ÖZET

İlk haksız tahrikin kimden geldiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde tespit edilememesi nedeniyle TCK 29 uyarınca sanık lehine indirimin asgari düzeyde uygulanması gerektiği,

Yaralamanın müştekinin yaşamını tehlikeye sokacak düzeyde olması ve bir süre sonra müştekinin öldüğünün anlaşılması karşısında müştekinin ölüm nedeninin araştırılarak sonucu göre hüküm kurulmalıdır.

3. Ceza Dairesi 2018/1605 E. , 2018/3501 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet

Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanığın aşamalardaki savunmalarında, olayın çıkış sebebini ve gelişimini çelişkili şekilde anlattığı, abisi olan tanık ...'in de tarafsız olmayıp, anlatımlarının da çelişkili olduğu, olayın tarafsız görgü tanığının bulunmadığı, ilk haksız hareketin kimden geldiğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediği anlaşılmakla, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı uyarınca, sanık lehine TCK'nin 29. maddesi gereğince asgari seviyede uygulanan indirim oranı yeterli görüldüğünden, tebliğnamedeki 2 numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiştir.
1) 5271 sayılı CMK'nin 232/2-b maddesi gereğince müşteki ...'ın açık kimlik bilgilerine gerekçeli karar başlığında yer verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2) .... Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nün raporuna göre, sanığın eylemi nedeniyle müştekinin sol dirseğinden, göğüs altından ve sol kalçasından bıçakla yaralandığı ve meydana gelen pnömotoraks nedeniyle yaşamını tehlikeye sokacak bir duruma neden olduğu, müştekinin olaydan sonra 13.09.2012 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, suç vasfının belirlenebilmesi için, müştekinin ölüm nedeninin araştırılması, somut olayla bağlantısının olup olmadığının belirlenmesi, bu amaçla olaydan sonraki yaşantısının aile bireylerinden sorulması, hangi hastanelerde tedavi gördüğü araştırılarak tedaviye ilişkin tüm belgeleri getirtilerek, dosyanın bir bütün halinde Adli Tıp Kurumu İlgili İhtisas Kuruluna gönderilmesi ve olay ile ölüm arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
3) Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK'nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4) Sanığa atanan zorunlu müdafii ücretinin, yargılama gideri olarak sanığa yükletilmesine karar verilmesi suretiyle, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/3-c maddesine aykırı karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun'un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı açısından CMUK'un 326/son maddesi gereğince sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 28.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.