Yaşlı bakım merkezi sahibi olan T. K. (41) ile E.H. (37), 19 Ekim 2019'da dünyaevine girdi. Evlendikten sonra eşinin soyadı ve kendi soy ismini birlikte kullanan kadın, çift soy ismin özel hayatında ve iş yaşamında karışıklığa neden olduğu" gerekçesiyle mahkemeye başvurdu. 

Bornova İlçe Nüfus Müdürlüğüne başvuran ancak müdürlükten "Koca soyadıyla birlikte önceki soyadınızı kullandığınız anlaşıldığından dilekçeniz işleme alınmamıştır" şeklinde yanıt alan T. K.H, "Evlilik soyadının iptali ile sadece evlenmeden önceki soyadını kullanılmasına izin verilmesi" talebiyle aile mahkemesine 20 Kasım 2019'da dava açtı.  İzmir 1. Aile Mahkemesi, 31 Aralık 2019'daki karar duruşmasında, kadının talebini kabul etti ve evlilik soyadının iptaline hükmetti.

MAHKEMENİN GEREKÇELİ KARARI ŞÖYLE: 

"Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2015 yılındaki 'Kızlık soyadını kullanmak istemek için haklı bir gerekçenin bulunmasına ihtiyaç olmadığı' yönündeki kararı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin içtihatları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri nazara alındığında kişinin soyadı özel hayat kapsamında değerlendirilmiş ve evli kadının kocasının soyadını kullanma zorunluluğu özel hayata bir müdahale olarak kabul edilerek Medeni Kanunun konuya ilişkin düzenlemesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 8. ve 14. maddelerine aykırı bulunmuştur.

Yargıtay'dan "boş kağıda imza" kararı: Kiracının tahliyesi hukuka uygun Yargıtay'dan "boş kağıda imza" kararı: Kiracının tahliyesi hukuka uygun

İç hukuk kuralları ile uluslararası anlaşmalar arasında uyuşmazlık bulunması halinde anlaşmalara öncelik tanınması gerektiğinden Türk Medeni Kanunu 187. maddesi nazara alınmayarak kızlık soyadının kullanılması talebi AİHS'nin 8. maddesi ve Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında bir insan hakkı olarak kabul edilip cinsiyete dayalı olarak bir ayrıma tabi tutulmaksızın erkek ve kadın arasında eşit şekilde uygulanması gerektiğinden kızlık soyadını kullanmak için haklı gerekçenin bulunmasına dahi ihtiyaç olmadığından davanın kabulü ile  davacı kadının evlenmekle aldığı kocasının soyadının iptaline ve sadece kızlık soyadını kullanmasına karar verilmesi uygun görülmüştür." 

"KİŞİNİN SOY İSMİ MANEVİ VARLIĞINI OLUŞTURUR"

Davacı kadının avukatı Suzi Dilara Erdoğan, müvekkilinin 3 şubesi bulunan rehabilitasyon ve yaşlı bakım merkezi sahibi olduğunu ve iş ilişkilerinde kızlık soyadıyla tanındığını söyledi. 

Müvekkilinin gerek kredi kullanırken gerek ipoteklerle sıkıntı yaşadığını, banka kayıtlarında kızlık soy ismiyle kayıtlı olan iş kadınının evlendikten sonra aldığı soy ismiyle sorunlarla karşılaştığını anlatan Erdoğan, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde kişinin soy isminin manevi varlığını oluşturduğuna, ayrılamaz bir parçası olduğuna dair maddelerin bulunduğunu ifade etti.

http://www.cumhuriyet.com.tr/