştir. Eski düzenlemede yüz kızartıcı suç ibaresi burada yer alırken artık sayma suretiyle hangi suçların memuriyete engel olduğu düzenlenmiştir. Yani artık yüz kızartıcı suçlar memuriyete engeldir diye bir kural kalmamıştır. Ancak gene bu düzenlemede sayılan bazı suçlar aslında yüz kızartıcı suçlar arasında yer almaktadır.

657 sayılı yasa 48. madde düzenlemesinde yüz kızartıcı suçları da kapsayacak şekilde bir sıralama yapmıştır. Buna göre şu suçlardan mahkum olan kişi memur olamaz:

  • Kasten işlenen herhangi bir suçtan ötürü 1 yıl ve daha fazla süre ile hapis cezasına mahkum olmak
  • Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlardan mahkum olmak
  • Zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama ve kaçakçılık suçlarından mahkum olmak

Yani sonuç olarak yüz kızartıcı suçların işlenmesi memuriyete engel bir durumdur. Bu suçlardan ötürü alınan mahkumiyet kararları infaz edildikten sonra adli sicil kaydı silinse de arşiv kaydı silininceye kadar memuriyet imkanı doğmaz. Yapılması gereken, suçun unsurlarının oluşmadığına dair hukuki zeminde savunmada bulunmaktır.

    1. Yüz Kızartıcı Suçtan İşten Çıkarılma Mümkün mü?

İşverenin işçiyi yüz kızartıcı bir suçtan ötürü işten çıkartıp çıkartamama ihtimali tamamen somut olayın özelliklerine bağlıdır. 4857 sayılı İş Kanunu madde 25 hükmü uyarınca işçinin işyerinde 7 günden fazla hapis cezası gerektiren ve cezanın ertelenmesine müsait olmayan bir suç işlemesi durumunda işverenin işçiyi haklı nedenle işten çıkarma imkanı vardır. Ayrıca gene aynı maddeye göre işçinin işverenin güvenini kötüye kullanması, hırsızlık yapması gibi doğruluk ve bağlılık kurallarına uymayan fiillerde bulunması da işten çıkarma için haklı neden sayılır.

Bunlar madde 25 düzenlemesinde ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller olarak düzenlenmiştir. İşte yüz kızartıcı suçtan işten çıkarılma durumu tamamen somut olaya bu maddelerin yorumlanması ile ilgilidir. Somut olayın şartları kapsamında yüz kızartıcı suçtan işten çıkarma bazen işçinin kıdem ve ihbar tazminatı almasını sağlayabilir. Bazı durumlarda da işveren lehine yorumlanabilir.

    1. Yüz Kızartıcı Suç Boşanma Nedeni midir?

Boşanma nedenleri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu düzenlemelerinde sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlardan genel boşanma nedeni olan evlilik birliğinin temelinden sarsılması, eşler için ortak yaşamın artık mümkün olmaması durumunda söz konusu olan genel ve takdiri bir durumdur. Ancak özel boşanma nedenlerinin varlığı halinde hakim evlilik birliğinin temelinden sarsıldığına bir faraziye olarak karar vermek durumundadır. Bunlar ise; zina, hayata kast, pek kötü muamele, onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz yaşam sürme ve terk halleridir.

Görüldüğü üzere eşlerden birinin suç işlemesi durumunda diğer eşe boşanma davası açma hakkı doğar. Bu suç herhangi bir suç değil küçük düşürücü bir suç olmak durumundadır. İlgili suçun küçük düşürücü olup olmadığına da aile mahkemesi hakimi karar verir. Yüz kızartıcı suçlar çoğu zaman küçük düşürücü suç olarak kabul edilse de somut olayın şartlarına göre değerlendirme yapılmalıdır. Ayrıca yüz kızartıcı suçlar kimi durumda genel boşanma nedeni olan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına da sebep olabilir. Yüz kızartıcı suçtan dolayı boşanma bu kurallar çerçevesinde mümkündür.

  1. Sonuç

Yukarıda yüz kızartıcı suçlar ile ilgili olarak bilinmesi gereken meseleleri genel hatları ile açıkladık. Yüz kızartıcı suçlar esas olarak bir suç kategorisi değil ancak kişiyi bazı haklardan mahrum bırakan mevzuatta dağınık olarak sayılmış bir takım suçları ifade eder. Bununla ilgili ihtimalleri ve izlenmesi gereken hukuki prosedürü çizmek için tecrübeli bir avukattan hukuki destek alınmalıdır. Yazımızda her ne kadar konuyu izah etmiş olsak ta bunlar genel kurallardır. Bu kuralların her somut olaya uygulanışı ve yorumlanması farklılık arzedebilir.