T.C

YARGITAY

6. HUKUK DAİRESİ

 

E: 2015/4316

K: 2015/6450

T: 25.06.2015

 

Konut ve Çatılı İşyeri Kiraları

Fesih İmkanının Ertelenmesi

 

ÖZETİ: 6101 sayılı TBK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesi gereğince TBK'nın 347. maddesi 01.07.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak olup, TBK 347. madde metninde de görüleceği üzere ihtar "...her uzama yılının bitiminden itibaren en az üç ay önce..." yapılmalıdır denilmekle, kanunun düzenlemesinden verilen üç aylık sürenin asgari süre olduğu bildirimin uzama yılının bitimine üç ay kala kiracının elinde olmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. 6101 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ile TBK 347. maddesinde verilen fesih imkânının konut ve çatılı işyeri kiraları sözleşmeleri bakımından bir defaya mahsus olmak üzere ertelenmesinin gerekçesi; TBK 347/1. maddesinin derhal uygulanması sonucunda kiracıların zarara veya mağduriyete uğramalarının ve doğması muhtemel sorunların önlenmesidir. 6101 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinden dava açma için şart olunan bildirim tarihinin de 01.07.2014 tarihine kadar ertelendiği anlamı çıkarılamaz. Somut olayda; hem 6098 sayılı Kanuna uygun olarak kiracı zararına veya mağduriyetine mahal vermeyecek şekilde üç ay önceden bildirim yapılmıştır. Açıklanan bu nedenlerle 10.03.2014 keşide tarihli ihtarname süresinde olduğundan dava da süresinde açıldığından kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.

Dava, TBK 347. maddesine dayalı on yıllık uzama süresinin dolması nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 347/1. maddesi hükmüne göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiraya veren sözleşme süresinin bitimine dayanarak sözleşmeyi sona erdiremez. Ancak, on yıllık uzama süresi sonunda kiraya veren, bu süreyi izleyen her uzama yılının bitiminde en az üç ay önce bildirimde bulunmak koşuluyla herhangi bir sebep göstermeksizin sözleşemeye son verebilir.

6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçici 2. maddesi uyarınca, bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce TBK'nın 347. maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde öngörülen kira sözleşmelerinden 10 yıllık uzama süresi dolmamış olmakla birlikte geri kalan süre beş yıldan daha kısa olanlar hakkında yürürlüğe girdiği tarihten itibaren beş yıl, on yıllık uzama süresi dolmuş olanlar hakkında da yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 yıl sonra uygulanacağı öngörülmüştür.

Somut olayda davacı vekili; dava dilekçesinde ve 10.03.2014 keşide tarihli ihtarnamede sözleşmenin 01.07.2014 tarihinde sona ereceğini ve TBK 347. maddesi gereği yenilenmeyeceğini, kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı vekili TBK.'nın 347. maddesinin 01.07.2014 tarihinde yürürlükte olacağını, yürürlükte olmayan kanuna dayanarak 10.03.2014 tarihinde keşide edilen ihtarnamenin usulsüz olduğunu, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; 6098 sayılı TBK'nın 347. maddesinin 01.07.2014 tarihinde yürürlükte olacağından, 'her uzama yılının bitiminden en az 3 ay önce bildirim yapılması' koşulunun yerine getirilmesinin bu tarihten önce mümkün olmayıp, sözleşme fesih bildiriminin ancak 01.07.2015 tarihi için, o tarihten en az 3 ay önce tebliğ edilmesinin mümkün olacağını, bu durumda davacı dayanağı ihtarnamenin herhangi bir yasal gerektirici bir anlamı ve önemi bulunmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

6101 sayılı TBK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun geçici 2. maddesi gereğince TBK'nın 347. maddesi 01.07.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacak olup, TBK 347. madde metninde de görüleceği üzere ihtar "...her uzama yılının bitiminden itibaren en az üç ay önce..." yapılmalıdır denilmekle, kanunun düzenlemesinden verilen üç aylık sürenin asgari süre olduğu bildirimin uzama yılının bitimine üç ay kala kiracının elinde olmasının yeterli olduğu anlaşılmaktadır. 6101 sayılı Yasanın Geçici 2. maddesi ile TBK 347. maddesinde verilen fesih imkânının konut ve çatılı işyeri kiraları sözleşmeleri bakımından bir defaya mahsus olmak üzere ertelenmesinin gerekçesi; TBK 347/1. maddesinin derhal uygulanması sonucunda kiracıların zarara veya mağduriyete uğramalarının ve doğması muhtemel sorunların önlenmesidir. 6101 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinden dava açma için şart olunan bildirim tarihinin de 01.07.2014 tarihine kadar ertelendiği anlamı çıkarılamaz. Somut olayda; hem 6098 sayılı Kanuna uygun olarak kiracı zararına veya mağduriyetine mahal vermeyecek şekilde üç ay önceden bildirim yapılmıştır. Açıklanan bu nedenlerle 10.03.2014 keşide tarihli ihtarname süresinde olduğundan dava da süresinde açıldığından kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 25.06.2015 tarihinde oybirliği ile, karar verildi.