Soru ve Cevaplarla: Satıcının Sorumsuzluğu Anlaşması

  1. Sorumsuzluk Anlaşması Nedir ve Ne Zaman Yapılır?

Sorumsuzluk anlaşması, tarafların anlaşarak borçlunun kusurundan kaynaklanan sorumluluğunun azaltılmasını ya da kaldırılmasını ifade eder.[1] Bu yönüyle sorumsuzluk anlaşması borçlunun kusurundan kaynaklı bir sorumluluğunun ortaya çıkmasından önce yapılmaktadır. Eğer borçlunun borca aykırılığı sonrası taraflar arasında borçlunun sorumluluğunun azaltılması ya da kaldırılması yönünde bir anlaşma yapılırsa, bu anlaşmanın hukuki nitelendirilmesi kapsamına göre sulh, ibra olarak nitelendirilebilir.[2]

  1. Sorumsuzluk Anlaşmasının Geçerlilik Şartları Nedir?
    1. Anlaşmanın Şekli:

Taraflar arasında yapılan asıl sözleşmenin geçerliliği bir şekil şartına tabi ise sorumsuzluk anlaşması da bu şekil şartına tabi olur.

Sorumsuzluk anlaşması taraflar arasında yapılan asıl sözleşmeden sonra; fakat borçlunun borcuna aykırı davranışından önce yapılacaksa, sözleşme değişikliği anlamına gelir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 13/1 hükmü uyarınca asıl sözleşmenin geçerlilik şartına tabi olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken iradi şekil konusu olabilir. Taraflar arasındaki asıl sözleşme yasal bir şekil şartına tabi olmamakla beraber taraflar iradi olarak sözleşmeyi yazılı şekilde yapmış olabilir. Bu durumda TBK.’nun 17/2 hükmü yollaması ile az önce belirttiğimiz TBK.’nun 13/1 hükmü uygulanacak ve sorumsuzluk anlaşması da yazılı yapılması halinde geçerli olacaktır.  

    1. Anlaşmanın Kapsamı

TBK.’nun Sorumsuzluk Anlaşması başlıklı 115/1 hükmünde, “Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.” denmektedir. Bu hüküm gereğince anlaşma borçlunun ağır kusurlarına ilişkin olamayacaktır. Böyle bir anlaşma kesin hükümsüz olur. Ancak borçlunun hafif kusurlarından sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşmalar geçerli olacaktır.

Sorumsuzluk anlaşmasında borçlunun hiçbir kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin bir ibare varsa bu anlaşmanın borçlunun sadece hafif kusurundan sorumluluğunun kaldırıldığı şeklinde geçerli olarak kabul görecektir.[3]

  1. Ayıp Kavramı Nedir? 
    1. TBK.’nun Satış Sözleşmesi Hükümlerine Göre Ayıp Kavramı

Satışa konu bir malda varolan ayıp kaynağına göre, satış sözleşmesinden veya sözleşmede yer almamakla beraber malın kullanım amacından kaynaklanabilir. Satış sözleşmesi sebebiyle yani satıcının alıcıya bildirdiği vasıfların malda var olmaması halinde sübjektif ayıptan bahsedilir.[4]  Eğer ayıp, sözleşmeden değil de malın sağlaması gereken objektif yararların olmamasından kaynaklanıyorsa objektif ayıp mevcuttur. Ayıp kavramını, ayıbın niteliğine göre bir ayrıma tabi tuttuğumuzda üç tür ayıp söz konusu olur. Bunlar maddi, hukuki ve ekonomik ayıptır.

Satıma konu malın değerine veya elverişliliğine etki eden eksiklikler maddi ayıptır.  Yargıtay da “Bir eşyanın aynı cinsten normal parçalarla karşılaştırıldığında kendi değerini veya elverişliliğini kaldıran ya da azaltan her türlü kötü nitelik maddi ayıptır.” şeklinde tanımlamaktadır.”[5]

Hukuki ayıpta malın değerine veya elverişliliğine etki eden eksiklikler hukuk kurallarından kaynaklanmaktadır. Örneğin, trafik şube müdürlüğünce tutulan kayıtlara göre aracın pert olması[6] ve satıştan sonra ortaya çıkan geçmiş dönem emlak vergisi borcu birer hukuki ayıptır.[7]

Ekonomik ayıp, maldan beklenen ekonomik faydada eksiklik olması halidir. Başka bir deyişle, malın iktisadi vasıflarındaki eksikliktir.[8] Örneğin bir malın daha az elektrik tüketmesi beklenirken çok fazla elektrik tüketmesi, otomobilin belirli bir hıza ulaşamaması birer ekonomik ayıptır.[9]

    1. Önemli Ayıp Nedir?

TBK.’nun 219. maddesinde, satıcının sorumluluğunun doğması için ayıp sebebiyle malın değerini veya maldan beklenen yararın ortadan kalkmasını ya da önemli ölçüde azalması şartını getirmiştir. Başka bir deyişle sorumluluğun doğması önemli ayıp kavramına bağlanmıştır.

  1. Satış Sözleşmesinde Sorumsuzluk Anlaşması Yapılabilir Mi?
    1. Ağır Kusur Neyi İfade Eder, Satıcının Ağır Kusurundan Ne Anlamak Gerekir?

Satış sözleşmesine ilişkin düzenlemeler içerisinde, TBK.’nun Sorumsuzluk Anlaşması başlıklı 221. maddesine göre, “Satıcı satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, ayıptan sorumluluğunu kaldıran veya sınırlayan her anlaşma kesin olarak hükümsüzdür.”

