Ahmet Altan Samanyolu Haber'de konuk olduğu programda özellikle Ak Parti ve yolsuzlukla ilgili açıklamalarıyla gündem oluşturdu.

Hidayet Karaca ve 63 emniyet personeli hakkında tahkiye kararı veren hakimlerin tutuklanmasıyla ilgili de konuşan Altan, şöyle konuştu;

 "Bunu akılla anlamak mümkün değil. Yeryüzü hukuk tarihinde böyle bir şey yok. Nazi Almanya'sında olduğunu bile zannetmiyorum .Hukuki hata hukukun içinde düzeltilir. Uzak Doğu'da görülen bir hastalık var. Bir adam ortada hiçbir neden olmadan elinde palası önüne gelen herkesi öldürerek koşmaya başlıyor kendisi ölene kadar bu tür adamlara amok koşucusu deniyor. Bunlar önlere çıkan herkesi öldürüyorlar. Benim bugün gördüğüm bu hakimlerin tutuklanması da dahil AKP'nin bir amok koşucusu haline döndüğüdür. Yani öldüre öldüre kendi ölümüne doğru koşuyor. Hukuku öldürdü, ekonomiyi öldürdü, siyaseti öldürdü, dindarlığı öldürdü, devleti öldürdü.

" İşte Altan'ın o konuşmasından öne çıkan bazı detaylar;

 Taraf Gazetesi’ni yöneticilik yaparken uzun süre kitap yazamadım. Bu aslında bir bakıma benim için kitap yazma şansını elde ettiğim bir dönem oldu. Bu benim ailemin hikayesi olarak başlayan romanlar serisinin devamı “Ölmek Kolaydır Sevmekten” diyen Ahmet Altan, şunları söyledi:

“Toplumun güçlenmesi yönetenlerin işine gelmiyor. Hazinenin orada bol durması onları yolundan şaşırtıyor, sonra gidip paraları çalıyorlar. Ben Türkiye için iyimserim. Hep bir şeylerden geçiyoruz. Toplum bu gidişatın iyi bir gidişat olmadığını acı çekerek anlayacak. Burası çok kirli çamaşır gibi ne kadar yıkarsanız yıkayın kolay temizlenmiyor. Birkaç kez daha yıkamanız gerekiyor.

Erdoğan geldi. AKP geldi. Kürtlerle, cemaatle, modern şehirlilerle ittifak yaptı. Ülkenin demokratikleşmesi yolunda çok ciddi adımlar attı. Ama birden bütün yapıları değişti. Para, iktidar çok fazla ilgililerini çeker oldu. Temelden halktan kopmaya başladılar. Bütün askeri darbeler korkunçtur. Kötüdür, ben askeri darbeleri ihanet olduğunu görüyorum. Demokrat Parti döneminde demokrat partiyi destekleyenler vatan cephesinden yana, karşı olanlar vatan haini gibi algılanmaya başlanmıştı. Menderes’in son zamanlarını hatırlayacak yaşa sahibim, gazeteciler aynen bugünkü gibi gazeteciler hapse atılırdı.

Baransu'yu sevmiyorsunuz, hukuku da mı sevmiyorsunuz Mehmet Baransu’yu hapse attılar. Dünyanın saygı değer kitaplarında yüzyılın haberini yapanlar arasında görülüyor. Fakat toplum,meslektaşları onu yalnız bıraktı. Hidayet Karaca yalnız değil ona bir kesim sizler sahip çıkıyorsunuz. Baransu darbecilere hediye olarak hapse konuldu. Meslektaşları sessiz. Baransu’yu sevmiyorsunuz hukuku da mı sevmiyorsunuz. Bu çocuk ne haberler çıkardı. Askeri vesayetin ne olduğunu gösteren bu ülkede Baransu’dan daha iyi gösteren olmadı.

Böyle bir şey Nazi Almanya’sında bile olmadı

Bunlar tutuklu değil. Esir. Neredeyse hükümetten Cenevre antlaşmasını uygulamasını isteyeceğiz. Bir hakim verdiği karardan tutuklandı. Böyle bir şey görmedim. Böyle bir şey Nazi Almanya’sında bile olmadı.

