ası kast, TCK’nın 21. maddesinin 2. fıkrasında düzenlenmiştir: “Kişinin, suçun kanunî tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi hâlinde olası kast vardır”. Bilinçli taksir ise TCK’nın 22. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir: “Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi hâlinde bilinçli taksir vardır.

Bilinçli taksir ve olası kastta öngörme ortak unsurdur. Her ikisinde de kişi neticeyi öngörmüştür, aradaki fark bilinçli taksirde neticenin istenmemesidir, neticenin olabileceği tasavvur edilmiş ancak istenmemiştir.

Olası kastta, kastla işlenen suçlardaki ceza indirilir, bilinçli taksirde ise taksirle işlenen suçlarda artırıma gidilir.

Olası kast halinde temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.

Bilinçli Taksirde ise ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.

Soma faciasında Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı şüpheliler hakkındaki soruşturmayı TCK 85/2 den başlatmıştır. Bu maddede öngörülen ceza 2-15 arasındadır. Burada TCK 21/3 uygulanırsa ceza üçte birden yarıya kadar artırılacaktır yani verilecek cezanın en yükseği 3 ile 22.5 yıl arasında olacaktır.

Bugünlerde bizim hukukçularımızın tartıştığı budur. Yani Soma şüphelilerine verilecek ceza 2-15 yıl mı olsun, 3-22.5 yıl mı?

Dün Cumhuriyet Gazetesi, bugün Zaman Gazetesi bu tartışmayı verdi.

Zamanın Haberi:

“Son beş yılda yaşanan Bükköy ve Karadon maden facialarının ‘taksirle ölüm’ suçundan yargılanan sorumluları, kısa süre cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Dava ‘bilinçli taksir’ suçundan açılsaydı, cezalar 22,5 yıla kadar çıkacaktı. Bunda bilirkişi raporlarının etkili olduğuna dikkat çeken mağdur avukatları, Soma için de aynı endişeyi taşıyor.

Türkiye, Soma’da 301 işçinin hayatını kaybettiği facianın ardından, maden kazalarında sorumluların hak ettiği cezayı alıp almadıklarını tartışıyor. Şu ana kadar 8 kişinin tutuklandığı Soma olayında sorumlular ‘taksirle ölüme sebep olmak’ suçlamasıyla yargılanacak. 2009’da Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde meydana gelen ve 19 kişinin hayatını kaybettiği Bükköy maden ocağının yetkilileri de aynı suçtan yargılanmıştı. İşletme müdürünün 6 yıl 8 ay, maden sahibinin 5 yıl ceza aldığı dava halen Yargıtay’da. Zonguldak Karadon’da 2010’da yaşanan, 30 işçinin öldüğü grizu patlamasıyla ilgili  de 26 kişi hakkında ‘taksirle ölüme sebep olmak’tan dava açıldı ve sanıklar tutuksuz yargılanıyor. Davalar, ‘bilinçli taksir’ suçundan açılsaydı, cezalar 22,5 yıla kadar çıkacaktı. Karadon mağdurlarının avukatı Ünal Demirtaş, etkili yargılama yapılamamasına ve bilirkişi raporunun önemine dikkat çekiyor. Çoğu maden sahibinin, ‘facia kaçınılmaz’ anlamına gelen raporlarla ağır cezalardan kurtulduğunu söyleyen Demirtaş, Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan’ın, İTÜ Maden Fakültesi Akademik Danışma Kurulu’nda yer almasını da manidar bulduğunu ifade ediyor.

Hukukçular, şüphelilerin hangi ceza maddesinden soruşturulması gerektiği yerine; her türlü baskı, nüfuz ve engellemeden uzak adil bir soruşturmanın yapılabilmesinin koşullarını tartışsa daha iyi olacak diye düşünüyoruz.

İLGİLİ TCK MADDELERİ

Kast

MADDE 21 

(2) Kişinin, suçun Kanuni tanımındaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesi halinde olası kast vardır. Bu halde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda müebbet hapis cezasına, müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıldan yirmi beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur; diğer suçlarda ise temel ceza üçte birden yarısına kadar indirilir.

TCK 22/3

Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardır; bu halde taksirli suça ilişkin ceza üçte birden yarısına kadar artırılır.



Rahmi Ofluoğlu ( Hukukçu)