Satış sözleşmesinde düzenlenen sorumsuzluk anlaşmasında da yukarıda bahsettiğimiz genel hükümler ile paralel bir şekilde, satıcının ağır kusurundan doğan sorumluluğunun azaltılmasına ya da kaldırılmasına ilişkin anlaşmalar kesin hükümsüz sayılmıştır. Sorumsuzluk anlaşmasının bu kapsam ile sınırlandırılması alıcıyı koruyucu niteliktedir.

Maddede yer bulan satıcının satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu olması kavramı önemlidir. Bu maddeden çıkan sonuç şudur: Taraflar sözleşmede satıcının hiçbir kusurundan sorumlu olmayacağını, hatta açıkça ağır kusurundan sorumlu olmayacağını kararlaştırsalar dahi eğer satıcı ayıplı malın alıcıya tesliminde ağır kusurlu ise bu sorumsuzluk anlaşması kesin hükümsüz olacağından, satıcı bu anlaşmaya dayanarak sorumlu olmadığını ileri süremeyecektir. [10]Burada TBK.’nun 225. maddesine de yer vermek gerekir. Maddeye göre, “Ağır kusurlu olan satıcı, satılandaki ayıbın kendisine süresinde bildirilmemiş olduğunu ileri sürerek sorumluluktan kısmen de olsa kurtulamaz.” Eğer satılanın ayıplı devredilmesinde satıcının ağır kusuru varsa sorumsuzluk anlaşması geçerli olmayacağı gibi ayıbın bildirilmesi de bir süreye bağlanmamıştır. Bu yönüyle de alıcı korunmuştur.

Ancak yukarıda açıkladığımız ayıp kavramında yer verdiğimiz TBK.’nun 219. maddesinde yer alan önemli ayıp kavramından bağımsız da düşünmemek gerekir. Satıcı satılanın ayıplı devretmekte ağır kusurlu iken bu ayıbın önemli olması gerekir ki satıcının sorumluluğundan bahsedebilelim.

Ağır kusurdan anlaşılması gereken ise şudur:

Kusur kavramı hafif ve ağır olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Konumuzu ilgilendiren ağır kusur; kastı ve ağır ihmali kapsar. Kast, zararlı sonucun bilerek ve isteyerek hareket edilmesidir. Ağır ihmal ise basit anlamıyla gösterilmesi gereken dikkat ve özenin gösterilmemiş olması halidir.[11]

    1. Kusurun Ağırlığının İspatı Yükü Kime Düşer?

Satıcının ayıplı satılanı alıcıya tesliminde ağır kusuru bulunması halinde taraflar arasındaki sorumsuzluk anlaşmasının kesin hükümsüz olacağını belirttik. Böylelikle satıcının ayıptan sorumluluğuna ilişkin yapılan bir yargılamada taraflar arasındaki sorumsuzluk anlaşmasının geçerliliğinin tespit edilebilmesi için satıcının ayıplı satılanı teslimde ağır kusurlu olduğunun ya da olmadığının ispatı meselesi ortaya çıkar.  Bu noktada ispat yükünün kime düşeceği ve nasıl yerine getirileceği de belirlenmelidir.

TBK.’nun 112. maddesine göre, “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.”

Bu maddeye göre borçluya borca aykırılık durumunda kusursuzluğunu ispat etmediği sürece sorumluluğunun olacağı düzenlenmiştir. Sorumsuzluk anlaşmasının kapsamının düzenlenmesinden alıcının korunması amacının olduğunu belirtmiştik. 112. maddeyi bu yönde yorumlarsak, böyle bir ihtilaf meydana geldiğinde satıcı ayıplı satılanı devretmekte ağır kusuru olmadığını ispat etmekle yükümlü olmalıdır.[12] Bu sonuç; MK.’nun 6. maddesi ve HMK.’nun 190. maddesindeki düzenlemeye göre, ileri sürülen vakıadan hangi taraf lehine bir sonuç doğuyorsa o ispat yükünü taşıyacağına ilişkin genel ispat yükü düzenlemeleri de örtüşmektedir. Sorumsuzluk anlaşmasının geçerliliğinin kabulü satıcı lehine bir sonuç doğuracağından, bu durumda satıcı ispat yükü altında olmalıdır.

 

[1] M. Kemal Oğuzman, M. Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt 1, Vedat Kitapçılık, 10. Bası, İstanbul 2012, s.453,

[2] Oğuzman/Öz, a.e., s.454.

[3] Oğuzman/Öz, a.e., s.455.

[4] İpek Yücer Akartürk, “Viyana Satım Sözleşmesi Kapsamında Satıcının Ayıptan Doğan Sorumluluğu”, Ankara Barosu Dergisi, 2015/1, s.214.

[5] Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 15.02.2012, E.2011/19-597, K.2012/80

[6] Yargıtay 13. HD. 09.11.2012, E.2012/15893, K.2012/25280

[7] Yargıtay 13. HD. 06.12.2007, E.2007/14454, K.2007/14736

[8] HGK, 02.11.2011, E.2011/13-466, K.2011/664.

[9] Aydın Zevkliler, Murat Aydoğdu, Hasan Petek, Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, Seçkin Yayınevi, 6.Bası, Ankara, 1998, s.90.

[10] HGK. 27.03.2015, E.2013/1696, 2015/1109.

[11] Burak Keçecioğlu, Hayvan Satışında Ayıptan Sorumluluk, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.16, Özel Sayı 2014, s.3589 yollaması ile Ahmet M. Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Turhan Kitabevi, 16. Baskı, Ankara 2012, s.307.

[12] Oğuzman/Öz, a.e. s.455. Yazara göre eğer haksız fiile yönelik bir sorumsuzluk anlaşması ise bu kez mağdur failin ağır kusurunu ispatlamakla yükümlüdür.