ESAS NO : 2013/6-1683 
KARAR NO : 2015/1447 Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/05/2013
NUMARASI : 2013/265-2013/398
DAVACI-KARŞI DAVALI : Dersim Petrol ......Şti. Vekili Av.
DAVALI-KARŞI DAVACI : M.G


Taraflar arasındaki “kiracılığın tespiti, muarazanın giderilmesi; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesince asıl davada davacı şirketin kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi talebinin reddine, birleştirilen davada; el atmanın önlenmesine, 20.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair verilen 29.03.2012 gün ve 2011/314 E.-2012/110 K. sayılı kararın incelenmesinin davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 22.01.2013 gün ve 2012/14620 E.-2013/669 K. sayılı ilamı ile;
(...Asıl dava kiracılığın tespiti, muarazanın önlenmesi, birleştirilen dava ise elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.Mahkemece kiracılığın tespitine muarazanın önlenmesine ilişkin davanın reddine, birleşen dava yönünden müdahalenin meni'ne ve ecrimisil istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmiş hüküm, davacı-davalı Dersim Petrol Limited Şirket vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı-davalı Dersim Petrol İnşaat Nakliyat Turizm Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limited şirketi vekili 28.6.2008 tarihli dilekçesinde: 2008 yılında yapılan imar sonucunda 131 ada 7 parselin 901 ada 1 parsel olduğunu, imar uygulamasının iptali için açılan davanın Malatya İdare Mahkemesi'nin 2008/799-1377 ilamı ile iptal edildiğini, bu kararın tapuya yansımadığını, tapunun iptal edilen imar uygulaması ile yapıldığını, iptal kararından sonra ihale ile satılan taşınmazda davalı ile birlikte Tunceli Belediyesi, Maliye Hazinesi ve diğer bir kısım kişilerin paydaş olduklarını, idare mahkemesi kararına göre paydaş olan 10 kişinin kardeş olup kardeşlerine vekaleten kendi adına asaleten Ali Galip Aytaç’ın Tunceli 2.Noterliği’nin 25.2.2009 tarih ve 605 yevmiye nolu kira sözleşmesi ile 30.6.2020 tarihine kadar taşınmazın müvekkil şirkete kiraladıklarını, davalı dışındaki paydaşların kira sözleşmesine itiraz etmediklerini,davalı ile şifai kira sözleşmesi yapıldığını, bunlara rağmen davalı-davacı tarafından müvekkil aleyhine Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/210 esas sayılı dosyasında meni müdahale davası açıldığını, paylı mülkiyette ancak kendi payı için işlem yapılabileceğini,müvekkil şirketin kiracı olduğunu 10 paydaşa kira bedeli ödediğini, bizzat davalıya posta havalesi ile kira bedeli ödediğini, belirterek kiracılığının tespitini istemiştir.
Davalı-davacı Musa Gezici ise Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/210 esas sayılı dosyasında 26.9.2011 tarihli dava dilekçesi ile Tunceli İcra Müdürlüğünün 2007/235 esas sayılı dosyasında yapılan ihale ile dava konusu taşınmazı iktisap ettiğini, ihalenin Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, 901 ada 1 parsel nolu taşınmazın müvekkiline ait bulunduğunu tahliye için davalıya 15 gün mehil verildiğini, ancak davacının bu iyi niyetinin kötüye kullanıldığını,davalı ile her hangi bir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, fiilen tasarrufunda tutarak zilyetliğinin gasp edildiğini, davalı tarafından kira adı altında 750 TL para gönderildiğini ve kabul edilmediğini, ihtara rağmen taşınmazı tahliye etmediğini belirterek davalının müdahalesinin menini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL ecrimisil bedelinin tahsilini istemiştir
Her iki dava dosyası birleştirilerek Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/314 esas sayılı dava dosyası üzerinden yürütülmüştür.
