ABD'yle Britanya.
Biri, Başkanlık sisteminin sembolü.
Diğeri, parlamenter demokrasinin beşiği.
Birinde Başkan Trump.
Diğerinde Başbakan Johnson.

Her ikisi de demokrasiden hazzetmiyor.
Hukuk deyince tüyleri diken diken oluyor.
Anayasa sözcüğünü duymak istemeyen bir ikili...
İkisi de, demokrasiyi demokrasi yapan bağımsız kurumları, demokratik yönetim tarzının yazılı yazısız kurallarını, hukukun üstünlüğünü ayakta tutan dayanakları, bütün bunları yük olarak görüyorlar.
Her ikisi de yalancılıklarıyla temayüz ediyor.
Biz sandıktan çıktık, çoğunluğun oyunu aldık, bundan sonra bize karışamazsınız, memleketi aklımıza estiği gibi idare eder gideriz, diyor Trump da, Johnson da.
Ama olmuyor, yapamıyorlar.
Karşılarına yasama çıkıyor.
Karşılarına yargı çıkıyor.
Karşılarına medya dikiliyor.
ABD'de yasama organı, Kongre yetkilerini bırakmıyor, Başkan Trump'a hayır diyor.
Britanya'da yargı, Yüksek Mahkeme, Başbakan Johnson'a koca hayır çekiyor.
Washington'da, harekete geçme zamanı, demokrasi tehlikede, Başkan Trump anayasayı çiğniyor, sesleri git gide daha gür çıkıyor.
Başkan Trump'ı Beyaz Saray'dan uzaklaştırmayı, başkanlık koltuğundan devirmeyi hedef alan yargı süreci için Kongre'de düğmeye basılıyor.
Medyada, Trump yeminine ihanet etti, ülkesinin güvenliğini tehlikeye attı, manşetleri dolaşıyor.
Londra'da, Yüksek Mahkeme oy birliğiyle aldığı bir kararla, Başbakan Johnson'a İngiliz parlamenter tarihindeki en büyük tokatı atıyor:

Parlamentoyu kapatman hukuka aykırıdır.
Kraliçe'yi aldattın.
Halkı ve parlamentoyu hiçe saydın.

New York'ta, New York Times'ın manşeti çığlık çığlığa:

Ülkesine ihanetle suçlanan Başkan hakkında kovuşturma için düğmeye basılıyor.

Düğmeye basan Amerikan Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi konuşuyor:

Kimse hukukun üstünde değildir!

ÖSYM personeli, itirafçı Akçelik anlatıyor...FETÖ’nün önem verdiği sınav: 2014 KPSS ÖSYM personeli, itirafçı Akçelik anlatıyor...FETÖ’nün önem verdiği sınav: 2014 KPSS

Biri Başkan Amerika'da, diğeri Başbakan Britanya'da.
İkisi de demokrasiden, hukuktan hoşlanmıyor.
İkisi de her fırsatta demokratik kuralları çiğniyor, hukuku boşluyor.
Ama her ikisinin ülkesinde de demokrasi, hukuk işlemeye, ayakta kalmaya devam ediyor.
Ya bizde, Türkiye'de?
Böyle bir yazının ister istemez böyle bir soruya gelip takılması kaçınılmazdı.
Bizde Erdoğan'a, Saray'a karşı duran bir yasama var mı?
Yargı var mı?
Medya var mı?
Hiç kimse hukukun üstünde değildir diye sesini yükselten bir meclis başkanı var mı, yüksek yargı başkanı var mı?
Yok.
Olmayınca, demokrasi de yok, hukuk da yok.
Lafı daha fazla uzatmak gereksiz.

Hasan Cemal / T24