ANKARA - Türkiye Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, türban sorununun anayasada çözülmesi gerektiğini belirterek Şu da var, türbanlı kişiler doktorluk, hâkimlik yapabilecek mi? Kamuya da gelecek bu iş, gelmemesi imkânsız. Bence bunu yaşamaya alışmak zorundayız dedi. Türkiyede muhafazakârlığın arttığını, bunun da kadını aile içine hapsetme tehlikesi taşıdığını vurgulayan Boyner, Türkiyede laiklik yok. Diyanet İşleri Başkanlığının laik bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Ama türban yasağının kalkmasıyla laikliğin elden gideceğini düşünenlerden değilimdiye konuştu. Boyner, resmi dilin Türkçe olması ancak vatandaşın da Kürtçeyi okulda öğrenebilmesi gerektiğini kaydederekAnayasayı baştan yazmak lazım. Tartışılıp tümünün baştan yazılması lazım. Bir şekilde bölünmüş toplum var. Artık bunu hepimiz kabul ediyoruz. Bu bölünmüş toplumu tekrar bir araya getirecek bir şeyi yaratmamız lazım dedi.

TÜSİAD Başkanı Boyner, gündemdeki konularla ilgili olarak Cumhuriyetin sorularını yanıtladı:

- Gündemde YÖK Başkanının üniversitelerdeki türban konusunu yazıyla çözme girişimi var. Üniversitelerdeki bu de facto durum bu işi çözmeye ne kadar yeter?

Şimdi zaten bence sıkıntı orada. Bunu biz özgürlükler bağlamında anayasa ile çözsek, belki bu kadar tartışma vesilesi haline gelmez. Türban konusu veya üniversitelerde türban konusu çok çok uzatılmış bir problem. Türkiyenin bunu çok önce çözmesi gerekiyordu. Şu noktadan sonra, bu yazı yeterli mi? Hayır, bir yerde rektöre kalıyor. Üniversiteler ayrılmış, türbanla girilebilenler, girilemeyenler. Müthiş bir kurumsal olmayan yapı var. Hiç hoş değil.

‘Türban kamuya da gelecek’

- Türban konusunun anayasada mı çözülmesi lazım, yoksa uygulamaya mı bırakılmalı?

Ben kişisel özgürlükler konusunda anayasanın çok yetersiz olduğunu düşünüyorum. Bu da aslında basit bir kişisel özgürlük konusu. Acaba siyasi simge mi?diye düşünenler var. Düşünmekte de haklı olabilirler. Uzadıkça işin içinden çıkılmaz hale geldi. Anayasada çözülmesi gerektiğini düşünüyorum.

- Tarhan Erdemin Radikaldeki değerlendirmesine göre, Türkiyede başını örtenlerin sayısı artıyorsa bu diğerleri üstünde baskı oluşturmaya başlamaz mı?

Türkiyede artıyor bu sayı, hakikaten doğru...

- İleride ne yapacağız? Sadece özel sektör mü alacak bu kişileri?

Tabii şu da var, türbanlı kişiler doktorluk, hâkimlik yapabilecek mi? Oralara girdiğimiz zaman kayboluruz bu konunun içinde. Türbanlı doktorlar erkek hastayı muayene etmem diyebilir mi? Kamuya da gelecek bu iş. Gelmemesi imkânsız. Bence bunu yaşamaya alışmak zorundayız. Hoşgörü, hoşgörmek anlamında değil ama şunu söylemek zor, insanlar baskı hissettikleri için kafalarını örtüyorlar demek bence çok geniş, ciddi bir varsayım. Ben öyle bir varsayım yapamam.

- Türkiyede laiklik tehlikede mi?

Bence şu an Türkiyede laiklik yok. Ben Diyanet İşleri Başkanlığının laik bir kurum olduğunu düşünmüyorum. Alevilerle ilgili hiç düzenleme yapmıyor. Türkiyede ateistler de var, Aleviler de var. Devletin gerçekten bütün din ve mezheplere aynı mesafede olması lazım. Biz sadece Sünnilere hizmet veriyoruz. Onun için laik olduğunu söyleyemeyiz.

- Laiklik kaygısını hükümetin diğer uygulamaları açısından nasıl değerlendirirsiniz?

Ben türban yasağının kalkmasıyla laikliğin elden gideceğini düşünenlerden değilim. 18 yaşına gelmiş bir genç kızın da eğitim hakkı olması gerekiyor. Gerçekten şu da var, kadınlara karşı bir ayrımcılık. Ben kafalarından belli olmadığı için erkeklerin ne düşündüğünü biliyor muyum? Onlar üniversiteyi okuyabiliyor. Ama siyasi simge tarafına çekenler var,Bunun üzerinden laiklik yok edilmeye çalışılıyordiyenler var. Ben çok katılmıyorum.