Davaya konu 901 ada 1 parsel 21.11.2008 tarihinde imar sonucu oluşmuş ve tapu malikleri ve hisselerinin; Maliye hazinesi 641/2400-Vilik Aytaç 91/600, Ali Galip Aytaç 108/2400, Ali Ruhi Aytaç 109/2400, Aynur Aytaç 109/2400, Baran Aytaç 11/240, Hayrettin Aytaç 21/240, Kemalettin Aytaç 11/240-Sinan Aytaç 11/240, Zeynel Abidin Aytaç 11/240,Zeynep Tülek 11/240, Tunceli Belediyesi 29/1200 ve Orhan Veli yıldırım 241/2400 oldukları anlaşılmaktadır.İmar parseli oluştuktan sonra tapu paydaşlarından Ali Galip Aytaç 9 kardeşinin borcu nedeniyle bu paydaşlara ait hisselerin toplamı 73/120 payın Tunceli 1 İcra Dairesinin 2007/235 sayılı dosyasında ihale ile 8.2.2011 tarihinde davalı-davacı Musa Geziciye satıldığı ve tapuya 23.12.2010 tarihinde Musa Gezici adına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu paylar satılmadan önce tapu paydaşı olan Ali Galip Aytaç tarafından taşınmazın tamamı Akaryakıt istasyonu olarak Tunceli 2 Noterliğinin 25 2 .2009 gün ve 605 yevmiye nosu ile düzenlenen 25.2.2009 başlangıç tarihli 30.6.2020 bitiş tarihli kira sözleşmesi ile Dersim Petrol Nakliyat İnşaat Taahhüt Sanayi ve Ticaret Limitet şirketine kiraya verildiği anlaşılmaktadır.Taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.Paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda taşınmazın kiraya verilmesi pay ve paydaş çoğunluğu ile mümkündür.Ancak paydaşlardan biri kiraya veren sıfatı ile taşınmazın tamamını kiraya vermiş ise bu sözleşme diğer paydaşlar tarafından iptal davası açılarak iptal edilmediği sürece sözleşme geçerli olup sözleşmenin tarafı olmayan malikleri bağlar.Davacının ibraz ettiği 25.2.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin iptal edildiğine dair dosyada bir belgeye rastlanılmadığı gibi bu konuda bir iddiada da bulunulmamıştır.İbraz edilen kira sözleşmesinin iptal edildiğine ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığına göre kiraya veren önceki paydaş Ali Galip Aytaç ile davacı şirket arasında yapılan 25.2.2009 başlangıç tarihli kira sözleşmesi halen geçerli olup ayaktadır.Bu nedenle kiracılığın tespiti davasının bu kira sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Öte yandan yeni malik Musa Gezici tarafından açılan ve bu dava ile birleştirilen meni müdahale ve ecrimisil istemine ilişkin Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/210 sayılı dosyasının davacı şirket tarafından açılan kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesine ilişkin davanın sonucunun bekletici mesele yapıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu dava dosyasının kiracılığın tespiti dosyası ile birleştirilmesi de doğru değildir.Bu nedenle birleştirilen Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/210 sayılı dosyasının tefrik edilerek başka bir esasa kayıt edilmesi ve kiracılığın tesbit dosyasının sonucunun beklenilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir....)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDENLER : Davacı-birleşen davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na eklenen "Geçici 3.madde" atfıyla uyulanmakta olan 1086 sayılı H.U.M.K.nun 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin redddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; kiracılığın tespiti, muarazanın giderilmesi, birleştirilen dava; elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Mahkemece; dava konusu 901 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan takip sonucu ihale ile alacağına mahsuben 05/03/2010 tarihinde davalı alacaklıya satıldığı, ihaleye konu taşınmazın ve müştemilatının icra yolu ile ihale alıcısı Musa Gezici'ye teslim edildiği, davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan petrol istasyonu ve müştemilatının davalı şirket tarafından bütünlüğü korunarak ticari müessese olarak işletildiği, akaryakıt tankları, akaryakıt pompaları ve kanopi kısımlarının, yine idare binasında market bölümünün ve aynı binada üst katta birkaç odanın fiilen işgal edildiği, tapu kaydına göre dava konusu taşınmaza 641/2400 hisse ile Maliye Hazinesi, 29/1200 hisse ile Tunceli Belediyesi, 241/2400 hisse ile Orhan Veli Yıldırım ve 73/120 hisse ile Musa Gezici’nin malik olduğu, paylı mülkiyet konusu taşınmazların