Maddi çıkar amacıyla evlenen, birliğini devam ettirme amacı bulunmayan, eşi ile birlikte olmaktan kaçınan kadınlara yönelik önemli bir karar imza atıldı. Yargıtay, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmeyen ve evden ayrıldıktan sonra tanıklara ve erkeğin oğluna, eşi için sapkın isteklerinin olduğunu söyleyen davalı-davacı kadının, eşine küfür eden ve eşini evden kovan davacı-davalı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğu kabul etti. Yargıtay kadını ağır kusurlu bulmuş ve gerçekleşen kadının kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı olduğuna karar verdi.

ERKEĞİN EVİNİ PARAYLA TAPUDA SATIŞ İLE ALDIĞINI SÖYLEDİ

Kadın evlilik tarihinden üç gün önce 11.12.2015 tarihinde davacı davalı erkeğin tek tapulu mal varlığı olan oturduğu evini tapuda satış yoluyla devralmış, mahkemeye ise kendisine ait taşınmazın satışı suretiyle elde ettiği parayla davacı-davalı erkeğin evini satın aldığını söyledi. Fakat tapu müdürlüğünden gelen yazı cevabı ile kadının beyanının doğru olmadığı anlaşıldı.

KADIN ERKEK YAŞ FARKI 47

Yargıtay kararında kadının yaşının 47 yaş küçük olmasına dikkat çekerek 'Kadının tanıklara çocuklarının geleceği için, ev için evlendiğini söylediği ve taraflar arasındaki yaş farkının da kırk yedi olduğu göz önüne alındığında, kadına yüklenen "Maddi çıkar amacıyla evlenme" ve "Evlilik birliğini devam ettirme gibi bir amacının bulunmamasına" ilişkin kusurlu davranışlarının dosya kapsamından sabit olduğu anlaşılmaktadır.' denildi.

Yargıtay'dan karar: 'Alo' diye hitap etmek boşanma sebebi Yargıtay'dan karar: 'Alo' diye hitap etmek boşanma sebebi

EŞİT KUSURLU SAYILMAZLAR

Bu durumda ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere boşanmaya sebep olan olaylarda maddi çıkar amacıyla evlenen, evlilik birliğini devam ettirme amacı bulunmayan, eşi ile birlikte olmaktan kaçınan, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmeyen ve evden ayrıldıktan sonra tanıklara ve erkeğin oğluna, eşi için sapkın isteklerinin olduğunu söyleyen davali-davacı kadının, eşine küfür eden ve eşini evden kovan davacı-davalı erkeğe nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekirken yanılgılı kusur belirlemesi sonucu tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

YARGITAY: KADIN AĞIR KUSURLU, ERKEK TAZMİNAT ALMALI

Boşanmaya sebep olan olaylarda yukarıda (1.) bentte açıklandığı üzere davalı-davacı kadın ağır kusurludur. Gerçekleşen kadının kusurlu davranışları aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir.
Somut olayda davacı -davalı erkek yararına TMK'nun 174/2 maddesi koşulları oluşmuştur. O halde davacı davalı erkek lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun miktarda manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

Somut olayda davacı -davalı erkek yararına TMK'nun 174/2 maddesi koşulları oluşmuştur. O halde davacıdavalı erkek lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak uygun miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken yanilgili kusur belirlemesine bağlı olarak erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

KADINA NAFAKA HÜKMÜNÜ DE İPTAL ETTİ

Ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına (TMK m. 175) hükmedilemeyeceği ifade edilen kararda 'Kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.' denilerek karar bozulmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (1.), (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle bozulmasına, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.

https://www.sabah.com.tr/