Yaklaşık 2,5 aydır yoğun bir tempo ile İstanbul Barosu Seçimleri ile ilgili haberlerimizi gerçekleştirdik ve 07 Kasım 2010 büyük gün geldi çattı. Ümit Kocasakal 6080 oy ile yeni Baro Başkanı oldu.

Ben öncelikle kısaca kendimden bahsetmek istiyorum. 4 yıldır bir şirketin İdari İşler Departmanında Yöneticilik görevi yapmaktayım. Karadeniz Teknik Üniversitesi Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Bölümü ve İkinci olarak ta İşletme Fakültesi mezunuyum. İlkokul çağlarımdan bu yana avukat olmayı çok istemişimdir, ancak şartlar bu hayalimin gerçekleşmesine elvermedi.Bundan 4 yıl önce yönetici olarak göreve başladığım şirketimizde Av.Rahmi OFLUOĞLU ile tanışarak birlikte çalışma fırsatımız doğdu. Kendisi avukatlığın yanı sıra ticaretle de uğraştığı için bu şekilde bir çalışma ortamında kendisini tanımış oldum. 4 yıldan beri birçok alanda beraber çok güzel projeler ortaya koyduk ve uzun süredir de şirket yöneticiliği haricinde, gerek hukuk, gerekse gündemdeki önemli gelişmelerle ilgili haberleri, çalışmaları beraber sürdürdük ve böylelikle 2,5 ay önce yaklaşan İstanbul Barosu Seçimlerine ağırlık vererek gündemi yakından takip ettik.
 
Ben bu gündemin içine girdiğimde hiçbir grup hakkında bilgi sahibi değildim. Evet, kendisinin uzun yıllardan beri Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubunun üyesi olduğunu biliyordum ancak sadece bu kadar. Önce İlke Grubu nedir, neyi savunur, başkanı kimdir, başka kaç grup vardır bunlar hakkında en ufak bir bilgim yoktu. Dolayısıyla ben olaylara dışarıdan bakan, anlamaya ve tanımaya çalışan,tamamen tarafsız olan kişiydim. Zamanla grupların toplantılarına katılarak, grup başkanlarıyla ya da grubun yönetim kurulu adayları ile birebir veya telefon ile görüşerek durumu anlamaya ve tahlil etmeye çalıştım. İlk katıldığım toplantı Önce İlke Grubunun ön seçim yapılmasından sonraki toplantıydı.  İki kişinin cemaatçi suçlamaları ile karşı karşıya kaldığı için gruba zarar verir düşüncesi ile kendi istekleriyle adaylıktan çekilmeleri istendi ve rıza ile çekilmedikleri takdirde oylama yapılarak yönetim kurulu adaylıklarının iptali yoluna gidileceği tartışılan toplantıydı ve o gün bile durumu şaşkınla ve anlamaya çalışan bir tavırla izliyordum, hatta adaylıkları askıya alınan avukatlardan biri olan Av. Tayfun Aktaş bile benim şaşkınlığımı fark etmiş ve bana siz içimizden biri değilsiniz, siz de şaşırıyorsunuz ve yadırgıyorsunuz demişti. Ben gerçekten bir avukat olmadığım halde bu şekilde bir ayrıma üzülmüştüm. Tabi bu konu ile ilgili yaptığımız haberde günlerce okundu ve en çok okunan, reytingi yüksek haberlerden birisi oldu. Daha sonra Av. Ömer YASA, Av. Selçuk Demirbulak, Av. Tayfun Karakaş,  Av. Kemal Aytaç, Av. Satılmış Şahin, Av. Feyzi Çelik, Av. Baran Doğan ve Kav’ın Yönetim Kurulu üyelerinden Av. Tora Pekin ve Özden Özdemir ile  tanıştım.Bu kişilerle süreçte yoğun görüşmelerimiz oldu ve seçim kampanyası boyunca ilişkilerimiz devam etti. Böylece haber politikamızda bütün gruplara eşit yer verme imkânımız doğdu, görüşme sıkıntısı çektiğimiz bir grup hariç. Saydığım avukatlar ve grupların dışında bir grup daha vardı. Bu grup tabii ki Önce İlke Çağdaş Avukatlar Grubu, Ümit Kocasakal ve ekibiydi. Görüşme sıkıntılarımız vardı, ancak bu yine o grupla ilgili haber yapmadığımız anlamana gelmiyordu, sadece birebir ilişki kurmak suretiyle canlı, sıcak haber yapma imkânımız olmuyordu. Bu grupla ilgili eksik kalmamız, bizim taraflı olduğumuzu düşündürmüş grup yöneticilerine, fakat bir gün Av. Abdurrahman Bayramoğlu beni aradığında karşılıklı olarak ufak sitemkârlarla bundan sonra telefon ile ne zaman istersek kendisini arayabileceğimizi ve haberler konusunda da bize bilgi vereceğini söyledi. Ardından yine grupta yönetim kurulu üyesi olan Av. Turgay Demirci arayarak bizimle röportaj yapmak istediğini belirtmişti ve bunu duyduğumda çok mutlu olmuştum. Bir grup hakkında daha bilgi sahibi olacaktım. Röportaj günü geldiğinde Doç. Dr. Av. Ümit Kocasakal’da bize katıldı ve böylece bütün sorularıma yanıt bulabilmiştim. Böylelikle ben gruplar hakkındaki eksik bilgilerimi tamamlamış oldum. Kocasakal’a yeri geldi Korsan Aday dediler, yeri geldi Brütüs dediler, Ergenekoncuların Avukatı dediler, avukatlık yapmıyor, kendisi akademisyendir, Baro başkanlığı yapamaz dediler ve en önemlisi de birilerinin adamıdır dediler. Ben Ümit Kocasakal’ı dinledikten sonra sadece şu yorumu yapmıştım. “Meyve veren ağacı taşlarlar” Söylenenlerde haklılık payı olmadığı gibi hiç biri Baro Başkanlığı yapmaya engel değildir. Bırakın başkanlık yapmayı, aday olmaya engel değildir. Öncelikle bir avukatın Aday Olma hakkı vardır.
 