kiraya verilmesinin TMK'nın 691. maddesi uyarınca pay ve paydaş çoğunluğuna bağlı olup davacı tarafından pay ve paydaş çoğunluğu ile düzenlenmiş her hangi bir yazılı kira sözleşmesi ibraz edilemediği, öte yandan davalı şirketin yapılan ihale ile davalı karşı davacıya satılıp teslim olunan petrol istasyonu niteliğindeki taşınmazı ve bu amaç için yapılmış bina ve müştemilatı ticari olarak işletmek suretiyle zilyet ve tasarrufunda bulundurduğu, malik olan davacı-karşı davalı Musa Gezici’nin kullanımına engel olduğu gerekçesiyle; 2011/210 E sayılı birleşen dosyasında davacı Musa Gezici'nin davasının kabulü ile 901 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazda lokanta binası dışındaki bölümlerine vaki el atmasının önlenmesine, 20.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, 2011/314 E. sayılı dosyasında davacı şirketin kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesi talebinin reddine karar verilmiş olup davacı-davalı Dersim Petrol Limited Şirketi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, metni aynen yukarıda başlık bölümünde belirtilen ilam ile bozulmuş; mahkemece, önceki gerekçeler tekrarlanmak suretiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararını davacı- davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; kiracılığın tespiti davasında; paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazın tamamını önceki paydaşlardan birinin kiraya vermesi halinde sözleşmenin geçerli olup olmayacağı, birleştirilen elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasında; öncelikle davacı şirket tarafından açılan kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesine ilişkin davanın sonucunun bekletici mesele yapılması gerekip gerekmediği, bu dava dosyasının kiracılığın tespiti dosyası ile birleştirilip birleştirilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle uyuşmazlığın çözümüne etkili yasal düzenlemelerin ortaya konulmasına yarar bulunmaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 691/1.maddesinde; “İşletme usulünün veya tarım türünün değiştirilmesi, adi kiraya veya ürün kirasına ilişkin sözleşmelerin yapılması veya feshi, toprağın ıslahı gibi önemli yönetim işleri için pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesi gerekir....” hükmü ile paylı mülkiyette taşınmazın ne şekilde kiraya verileceği hususu düzenlenmiştir. 
06.05.1955 tarih 12/18 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararının ilk bendinde ifade edildiği üzere, müşterek mülkün kiraya verilmesi önemli idari tasarruflardandır. Buna göre paylı mülkiyette taşınmaz pay ve paydaş çoğunluğu kararıyla kiraya verilebilir. Öte yandan, paydaşlardan birinin yapmış olduğu kira akdine, B.K.nun 38. maddesi hükmü uyarınca diğer paydaşın icazet vermesi halinde akde değer verileceği kuşkusuzdur. Paylı taşınmazın tümünün ya da bir bölümünün paydaşlardan biri tarafından kiraya verilmesi halinde sözleşmede taraf olmayan paydaşlar kira sözleşmesini tanımayarak kiracı hakkında fuzuli işgal nedeniyle tahliye davası açabilecekleri gibi açık ya da üstü kapalı onayları ile sözleşmeye geçerlik kazandırabilirler. 
Somut olayda; dava konusu taşınmaz TMK'nun 691/1.maddesindeki pay ve paydaş çoğunluğu olmadan kiraya verilmiş ise de sözleşmenin tarafı olmayan paydaşların kullanıma engel olduğu ya da iptal davası açtıkları ileri sürülmediğinden uyuşmazlığın sözleşme hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nın 165.maddesi:
"(1) Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
 (2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.” Hükmünü haizdir.
Başka bir ifade ile bir davada hüküm verilmesi, başka bir davada incelenmekte ve kesin olarak karara bağlanacak olan bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise, mahkeme o davanın sonuçlanmasını beklemek üzere yargılamayı erteleyebilir. O davanın sonuçlanmasını kendi bakmakta olduğu dava için bekletici sorun yapabilir. 

