Tahsil zamanaşımı

Vergi memurlarının kendi sorumluluklarından kurtulmak ve zamanaşımını kesmek için mükelleflerin hesaplarına para yatırması geçerli bir uygulama mıdır?

Vergi idaresi memurlarının tahsil zaman aşımını kesmek amacıyla borçluların bilgisi ve iradesi dışında yaptıkları ödemeler tahsil zaman aşımını kesmez.  Ödemenin borçlunun(mükellefin) kendisi, kanuni temsilcisi veya vekili tarafından borçlunun(mükellefin) iradesi ile yapılması zorunludur.

Vergi İdaresi memurları bu şekilde ödemeleri neden yapıyorlar?

Devletin alacaklarını tahsil ile görevli memurların bu alacakları zamanında takip etmeyerek zaman aşımına uğratmaları suçtur.  Devlet, memurun ihmali nedeniyle uğradığı zararı memurdan tahsil edebileceği gibi memur aleyhinde hem disiplin soruşturması açılabilir ve hem de ceza davaları açılabilir. Çünkü burada bir kamu zararı söz konusudur.

Kamu zararı, 5018 sayılı Kamu Yönetimi ve Kontrol yasasının 71. maddesinin birinci fıkrasına göre “Kamu zararı; kamu görevlilerinin kasıt, kusur veya ihmallerinden kaynaklanan mevzuata aykırı karar, işlem veya eylemleri sonucunda kamu kaynağında artışa engel veya eksilmeye neden olunmasıdır.”  şeklinde tanımlanmaktadır.

71. maddenin 3. Fıkrasına göre “Kontrol, denetim, inceleme, kesin hükme bağlama veya yargılama sonucunda tespit edilen kamu zararı, zararın oluştuğu tarihten itibaren ilgili mevzuatına göre hesaplanacak faiziyle birlikte ilgililerden tahsil edilir.”

Memurun kast, kusur veya ihmal ile kamu zararına neden olmasının yanı sıra vergi idaresi memurlarının vergi mükelleflerinin işlerini yapmaları ayrıca suç oluşturmaktadır. V.U.K’nun 6. maddesine göre vergi idaresi memurları mükelleflerin vergi işlerini ücretsiz bile olsa yapamazlar.

V.U.K  MADDE 6. “Vergi muameleleri ve incelemeleri ile vergi mahkemeleri, bölge idare mahkemeleri ve Danıştay’da görevli olanlar, mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini ücretsiz de olsa yapamazlar.”

Görüldüğü gibi devletin vergi alacağını zaman aşımına uğratma riskinde olan vergi idaresi memuru çapraz ateş altındadır. Borçlunun hesabına para yatırarak zaman aşımını kesme girişiminde bulunsa V.U.K’nun 6. maddesine aykırı davranmış olacaklar aksi halde ise kamunun zararına neden olacaklardır.

Görevi kötüye kullanma

V.U.K’nun 363 maddesine göre 6. Maddeye aykırı davrananalar hakkında Türk Ceza Yasası’nın 257. maddesine göre görevi kötüye kullanmaktan dava açılır.

6. maddenin ihlali vergi zıyaına neden olmuşsa ayrıca vergi ziyası cezası kesilir.

MADDE 363- (Değişik: 5728 - 23.1.2008 / m.279) Bu Kanun'un 6 ncı maddesinin son fıkrası gereğince mükelleflerin vergi kanunlarının uygulanması ile ilgili hesap, yazı ve sair özel işlerini yapmaları yasak edilen memurlardan bu yasağa aykırı harekette bulunanlar Türk Ceza Kanunu'nun 257 nci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre cezalandırılır. Bu hareketlerle vergi zıyaına neden olunması halinde, kişiye ayrıca bu Kanun'un 344 üncü maddesine göre vergi ziyaı cezası kesilir.

5237 TCK

Görevi kötüye kullanma

MADDE 257 - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir (Değişik ibare: 6086 - 8.12.2010 / m.1) “menfaat” sağlayan kamu görevlisi, (Değişik ibare: 6086 - 8.12.2010 / m.1) “altı aydan iki yıla kadar” hapis cezası ile cezalandırılır.

İSPAT

Zaman aşımını kesmek amacıyla borçlunu(mükellefin) hesabına vergi idaresi memurunca para yatırıldığının ispatı nasıl yapılacaktır?

6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü yasasının  “Ödemenin ispatı”  kenar başlıklı 46. maddesine göre ödemenin ispatı, yetkili ve sorumlu memur tarafından verilen makbuzlar, tahsil daireleri, bankalar veya postaneler tarafından vergi cüzdanlarına yazılarak, imzalanıp mühürlenen tahsile ait kayıtlarla yapılabilir. Ayrıca 6183 sayılı yasanın 42. maddesinin 2. fıkrasına göre mükellefin banka hesabından aynı bankadaki vergi dairesi hesabına veya Merkez Bankası hesabına para aktararak ödeme yapılabilir.

Görüldüğü gibi yasa borçluların(mükelleflerin) ödemelerini belli bir şekle bağlamıştır.

Hayatı doğal akışına aykırı

Borçluların tahsil zaman aşımı süresinin dolmasına çok az bir süre kala küçük meblağlar ödeyerek zaman aşımını kesmeleri hayatın doğal akışına aykırıdır. Borçlu(mükellef) borcunu ödemek istiyorsa zaman aşımının dolmasına rağmen ödeyebilir. Bu durumda borçlunun(mükellefin) vergi borcuna karşılık çok ufak meblağlar yatırması anlamsızdır.

Danıştay 3. Daire 25.9.2012  Tarih, 2010//4340  Esas ve 2012/3047 sayılı kararında “Zamanaşımı Süresinin Dolmasından Önce Yapılan Cüz'i Ödemelerin "Her Kamu Alacağı İçin Ayrı Ayrı 1 Kuruş" Mükellef Tarafından Yapıldığının Kabulünün Ticari İcaplara Uygun Olmadığı - Tahsil Zamanaşımının Kesildiğinden Bahsedilemeyeceği’ni belirtmektedir.

Uygulamada vergi idaresi memurlarının zaman aşımını kesmek amacıyla yaptığı ödemeler çoğu zaman vergi idaresi lehine sonuç vermektedir. Bunun nedeni; mükelleflerin zaman aşımı konusunda bilgili olmamaları veya süresinde zamanaşımı definde bulunmamalarıdır.

Sonuç olarak, vergi idaresi memurlarının borçluların(mükelleflerin) bilgi ve iradesi dışında yaptığı bu ödemeler hukuka uygun olmadığı gibi bu işlemlere tevessül edenlerin hukuki ve cezai sorumluluğu vardır.  Bu tür muvazaalı ödemeler mükelleflerin itirazı halinde zamanaşımını durdurmayacağı gibi sorumluları hakkında hem disiplin ve hem de ceza davaları açılabilecektir.

 [email protected]

 Danıştay 3. Daire kararı