Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı CMK ve diğer bazı kanunlarda değişklik öngören tasarı Meclis Başkanlı'ğına sunulmuştur.

KANUN TASARISININ LİNKİ:

http://www.adalet.gov.tr/Tasarilar/CMKBaziKanunlarMeclise%20sevkEdilenMetinveTablo.pdf


YORUMLAR
 

 Ersoy Yüce
hakim

(4) (DeğiĢik: 2/7/2012-6352/96 md.) Sadece adlî para cezasını gerektiren veya vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenen suçlar hariç olmaz üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama kararı verilemez. 

bu bölüm hatalı gibi

 
 Aydın Başar
Hakim

İlginç hükümler var.Basit dolandırıcılık,basit hırsızlık,basit tehdit gibi suçlar uzlaşmaya tabi.1 yıl hapis cezası gerektiren suçlar önödemeye tabi oluyor.Yani aslında ceza hukuku felsefesi yavaş ,yavaş kökten değiştiriliyor.Toplumsal etkileri nasıl olur bilemem.Ama bu kapsamdaki suçlardan sabıka almamak adına,Savcılıkda biteceğini düşünüyorum.Doğal olarak devam eden davalarda da önödeme veya uzlaşma uygulanacak..Dilerim geçmişdeki dosyalarda bu nedenle yeniden ele alınmaz.Ama lehe uygulama yönünden sanıklar bunu isteyebilir.Yani TCK 157,141 maddelerinden verilen hükümlerde uyarlama istenebilir.Ayrıntılı incelemedim ama ilk aşamada aklıma gelenler.

 
 Aydın Başar
Hakim

Bu yasa yürürlüğe girdiğinde çok küçük bir 2005 haziranı yaşayabiliriz.Yargıtaydaki dosyalar da geri gönderilebilir.İstinaf yolunda olanlar yoldan geri dönebilir.Kesinleşmiş ancak henüz infaz edilmemiş dosyalar arşivlerden çıkarılabilir..

 
 Hasan Kaya
Hakim
Hırsızlık suçu daha önce uzlaşma kapsamında iken evine hırsız giren bir müştekiye uzlaşmak isteyip istemediğini sormuştum. Müşteki yüzüme bakıp kiminle neyi uzlaşacağım? Eşim eve giremiyor, bu yüzden psikolojik tedavi görüyor , yeni aldığımız evi satmak zorunda kalacağız dedi ve odadan çıktı. 
-
Hüsnü Yıldırımer
Avukat

Kamuoyu, akademisyenler, üniversiteler, hukuk fakülteleri, sivil toplum kuruluşları, basın, ... tarafından tartışılmadan kendi kendine ceza kanunu yazdırır ve uygulamaya sokarsan sık sık böyle değişiklik yapılır. Bakın Roma hukukunun bazı temel ilkeleri aradan geçen binlerce yıla rağmen hiç değişti mi? 

Yeni TCK' nın yürürlüğe girmesinden itibaren aradan geçen 11 yılda herhalde bu 100. değişiklik olacak... 

 
Semra İşler Albayrak
Avukat
 

Sevgili Meslektaşım,

Esasında yasama organının bir yasal değişiklik yapmadan önce hiç kimseye bir şey sorma gibi yükümlülüğü bulunmamakta yasal ve anayasal açıdan zira beğenirsiniz beğenmezsiniz millet ona tam yetkiyi vermiştir saygı duymak gerekir, bizlere de uygulamak. Kaldı ki, yasama sürecindeki komisyonlarda çok değerli hocalarımızın görev aldığı ve görüş bildirdikleri de malumumuz.

11 kez değişikliklik yapılmasında da bir sorun yok kanaatimce toplumun ihtiyacı var ve uygulamada ciddi problemler yaşanıyorsa 11 değil, 111 kez değişiklik de yapılabilir velev ki bu ihtiyaç belli bir oligarşik yapının değil; gerçekten "toplumun" ihtiyacı olsun. Uygulamadaki problem de belli davaların işleyişini etkilemeye yönelik değil; yargı sisteminin ve faaliyetlerinin işleyişine ilişkin olsun.

Eski bilgilerimizi tazeleyecek olursak, KANUNLAR: Objektif, kişilik-dışı, genel hukuk kurallarıdır.

 
Hüsnü Yıldırımer tarafından yazılan yazıya cevap olarak yazılmış.  Hüsnü Yıldırımer ve Semra İşler Albayrak tarafından bu konuda yazılan yazıları göster  Hüsnü Yıldırımer t
 

Batıda niye çok fazla değişiklik yapılmaz?

 
Semra İşler Albayrak tarafından yazılan yazıya cevap olarak yazılmış.  Semra İşler Albayrak ve Hüsnü Yıldırımer tarafından bu konuda yazılan yazıları göster  Semra İşler Albayrak tarafından yazılan yazıyı göster.
Derya Konak
Hakim
 
Zamanında hukuk camiasının geniş ve yoğun eleştiri ve tepkilerine rağmen, 5237 sayılı TCK. oldu-bittiye getirilerek 1 Haziran 2005'de yürürlüğe sokulmuştu.

Bu yasanın mimarı, maalesef "sosyete avukatı" olarak ün yapmış bir ceza akademisyeni.

