Yargıtay’ın yurtdışında boşanan çiftlerin açacağı mal paylaşımı davalarında 10 yıllık zamanaşımının başlangıç tarihini değiştiren kararıyla çiftleri büyük bir tehlikenin beklediği belirtildi.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, yabancı ülkede boşanmış eşlerin, mal paylaşımı davalarına ilişkin zamanaşımı süresinin, yurtdışındaki boşanma davasının kesinleşmesi tarihinden itibaren başlamasına ilişkin içtihadını değiştirdi. Daire, zamanaşımı süresinin, yabancı ülkede verilen boşanma kararı ile ilgili Türk Mahkemeleri’nde verilecek tanıma-tenfiz kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlamasına karar verdi. Hukukçular yurtdışında verilen boşanma kararını Türkiye’deki mahkemelerde tanıma-tenfiz yoluyla tanınması için dava açmayanların boşanmadan 30-40 yıl sonra bile eşlerin birbirleri ile mahkemelerde karşı karşıya gelebileceğine dikkat çekti. Buna göre örneğin 20 yıl önce yurtdışında boşanan bir çift, Türkiye’de tanıma-tenfiz davası açmamışsa, bugünden itibaren bu davayı açtığında 10 yıllık zamanaşımı süresi tanıma-tenfiz kararının kesinleşmesi ile başlayacak. 

İçtihat değiştirdi

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 16 Nisan 2015 tarihinde önemli bir içtihat değişikliğine gitti. Daire, bu tarihe kadar yabancı ülkede boşanmış eşlerin, mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacaklarına ilişkin zamanaşımını süresini, yabancı ülkede verilen boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlatıyordu. Ancak, Daire bu tarihten itibaren söz konusu zamanaşımı süresinin, yabancı ülkede verilen boşanma kararı ile ilgili Türk Mahkemeleri’nde verilecek tanıma/tenfiz kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlatılmasına ilişkin kararlar verdi. 

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin son görüşünü değerlendiren İzmir Barosu avukatlarından Fatih Karamercan yabancı ülkede boşanan eşlerin, boşanma kararının verildiği yabancı ülkede başkaları ile evlenebileceğine dikkat çekerek “Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin son görüşüne göre, önceki eş yabancı ülkedeki boşanma kararına ilişkin Türkiye’de tanıma/tenfiz davası açmadıkça mal rejiminin tasfiyesi dayalı alacaklara ilişkin zamanaşımı süresi işlemeyecek.  Bu durumda yurt dışındaki eşlerden biri yabancı ülkede başka biriyle evlendikten sonra, örneğin, yabancı ülkedeki boşanmadan 30-40 yıl sonra bile, eşler birbirleri ile mahkemelerde karşı karşıya gelecektir. Başka bir ifadeyle burada bir nevi süresiz zamanaşımı ortaya çıkmaktadır” dedi.

Neden görüş değiştirdi?

8. Hukuk Dairesi’nin 2015/8509 sayılı kararında yabancı mahkemelerce verilmiş ve kesinleşmiş boşanma ilamı hakkında, Türk mahkemelerince tanıma tenfiz kararı verilmedikçe eşlerin Türk kanunlarına göre boşanmış sayılmayacakları belirtilerek “Ara dönemde boşanmaya bağlı olarak Türkiye’de açılacak tazminat, nafaka ve  mal rejiminin tasfiyesi gibi bazı dava haklarının kullanılması imkanı olmayacaktır. Başka bir anlatımla, bu ara dönemde açılan davaların, evlilik devam ettiğinden reddedilmesi gerekecektir” denildi. Kararda Daire’nin daha önceki kararlarındaki görüşünden neden vazgeçtiği de şöyle açıklandı:

“Önceki görüşün benimsenmesi durumunda; tanıma-tenfiz kararından önceki ara dönemde, taraflar boşanmaya bağlı diğer dava haklarını kullanamayacak, ancak zamanaşımı işlemeye devam edecektir. Zamanaşımı, yabancı mahkeme kararının kesinleştiği tarihte başlayacağından, tanıma tenfiz kararından sonra açılacak davaların  zamanaşımı süresinin geçmiş olması sonucu ile karşılaşılması kaçınılmaz olacaktır. Bu görüş, hak sahibinin haktan yararlanmasına izin vermeden, zamanaşımını başlatmak demektir ki; bu durum, hakkın özüne, hakkaniyete, toplum vicdanına ve adalete aykırıdır. Bu bakımdan Dairece görüş değişikliğine gidilerek, boşanmaya bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davalarında zamanaşımının başlangıç tarihinin, yabancı mahkeme ilamıyla ilgili tanıma/tenfiz kararının kesinleştiği tarih olarak kabul edilmiştir.” 
Daire, 2015/13730 ve 2015/14155 K. sayılı davalarda da bu görüş doğrultusunda karar verdi.



KEMAL GÖKTAŞ / Cumhuriyet