Ben her zaman başarılı insanları takdir etmişimdir. Bir kişi avukat olmuş, ardından doktorluk ve doçentlik unvanını alabilmiş ve üstüne üstlük  avukatlar yetiştirmiş biri baro Başkanlığı niçin yapamasın? Nitekim 07 Kasım tarihi de bunu kanıtladı. Bu bir başarıdır ve bence Ümit Kocasakal için yeni bir şey değildir. Fakat kendisi ve yönetim kadrosu Baro yönetimi için yeni bir çağdır, yeni bir başlangıç olacaklardır.
 
Şunu söylemeden geçemeyeceğim; beni üzen ve şaşırtan tek şey çok sevgili Av. Kemal Aytaç’ın Başkanlığını ve eşsiz insan Av. Tülay ATEŞ’İN, Av.Yeşinil Yeşilyurt’un yönetim kurulu adaylığı yaptığı Çag Grub'unun beklenen sıralamada olmamasıydı. Av.Kemal Aytaç’ında bu görevi başarıyla sürdürebileceği inancındayım. Bu sadece beni değil diğer tüm grupları da şaşırtmış ve üzmüştür.
 
Bu yazdıklarım, benim baro seçimlerine ilişkin anı ve düşüncelerim, bunları kendi adıma yazdım. İstanbul Barosu’nu ve bu seçkin insanları tanıdığım için mutluyum, bu fırsatı bana veren benim için eşsiz insan Av.Rahmi OFLUOĞLU’na çok teşekkür ediyorum.
 
Yeni Baro Başkanı Doç. Dr. Av. Ümit Kocasakal’ı tekrardan tebrik ediyor ve tüm ekibine başarılar diliyorum.
 
Saygılarımla;
Yeşim TURAN