Somut olayda; Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/314 sayılı dosyası ile görülen ve davacı şirket tarafından açılan kiracılığın tespiti ve muarazanın giderilmesine ilişkin dava sonucunda verilecek kararın, 2011/210 sayılı dosya ile görülmekte olan ve ihale ile taşınmazın paydaşı haline gelen davacı Musa Gezici tarafından açılan elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davasının sonucuna doğrudan etkili olduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece aralarında bağlantı bulunduğundan birleştirilerek görülmüş ise de iki ayrı mahkemede açılan davalardan biri hakkında hüküm verilmesi, diğer davanın sonucuna bağlı ise mahkemenin, o davanın sonuçlanmasını beklemesi yani o davanın sonuçlanmasını kendi baktığı dava için bekletici sorun yapması gerekeceğinden, birleştirilerek görülmekte olan davaların ayrılarak kiracılığın tespitine ilişkin dava sonucunda verilecek kararın sonucunun bekletici mesele yapılıp varılacak uygun sonuç uyarınca elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası ile ilgili bir karar verilmesi gerekir.
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, ipotek tarihinden sonra düzenlenen kira sözleşmesine değer verilemeyeceği, uyuşmazlığın 2004 sayılı İİK’nın 135. maddesi hükümleri gözetilerek çözümlenmesi gerektiği, bir kısım üyelerce de, aralarından bağlantı bulunan davaların birleştirilerek görülmesinin mümkün olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 190. maddesi gereğince ispat yükünün ters çevrilmemesi gerektiği, mahkemece, geçerli olmayan kira sözleşmesine değil çaplı mülkiyete değer verilerek uyuşmazlığın çözüldüğü, kararın onanması gerektiği savunulmuş ise de bu görüşler Kurul çoğunluğu tarafından kabul edilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu taşınmaz TMK'nun 691/1.maddesindeki pay ve paydaş çoğunluğu olmadan kiraya verilmiş ise de sözleşmenin tarafı olmayan paydaşların kullanıma engel olduğu ya da bozma ilamına kadar iptal davası açtıkları iddia ve ispat edilmemiştir.Bu nedenle uyuşmazlığın kira sözleşmesi dikkate alınarak çözümlenmesi, ayrıca kiracılığın tespiti davasının bekletici mesele yapılarak elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemi hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Aynı yöne işaret eden ve Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire Bozma kararına uyulmak gerekirken, yanılgılı gerekçe ile önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup; kararın bozulması gerekir. 
S O N U Ç : Davacı-birleşen davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcıının yatırana geri verilmesine, 27.05.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.



