ÖZET

hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”

1. Hukuk Dairesi 2018/2282 E. , 2018/11130 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : VASİYETNAMENİN İPTALİ - TENKİS

Taraflar arasında görülen vasiyetnamenin iptali, tenkis davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı vasiyetnamenin iptali, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir.
Davacılar, mirasbırakan kardeşleri ...'nın maliki olduğu ve eşinde intikalen gelen ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazları, çeşitli bankalarda bulunan mevduat hesabındaki nakit paraları ve ... plakalı aracını ... 1. Noterliğinin 06.04.2004 tarihli vasiyetnamesi ile yeğeni olan davalı ...'a vasiyet ettiğini, mirasbırakanın akit tarihinde temyiz kudretine sahip olmayıp ehliyetsiz olduğunu, anılan vasiyetname ile saklı paylarına tecavüz edildiğini ileri sürerek, vasiyetnamenin iptaline, olmadığı takdirde tenkise karar verilmesini istemiş; aşamada davacılardan ..., davasından feragat etmiştir.
Davalı, mirabırakanın işlem sırasında temyiz kudretini haiz olduğunu, vasiyetnamenin minnet duygusu ile yapıldığını, saklı payı zedeleme kastının olmadığını, mirasbırakanın bankadaki paralarının mirasbırakanın sağlığı için harcandığını, dava konusu aracın vasiyetname konusu olmayıp mirasbırakanın sağlığında satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ... yönünden açılan davanın feragat nedeniyle reddine, vasiyetnamenin iptali isteminin mirasbırakanın akit tarihinde ehliyetli olduğu gerekçesiyle reddine, tenkis istemi yönünden ise saklı paylarının zedelendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1927 doğumlu mirasbırakan ...'nın 28.04.2004 tarihinde tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı kardeşleri ..., ..., ..., dava dışı kardeşi ... ile ölü kardeşi ...'in çocukları ..., ... ve davalı ...'ı bıraktığı, mirasbırakanın adına kayıtlı tüm malvarlığını ... 1. Noterliği'nin 06.04.2005 tarihli
düzenleme şeklindeki vasiyetnamesi ile diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı olarak yeğeni olan davalı ...'a vasiyet ettiği saptanarak davanın kısmen kabulüne, 1050 ve 1910 parsel sayılı taşınmazların ise 3. kişiler adına olduğu saptanarak bu parseller yönünden davanın reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Bir kısım davacılar vekilinin bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde bulunmadığından reddine.
Davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK 297/2. maddesinde “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir” düzenlemesi yer almaktadır. Kamu düzeninden olan doğru sicil oluşturma ilkesi gereğince hakimin infazı kabil karar verme yükümlülüğü vardır.
Ne varki, dava konusu taşınmazlardan 1347, 44 parseller mirasbırakan ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... parseller ise mirasbırakan ...'nın mirasbırakanı olan eşi ... adına kayıtlı olduğu halde davalı ... adına olan tapu kaydının iptaline ilişkin verilen kararın infaz kabiliyeti bulunmadığı gibi ... parsel sayılı taşınmaz yönünden olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamış olması da doğru değildir.
Diğer taraftan saklı paya el atma tutarında kazanılan ve kaybedilen oranlara göre yargılama gideri ve yargılama giderlerinden sayılan avukatlık ücretinden tarafların sorumlu tutulması gerekirken, bu usul kuralı gözardı edilerek davalının ne şekilde hesaplandığı anlaşılamayan % 35,76 kabul oranına göre harç, yargılama gideri ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması da isabetsizdir.
Davacıların yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK'un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 07.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.