Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı bankaya ait kredi kartını kullandığını,kaymakamlık tüketici hakem heyetinde raportör olarak görev yaptığını ve tüketici hakem heyetinde banka aleyhine karar vermesi nedeniyle davalı bankaca kartının kullanıma kapatıldığını ve olay nedeniyle üzüntü duyduğunu belirterek 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.

Davalı, bankaların 5464 sayılı yasanın 25. maddesi uyarınca belirledikleri ücreti ödemek istemeyen kişiler ile sözleşme özgürlüğü çerçevesinde sözleşme yapmaya zorlanamayacaklarını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.

Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 3.000,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya yönelik talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık kredi kartının kullanımının davalı Banka tarafından iptali nedeniyle manevi tazminat gerekip gerekmediği konusunda toplanmaktadır. Manevi tazminatın dayanağı 4721 sayılı TMK.nun 24 ve 818 sayılı Borçlar Kanununun 49.maddeleridir. TMK.nun 24.maddesi "Hukuka aykırı olarak kişilik haklarına saldırılan kimse hakimden saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça kişilik haklarına her türlü saldırı hukuka aykırıdır." Yine BK.nun 49/1 maddesi "şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir" düzenlemesi bulunmaktadır. BK.nun 98.maddesi delaletiyle haksız fiiller babında yer alan 49.maddesinin sözleşme ilişkilerine de uygulanabileceği konusunda bir duraksama olmamalıdır. Ne var ki, manevi tazminata hükmedilirken şahsiyet haklarına hukuka aykırı şekilde bir saldırının varlığı da aranmalıdır. Sözleşme ilişkilerinde manevi tazminatın kabul edilebilmesi için salt sözleşmeye aykırı davranmak yeterli değildir. Ayrıca sözleşmenin ihlaliyle birlikte kişilik haklarının da (kişinin yaşamı, sağlığı, beden ve ruh tamlığı, düşün uğraşısı, onur ve saygınlığı, resmi ve özel yaşantısı gibi..) ihlali gerekir. Burada kişinin bedensel ve ruhsal ve sosyal bireyliğinin korunması söz konusudur.

Somut olayımızda da, davacının kredi kartının kullanıma kapatılması nedeniyle kişilik haklarının ne şekilde saldırıya uğradığı kanıtlanmadığı gibi, bankanın kredi kartı üyelik aidatını makul olmak kaydıyla istemesinde yasaklayıcı bir hüküm olmadığı gibi tüketici hakem heyeti kararlarının maddi anlamda kesinlik taşımaması nedeniyle kartın kullanıma kapatılması manevi tazminat gerektirmez. Bu durumda manevi tazminat isteminin reddedilmesi gerekirken, kısmen kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 13.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

kararara.com