Bu yasanın yürürlüğe sokulma nedeni de, Avrupa Birliğinin bu yasayı yürürlüğe sokun, biz de sizi daimi üyeliğe alalım şeklindeki olta atmaları ve bu oltayı bizim siyasilerin yutması tabiki.

Bu yasanın mevcut suç genel teorisiyle hiçbir yönüyle uyuşmadığı da, ceza hukukçularının ezici çoğunluğu tarafından kabul edilmiş durumda.

Şimdi bu ucubeyi ucundan kıyısından kırpıp değiştirerek ıslaha çalışıyorlar. Ama netice de her değişiklik yeni tereddüt ve açmazları beraberinde getiriyor.

Bizim kanaatimizce bu yasa AKP.'nin Türk milletine attığı tarihi bir kazıktır. Bu kazığı çıkarmakta kolay kolay mümkün olmayacaktır.
 
Hüsnü Yıldırımer
Avukat
 

Aynen katılıyorum...

Ben en çok örneğin konut dokunulmazlığını ihlal+mala zarar verme+hırsızlık' ı garipserim... 

 
Halis Çiftçi
Hakim 

Maalesef cinsel suçlarla ilgili kısım kanaatimce hala yetersiz söyle ki 
İlk olarak cezalandırma usulü benimsenirken 16 yıldan az olamaz 15 yıldan az olamaz gibi ibareleri kanaatimce doğru bir uygulama değil bunun yerine ceza aralığı geniş tutulmalı ve alt ve üst sınırlar belirtilmelidir 
İkinci olarak uygulamada 15 yaşını doldurmaya çok yakın mağdur daha sonra suçun faili ile evleniyor ve aile hayatı kuruyor hatta çocukları oluyor ama 2 yada 3 yıl sonra ağır ceza da ciddi cezalar alıyor buda ciddi vicdanlar i yaralayan sorunlara yol açıyor Nitekim anayasa mahkemesi de kararında onarıcı adalet ilkesini dikkate al diyor ama tasarıda bu yönde bir hüküm getirilme më si bir eksiklik olarak göze çarpıyor sınıfa belirtmeliyim  ki keşke çocuk evlilikleri olmasa ama maalesef toplum gerçeği bu noktada çok farklı 
Üçüncü olarak 15 yaşından küçük iki çocuğun riza ile ilişkiye girmeleri halinde ortaya çıkan soruna da bir çözüm getirilmeli idi bu da ayrı bir eksiklik aslında her iki tarafta bu ihtimal de mağdur ama maalesef şu an her iki çocuk içinde cezalandırma yoluna gidiliyor buda yine aym nin iptal kararında onarıcı adaket ilkesi bağlamında ima yolu ile de olsa ifade edilmişti 
Son olarak mağdurun yaşını esas alarak 0 yaştan 6 yasa kadar bir grup 6 yaştan 12 yasa kadar bir grup daha belirlenip ceza miktarı buna göre belirlenmeli idi diğer bir deyişle ile 11 yaşında ki mağdur yönelik eylem ile 2 yaşındaki mağdur a yönelik eylem de ceza miktarları farklı olmalı idi Nitekim aym son iptal kararında bu hususu da acik sekikde eleştiri konusu yapmıştı  
    Anlattığım gerekçelerle tasarı nin bu hali ile eksik lik arzettiigini ve aym tarafından yine iptal edilebileceğini  düşünüyorum 

 
Gerçi bizi adam yerine koyan olmaz ama yine de olması gereken birkaç hususu ifade edelim.

1-) Mal aleyhine işlenen bütün suçların soruşturma ve kovuşturması mağdurun şikayetçi olması koşuluna bağlanmalı. (Bu suçların nitelikli halleri de dahil olmak üzere.) Zira kraldan çok kralcı olmanın hiçbir anlamı yok. Malı çalınan kişi şikayetçi değilse, devlete susmak düşer.

2-) 15 yaşını bitirmiş ve akıl hastası olmayan herkes cinsel özgürlüğe sahiptir. 16-17 yaşındaki genç kıza, neden rızan ile cinsel ilişkiye girdiğini sormak demokratik hukuk devletinde kabul edilemez. 15 yaşını bitirmiş hiçbir kimsenin rızası ile cinsel ilişkisi suç olmaktan çıkartılmalıdır. 

3-) Amaç suçun işlenmesi esas alınarak faile tek bir ceza verilmelidir. Mesela gece birinin evine girip hırsızlık yapan kişiyi, hem hırsızlık hem gece konut dokunulmazlığını ihlâl ve hem de mala zarar vermekten cezalandırmak abesle iştiğaldir. Zira eylem tektir.
 
 
 
4-) Mevcut 21. madde tamamen hatalıdır. Dönmezer tasarısındaki 21. maddeye karşılık gelen maddeye uygun olarak değiştirilmelidir. 2005 yılında bu konuda dönemin Adalet Bakanı olan Sayın Cemil Çiçek'e bir mektup yazmıştım. Ne var ki kendisi o dönem çok bilmiş cemaatçilerin dümeninde olduğundan, benim haklı uyarılarımı dikkate almadı.

5-) İhtiyari vazgeçme ve etkin pişmanlık 5237 sayılı Yasada birbiri içine girmiş durumda. Dönmezer tasarısındaki gibi suç genel teorisine uygun olarak, bu hükümler yeniden düzenlenmelidir.
 

adalet.org