Seyit ÇAVDAR
Birinci Başkanvekili


Ayşe ÖZÇELİK
3.H.D. Bşk.
Değişik Gerekçeli Onama

Şükrü SARAÇ
19.H.D. Bşk.


Naci BAŞSORGUN
5.H.D. Bşk.

Şerife ÖZTÜRK
4.H.D. Bşk.

Feyzi ALTINOK
20.H.D. Bşk.
Değişik Gerekçeli Onama

Hamit DÜNDAR
23.H.D. Bşk.

Ömer Uğur GENÇCAN
2.H.D. Bşk.

Mesut BALCI
21.H.D. Bşk.

Ömer Hicri TUNA
7.H.D. Bşk.


Hacı Hüseyin ÜNALDI
1.H.D. Bşk.
Onama

Seracettin GÖKTAŞ
22.H.D. Bşk.


Kadir DOĞAN
6.H.D.Bşk.V.

Ali EM


Musa TEKİN


Muammer ÖZTÜRK


Mustafa ACIR
Değişik Gerekçeli Onama


Satı ATEŞEL


Nurcan TANLIK


Bülent ERENSEVİ


Fatih ARKAN


Beyhan AZMAN


Refik Cemal HANEDAN
Değişik Gerekçeli Onama


Ayşe ŞENTÜRK


Eyüp Sabri BAYDAR
Değişik Gerekçeli Onama


Murat KIYAK


Mehmet Kasım TUNÇ


Muharrem AKKAYA
Değişik gerekçeli Onama


Ibrahim KIR


Mahmut KIŞ


Yusuf MEMİŞ


Hüseyin KULAÇ


Ali Selman ERKUŞ


Ahmet YENER


Ayhan TUNCAL


Nazmiye B.KUŞÇUOĞLU
Değişik Gerekçeli Onama


Nesrin ŞENGÜN


Ismail İNCEOĞLU


Ahmet Tevfik ERGİNBAY


Fatma Feyza ŞAHİN


Memet BORAN


Nadir GÜNGÜNEŞ


Sevil KARTAL


Hatice KAMIŞLIK
Değişik Gerekçeli Onama

Ramazan ÜLGER
Değişik Gerekçeli Onama

Belma AYDIN


Ümran GÖRMEZ





Karşılaştırıldı Y.A.
Yz.İşl.Md.

