Sevgili Arkadaşlar,

Bazı aklı evvellerin mezun olduğu İmam-Hatip Okullarında hiç şüphesiz İslamiyet ve Hazreti Muhammed öğretilir. Peki, hiç bilmezler ve öğrenmezler mi ki “İlim Çin’de de olsa gidin öğrenin”! Hiç bilmezler mi ki “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir”! Hiç bilmezler mi ki “ilim kendin bilmektir”!

Bunların bazıları “her şeyi bildiğini sanır”. Hop dedik, “çok bilen çok yanılır”! “Böbürlenme Sultanım senden büyük Allah vardır”!

Herkes alim olabilseydi onlara Allah’ın elçileri diyemezdik. Doğa’nın dengesini ayakta tutan, insanlara yaşamı yaşanır kılan bu elçiler olmasaydı dalgaların önünde ileri geri yuvarlanan çakıl taşlarından ne farkımız olurdu?
İşte şimdi sizlere, bu dalgalarla dalga geçilmeyeceğini, bilimsel olarak ortaya koşan bir bilim adamımızın (yani ulemadan bir insan oğlunun) haykırışını sunuyorum.
Özellikle kendini Müslüman sana Putperestlerin bu gerçekleri öğrenmesinde insanlık adına yarar görüyorum.
Muhabbetle (!)
Av.Ömer YASA


 
Havuz Problemi : Karadeniz Boşalır, Altüst Olur

Beni bu köşede hep tozların etkileri veya meteoroloji ile ilgilihaberler ile tanıdınız. Ama benim asıl uzmanlık alanım deniz bilimleridir.
Uzmanlığım da Türk Denizleri özellikle de Marmara Boğazlar ve İstanbulHaliç'idir. Yani bu konularda uzmanım, konuşabilirim hem de göğsümü gere gere.

Şimdi gelelim en son proje önerisine. Size çok basit dildeanlatayım. Karadeniz'i bir tatlı su havuzu olarak düşünün. Nedeni de basitçünkü bu havuza giren tüm sular (nehir veya yağmur suyu) tatlı su. Peki ozaman Karadeniz neden tatlı su havuzu değil? Çünkü Çanakkale veİstanbul Boğazı altından gelen ve belirli eşikleri belirli rüzgar koşulları
altına aşan tuzlu ve de dolayısı ile yoğun Akdeniz suları Karadeniz'i bugünkütuzluluk seviyesine getirdi. Geçmişi o kadar da taze ki en son hali 3500
senelik ve bildik tarihi de 12.000 senecik.

Durduk yerde neden Karadeniz havuzu diyorum değil mi?Karadeniz'i az tuzlu bir havuz diye düşünün hem de Akdeniz'den ortalama 30 cmyüksek. İşte bu nedenle bu havuzun fazla suyu Boğazlardan akar durur amahavuza giren su belli ve doğanın açtığı bu kısıtlı musluktan çıkan su belli. YaniKaradeniz havuzunu boşaltan bir musluk vardı. Ama doğanın yarattığı birmusluk ve dengesini ancak son 3500 senedir sürdüren bir musluk.

Şimdi siz bir ikinci musluk takmayı planlıyorsunuz hem de 25metre derinlikte, yani musluk sadece Karadeniz'in suyunu Marmara'yaakıtabilecek ama alttan girmesi gereken su bu yeni kanala giremeyecek. Doğanındengeleri bozulacak ve ne olacak?Ne olur biliyor musunuz, ah keşke bilebilsek.Ama her ne olursa hiçbir zaman geri dönüşü olmaz, doğal dengelerbozuldu mu geri dönüş maalesef yok.

Akıl mantık basit. Havuza takılı bir musluk vardı şimdi ikincimusluğu takmayı planlıyorsunuz. Eh iyi de havuza gelen su miktarıartmayacak ki. Yani Tuna, Dinyeper, Dinyester siz musluk taktınız diye debisiniarttırmayacak ki? Diğer bazı kanalları örnek göstermek demekKaradeniz'in Marmara'nın oşinografik gerçeklerini bilmemek demektir.

Böyle bir sisteme sahip bir deniz yerkürede yok, sadece bizde ama değerinibilirsek elbette.

Ben talebelerime derslerde Marmara'yı anlatırken onu sağlıklıAkdeniz ve sağlıksız Karadeniz'in astımlı doğan çocuğu derim. Yani doğuştansolunum zorluğu çeken bir deniz ve de dikkat edilmesi şart olan birdeniz. Onu kurtaran Karadeniz'den gelen ve jet akım halinde BoğazdanMarmara'ya çıkan ve 25 metrelik üst tabakayı 3 ayda bir değiştiren Karadenizsuyu. O çıkışta öyle harika işler yapıp alt tabakadaki suyu yukarı çekiyor kisormayın gitsin. Marmara'ya oksijen pompalayan ise Çanakkale'den gelen alt
su. Takın bu sisteme tek taraflı bir musluk ve seyreyleyin olacakları. Benkarada olacaklardan bahsetmiyorum denizdekiler benim uzmanlık alanım.

Başka tarafları da var elbette bence bu proje hiçbir zamanyapılamaz çünkü sınır aşan sular gibi sınır aşan deniz bu, debisi ile rejimiile oynayamazsınız. Şimdi Almanya Avusturya Tuna'üzerinde muazzam birbaraj kursa suyu akıtmasa ne olur. Karadeniz'in felâketi olur. Alttaverilen su bütçesi alt üst olur.

Kiminiz bu hoca da her şeyi biliyor demişsinizdir. Ama benaşağıda verilen ve Marmara Denizinin bütçesini çıkartan takımın parçasıydım.İstanbul Boğazının altını 4 defa al bayrak rengi kırmızıya boyayan(Rhodamin boyası ile) takımın  başı idim. Yani İstanbul Kanalizasyon Deşarjprojesinin gerçekleşmesinde, Haliç'in temizlenmesinde emeğim, alın terimçoktur. Ve de dediklerim doğrudur.

Havuza ikinci musluk takarken havuzun daha hızlı boşalacağını dahesaplamalısınız öyle iki kişiye ısmarlama ileolmaz bu işler. Keşke iş, en boy yükseklik ve debi ile hallolabilseydi.

Ben size hemen şimdiden diyeyim. Karadenizin su rejimini değiştirirsenizsize hesap sorarlar daha da dosdoğrusu yaptırmazlar.  Hani neden boğazaköprü yaparken 64 metre yapmak zorunda kalıyoruz, 50 yapsak neden olmuyoruncevabı gibi... İşte aşağıda Marmara'nın su ve tuz bütçesi, öyle şapadanakortaya çıkan bir şey değil, kaç kişinin alın teri var ve bu sistemi sürdürenyegane güç Karadenize giren ama sadece Boğazdan çıktığı hesap edilen tatlısu.  O da %95 Tuna suyu, yani Tuna'nın debisi bizim için hayati öneme sahip.

Siz durduk yerde, Karadeniz havuzuna giren tatlı suyun debisini arttırmadan, havuzu tek muslukla boşaltmak yerine bir musluk daha takarsanız sistem alt üst olur.

Aslında bunu anlamak için ne bilim adamı olmak gerek ne de alim,basit havuz problemi - hani şu ilkokul çocuklarının çözdükleri cinsten.

Saygılarımla,

Prof Dr A. Cemal Saydam

ODTÜ Erdemli Deniz Bilimleri Enstitüsü Öğretim Üyesi (Emekli)
Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi


umraniyekombiservis.org