1- Çoğunluk görüşü

Sanığın gece vakti ağlamaya başlayan maktuleye biberonla mama yedirmeye çalıştığı, ancak susturamayınca sinirlenip elindeki biberonun sert kısmı ile kafa ve yüz bölgesine vurduğu, bacaklarını ısırdığı, sesi kesilince yatağa bırakarak kendisinin de yattığı, sabah işe gittiği ve burada iken bebeğin öldüğünü öğrendiği anlaşılmaktadır.
Ceza muhakemesinin en önemli ilkelerinden biri olan "in dubio pro reo" yani "şüpheden sanık yararlanır" kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel şartı, suçun şüpheye yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Bu ilkenin özü, ceza davasında sanığın cezalandırılması bakımından gözönünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, sanığın yararına değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, bir suçun gerçekten işlenip işlenmediği veya suç niteliğinin belirlenmesi açısından uygulanacağı gibi, eylemin gerçekleştirilmesi konusunda şüphe belirmesi halinde de uygulanacaktır.
Buna göre, sanığın öz kızı olan maktuleyi öldürmeyi gerektirecek herhangi bir sebebin bulunmaması, devamlı ağlayan kızını darp etmek suretiyle yaralamak isteyen sanığın o esnada elinde bulunan biberonla rastgele vurması, kullanılan vasıtanın niteliği, sanığın kastının öldürmeye yönelik olduğu hususunun şüphede kalması ve bu şüphenin de sanık lehine değerlendirilmesi zorunluluğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, öldürmeye yönelik doğrudan ya da olası kastının bulunmadığı, bu nedenle sanığın kasten yaralama sonucu ölüme neden olma suçundan 5237 sayılı TCK’nun 87/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği kabul edilmelidir.

2-Muhalif görüş :
Çoğunluk görüşüne katılmayan Genel Kurul Başkanı ve yirmi Genel Kurul Üyesi; "sanığın 4,5 aylık olup henüz hiçbir şeyden kendisini koruyamayacak durumda olan öz kızının kafasına elindeki biberonla susuncaya dek, Adli Tıp raporunda belirtilen şekilde kafa tasında 11 cm uzunluğunda ve beyin dokusunun arasından dışarı sızacak şekilde çatlak oluşturacak biçimde vurması, buna rağmen hırsını alamayıp bacaklarını ısırması, bayılması veya ölmesi sonucu ağlaması kesilen bebeği soğuk odada yatağına yatırarak üzerini örtüp, çocuğuna bakmak isteyen annesini azarlayıp engellemesi, umursamaz bir tavırla yatıp uyuması ve sabahta hiç bir şey olmamış gibi işe gitmesi dikkate alındığında, sanığın eyleme bağlı ortaya çıkan kastının öldürmeye yönelik olduğundan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği" görüşüyle,

3-Muhalif görüş : iki Genel Kurul Üyesi de; "sanığın eyleminin olası kastla öldürme niteliğinde olduğundan itirazın değişik gerekçeyle kabulüne karar verilmesi gerektiği" düşüncesiyle karşı oy kullanmışlardır.

Kararın tamamı için

http://hukukmedeniyeti.org/haber/7368/yargitayi-ikiye-bolen-dehset-sizce-hangisi-dogru/