T.C.

YARGITAY

Dördüncü Ceza Dairesi

E:2011/9124 K:2013/17006 T:03.06.2013

·         Görevi Yaptırmamak İçin Direnme

·         Suç Yükleme Kastı

·         Şikayet ve Savunma Hakkı

·         Zincirleme Suçta Cezanın Artırılması

·         Aleniyet Öğesi

 

Özet: Şikayetçi olmasını haklı gösterecek maddi vaka ve kanıtlar bulunan sanığın suç yükleme kastı taşımayan eyleminin Anayasal şikayet ve savunma hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

Cebir ve tehdit kullanarak görevli jandarma askerlerine direndikten sonra, götürüldüğü karakolun nezarethanesinde bulunduğu sırada gelen karakol komutanını tehdit eden sanığın eylemi ayrı bir suç oluşturmayıp görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru niteliğinde değerlendirilmelidir.

Görevliye hakaret suçundan hüküm kurulurken belirlenen cezanın, önce katılan ve şikayetçilere tek fiille hakaret nedeniyle TCK’nın 43/2. madde ve fıkrası ve daha sonra da değişik zamanlarda gerçekleşen eylem nedeniyle anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca yine ilk artırımın yapıldığı ceza üzerinden artırılması gerektiği gözetilmelidir.

Jandarma karakolunun nezarethanesi, izin almadan girilemeyen ve herkese açık olmayan bir yer olması nedeniyle aleniyet öğesi gerçekleşmez.

(5237 s. TCK m. 43/1-2, 125/3-4, 265/1,

267/1)

 

Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.


Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

Ancak;

1-   Sanığın, görevi yaptırmamak için direnme ve görevliye hakaret suçlarından hakkında yürütülen soruşturmada Cumhuriyet Savcılığı'nca alınan savunmasında "katılanlar ile jandarma erlerinin kendisini darp ettiklerini" belirtmekten ibaret eyleminde, katılanlar hakkında verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararının sanığın iftira suçundan cezalandırılmasına yeterli somut kanıt niteliğinde olmayıp, ancak vicdani kanıt oluşturabileceği, olayda sanığın şikayetçi olmasını haklı gösterecek maddi vaka ve kanıt bulunması nedeniyle, suçsuz olduğunu bildiği katılanlara suç yükleme kastının bulunmadığı, sanığın eyleminin Anayasal şikayet ve savunma hakkı kapsamında kaldığı, buna göre İftira suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, kanuni olmayan gerekçe ile mahkumiyet kararı verilmesi,

2-   Sanığın cebir ve tehdit kullanarak görevli jandarma askerlerine direndikten sonra, götürüldüğü karakolun nezarethanesinde bulunduğu sırada gelen karakol komutanı katılan Yücel'e söylediği "buradan çıkınca hepinizi temizleyeceğim, öldüreceğim" biçimindeki sözlerinin ayrı bir suç oluşturmayıp görevi yaptırmamak için direnme suçunun unsuru niteliğinde olduğu gözetilmeden, ayrıca tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,

3-   Sanığın görevi yaptırmamak için direnme suçunu birden fazla jandarma görevlisine karşı işlemesi nedeniyle TCK'nın 43/2. maddesi uyarınca cezasının artırılmaması,

4-   Sanığın önce jandarma karakolunun önünde, sonra da hakkında yasal işlem yapılmak üzere götürüldüğü karakolda görevli jandarma askerlerine sinkaflı sözlerle hakaret ettiği, karakol komutanı katılan Yücel gelip sanığı sakinleştirmeye çalıştığı sırada hem ona hem de diğer görevli askerlere yine sinkaflı sözlerle hakaret ettiği anlaşıldığından, aynı olayın devamı niteliğindeki bu hakaret eyleminin ayrı bir suç oluşturmadığı, ancak zincirleme suç hükmü uygulanırken alt sınırın üzerinde ceza tayini sebebi olacağı gözetilmeden, katılan Yücel'e yönelik hakaret eyleminden mahkumiyet kararı verilmesi,

5-   Görevliye hakaret suçundan hüküm kurulurken belirlenen cezanın, önce katılan ve şikayetçilere tek fiille hakaret nedeniyle TCK'nın 43/2. madde ve fıkrası ve daha sonra da değişik zamanlarda tehdit nedeniyle anılan maddenin 1.fıkrası uyarınca yine ilk artırımın yapıldığı 1 yıl 2 aylık ceza üzerinden artırılman gerektiği gözetilmeden fazla ceza tayini,

6-   Kabule göre de, sanığın görevli olan katılan Yücel'e yönelik hakaret suçunu işlediği jandarma karakolunun nezarethanesinin, izin almadan girilemeyen ve herkese açık olmayan bir yer olması nedeniyle, aleniyet öğesinin bulunmadığı gözetilmeden, TCK'nın 125/4. maddesi ile cezada artırım yapılması,

Kanuna aykırı ve sanık Murat müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden (HÜKÜMLERİNİN BOZULMASINA), karşı temyiz bulunmadığından yeniden hüküm kurulurken 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/ hüküm mahkemesine gönderilmesine, 03.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.