KARŞI OY 

Davacı Musa Gecizi vekili, 28.06.2011 tarihli, dava dilekçesi ile Dersim Petrol İnşaat Nakil. Turizm ve Taahhüt Ltd. Şti. aleyhine açtığı davada, müvekkilinin 05.03.2010 tarihinde, Tunceli 1. İcra Müdürlüğü'nün 2007/235 sayılı dosyasında yapılan ihale sonucu satın aldığı 901 ada 1 parsel sayılı taşınmaza davalının müdahalesinin men'i ile 20.000,00 TL ecrimisilin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. 
Dersim Petrol İnş. Ltd. Şti. vekili ise, 06.09.2011 tarihli dava dilekçesi ile, Musa Gezici aleyhine, kiracılığın tespiti talebiyle dava açmıştır. 
Mahkemece, her iki dava birleştirilerek, yapılan yargılama sonucunda, Men'i müdahale ve ecrimisil talebinin kabulüne, kiracılığın tespiti talebinin ise reddine karar verilmiştir. 
Musa Gezici, taşınmazdaki pay çoğunluğunu teşkil eden 73/120 payı, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte, ihale yoluyla, alacağına mahsuben satın almıştır. İhale, aşamalardan geçerek kesinleşmiştir. İhaleye konu , 73/120 pay 23.12.2010 tarihinde Musa Gezici adına tescil edilmiştir. Taşınmazda Hazine, 641/2400 pay, Tunceli Belediyesi, 29/1200 pay, Orhan Veli Yıldırım ise 241/2400 pay sahibidir. Musa Gezici dışındaki hissedarların, hisselerinin zemine yani arsaya yönelik olduğu açık arttırma ve şartnamesinde belirtilmiştir. 
İ.İ.K 135.maddesi, “Taşınmaz alıcıya ihale edilip bedeli alındıktan sonra, alıcı namına tescil edilmesi için 134. maddede yazılı müddete riayet edilerek tapuya müzekkere yazılır. 
Taşınmaz borçlu tarafından veya hacizden evvelki bir tarihte yapıldığı resmi bir belge ile belgelenmiş bir akte dayanmayarak başkaları tarafından işgal edilmekte ise on beş gün içinde tahliyesi için borçluya veya işgal edene bir tahliye emri tebliğ edilir. Bu müddet içinde tahliye edilmezse zorla çıkarılıp taşınmaz alıcıya teslim olunur.” hükmünü içermektedir. 
Alacağına mahsuben taşınmazı satın alan alacaklı Musa Gezici'nin talebiyle, İcra Müdürlüğü'nce kiracıya tahliye emri tebliğ edilmiş ve tahliye emri kesinleşmiştir. İcra Müdürlüğü'nce taşınmaz ve üzerinde bulanan akaryakıt istasyonunun anahtarı alıcı Musa Gezici'ye teslim edildikten sonra, anahtarın taşınmazın içinde menkul mal olması nedeniyle Ali Galip Aytaç'a yediemin olarak teslim edildiği İcra Müdürlüğü'nce düzenlenen 18.01.2011 tarihli tutanağa yazılmıştır. 
İhale alıcısı Musa Gezici'nin, taşınmazın kendisine teslimine ilişkin ikinci talebinin, 08.02.2011 tarihinde İcra Müdürlüğü'nce reddedilmesi üzerine, Tunceli İcra Mahkemesi'ne şikayet başvurusunda bulunduğu, Mahkemece, 18.01.2011 tarihinde taşınmazın teslim edilmesi nedeniyle, ikinci kez yapılan teslim talebi yerinde olmadığından şikayetin reddine karar verilmiştir. 
İhale alıcısı Musa Gezici vekili bunun üzerine 28.06.2011 tarihinde, meni müdahale ve ecrimisil talebiyle Dersim... Şirketi aleyhine dava açmıştır.
Asıl ve birleşen davada, uyuşmazlığın çözümü için İİK 135. madde hükmünün gözönünde bulundurulması gerekir. 
Kiracı Şirket, fuzuli şagil olmadığını, İİK 135/2 maddesine göre, hacizden, somut olayda ise ipotekten önce yapılmış bir resmi belge ile kanıtlayabilir. 
Bu husus, Yargıtay 12.HD'nin 19.03.2007 tarih 2315/5069, 23.12.2003 tarih 21970/26171 sayılı kararlarında belirtilmiştir.
İpotek tarihi 21.11.2006, kiracı şirketin dayandığı Noter onaylı kira sözleşmesi tarihi ise 25.02.2009'dur. Kiracı şirket ihale alıcısı yeni malike karşı bu sözleşmeyi ileri süremez. Kiracı şirket ancak yeni malikin kiracılığını tanıdığını ispatlarsa tahliyesi istenemez. Bunun da kesin delillerle ispatlanması gerekir. 
Şirket vekili, yeni malik ile sözlü kira akdi yapıldığını iddia etmektedir. Bu iddiasını, 18.01.2011 tarihli tutanakta belirtilen, anahtarı teslim alan Musa Gezici'nin, yeniden anahtarı Ali Galip Aytaç'a teslim etmesine dayandırmaktadır. 
18.01.2011 tarihli tutanakta, ihale alıcısının anahtarı, taşınmazda menkul mallar olduğu için, yediemin olarak Ali Galip Aytaç'a teslim ettiği yazılıdır. Bu yeni malik ile Şirket arasında sözlü kira akdi yapıldığını kanıtlayamaz. Ayrıca ihale alıcısına gönderilen kira bedelleri de alınmayarak iade edilmiştir. Bu durumda Şirket, yeni malik tarafından kiracılığının tanındığını da kanıtlayamamıştır. 
Dersim... Şirketi, İİK 135.madeye dayalı olarak gönderilen tahliye emri kesinleştikten sonra, taşınmazda fuzuli şagil haline gelmiştir. Taşınmazı tahliye etmekten kaçındığı için yeni malik ihale alıcısı Musa Gezici vekili tarafından açılan meni müdahale davasının kabulü doğru olmakla birlikte, Mahkemenin gerekçesi doğru değildir.
Mahkeme, kiracı Şirketin dayandığı 25.02.2009 tarihli kira sözleşmesinde, pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanamadığı, sözleşmenin baştan itibaren geçersiz olduğu gerekçesine dayanmıştır. Oysaki kira sözleşmesinde pay ve paydaş çoğunluğu vardır. Ancak sorunun çözümünde bunun bir önemi yoktur. Sözleşmenin tarihi itibariyle kiracı, ipotekten çok sonra düzenlenmiş olması nedeniyle bu sözleşmeyi, yeni malike karşı ileri süremez. 
Her iki davanın birleştirilerek görülmesi de Usul hükümlerine uygundur.
1086 s.k 45. maddesi, “Aynı mahkemede görülmekte olan davalar, aralarında bağlantı bulunması halinde, davanın her safhasında, istek üzerine veya kendiliğinden mahkemece birleştirilebilir... Davaların aynı sebepten doğması veya biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması halinde bağlantı var sayılır” hükmünü içermektedir. HMK 166. maddesi de benzer hükümler içermektedir. 
Somut olayda davalardan biri hakkında verilecek karar diğer davayı doğrudan ilgilendirmektedir. Meni Müdahale talebi kabul edildiğinde, kiracılığın tespiti davası ret olacaktır. Kiracı şirketin, yeni malikin kiracılığını tanıdığını ispatlayabilmesi halinde ise meni müdahale davasının reddi gerekecektir.
Açıkladığımız nedenlerden dolayı, Mahkemece verilen karar, sonuç itibariyle doğru olduğundan, gerekçesi değiştirilerek onanması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan sayın çoğunluğun bozmaya yönelik görüşlerine katılmıyoruz.

EyüpSabri BAYDAR Nazmiye BEYAZITOĞLU KUŞÇUOĞLU
17.Hukuk Dairesi Üyesi 8.Hukuk Dairesi Üyesi