 Burada fikir olmadığı için fikir özgürlüğü yok Düşünün toplumda fikirler güçlü değil, güçlü olsa bu hale gelmezdik. Bizim kültürümüzde "yeni bir şey icat etme" sözü var. Düşünün icat etmeye karşı olan bir toplum. Niye biz yeni bir şey icat etmeyelim? Ama ben bu toplumdan çok umutluyum. En ummadık anlarda mucizeler gerçekleştirir bu toplum. Yine bir mucize beklerim." AKP'nin nerelerinden patlayabileceğini bize gösterdi Lastik patlayınca suya sokarsınız, nerelerden patlak olduğunu görürsünüz. AKP'nin biz de nerelerinin patlak olduğunu gördük... İlk kez bu seçimde AKP'nin sanki hiç ekonomi yokmuş gibi sunduğunu, bütün meselesinin Erdoğan'ı başkan yapmak olduğunu gördük. AKP Erdoğan'ı başkan yapmayı vaat ediyor, bütün vaadi bu. Sokaktaki fakirliği, işsizliği bilmiyorlar bunların dışında bir şeyler konuşuyorlar. Erdoğan eline Kürtçe bir Kur'an almış aynı CHP'nin "Laiklik elden gidiyor" söylemi gibi "Din elden gidiyor" diyor. Toplumdan kopmuşlar. Başbakan diye biri yok Metin Yıkar'ın Başbakanın konuşmalarını sorması üzerine Ahmet Altan "O kim, Başbakan diye biri yok" yanıtını verdi. Altan, şöyle devam etti. "Eğer başbakan olsa , Cumhurbaşkanı böyle meydanlarda suç işleyemezdi." AKP seçimleri kazanırsa, idam cezalarının geri geleceğini düşünüyorum. Sulh Cezaların bir adım daha öteye gideceğini düşünüyorum. Aynı ittihatçılar gibiler. Devleti yönetemediğin zaman sana şiddetten başka seçenekleri yok AKP suç üstü yakalandı. Şiddetle korkutup susturmak istiyor. Toplumda bir yere kadar korkar, toplum bunu daha fazla taşıyamayacak hale geldi. Metin Yıkar'ın AKP'liler "Yeni Türkiye'ye hoş geldiniz" dediğini söyleyince "Cehenneme hoşgeldiniz" derler, cezaevinde de öyle karşılarlar. Askeri darbe dönemlerinde yapılanları AKP yapıyor. Sizin müdürünüz, Karaca dizi oynattı diye hapiste yatıyor. Bunun eline silah alan askeri darbecilerin döneminden bir farkı yok. AKP bu yolda devam edemez. Bu şiddeti kiminle yapacak ordu ile mi, ordu onu devirir kendisi onun yerine gelir." AKP Dini yok etti Muhafazakarların çok fazla dindar olmadığı ortaya çıktı. 20 milyon adam hırsızlık ortaya çıktıktan sonra AKP'ye oy verdi. Bunların çoğu Cuma namazına gidiyor, oruç tutuyor. Başbakanın Başdanışmanı (Mahçupyan) tabanın çoğunun hırsızlığı bildiğini söyledi. Dindar insanlar bunu nasıl onaylıyor.Bile bile hırsıza oy veriyor? Çalarak dine hizmet edilmez. Kur'an da da bu yok. AKP'lilerin kendilerini sorgulaması gerekiyor. Hırsız olduklarını bile bile oy veriyorlar. Allah'ın varlığına inanıyorsan hırsızlığı nasıl hoş görüyorsun. 17 Aralık, kasalar kutular orada duruyor, Kur'an'ı Kerim orada sallanıyor 17 Aralık, kasalar kutular, paralar orada duruyor, Kur'an'ı Kerim orada sallanıyor. Bu adamlar bir de dindar olduklarını söylüyorlar. Bunlar kendilerini dindar olarak tanımladıkları için dindarlar diyorum, dindarım diyen hırsıza oy veriyor. Bunu anlatamazsın, anlatılamadığı için dindarlara duyulan saygı azaldı. Ülkede bir değer kalmadı ki etrafında toplanalım? Hırsızlık mı? Hırsızlığın etrafında toplanmak bizi birleştirmez, çete yapar. Bizim hırsızlığın bir değer olduğu düşüncesinden kurtulmamız lazım. AKP,muhalefete düştüğü takdirde yargılanacak Normalde bir siyasi parti kendi taraftarının dışındakilerden de oy almak ister, AKP artık kendi taraftarı dışındakilere hitap etmiyor, onlardan oy almaya çalışmıyor. AKP'nin kendi tabanı dışında kimse ile bir köprüsü yok. Kendi elindeki adamları tutmaya çalışıyor, dışarıdan kimseyi alamaz. Bugün AKP muhalefete düşebilme özgürlüğüne sahip değil, çünkü muhalefete düştüğü takdirde yargılanacak. Bu yüzden iktidarda kalmak istiyorlar, her şeyi yaparlar. Erdoğan başkan olursa, kaçınılmaz son içsavaştır. Kürtler seçimi kim kazanırsa kazansın haklarını alacaklar Kürtler seçimi kim kazanırsa kazansın haklarını alacaklar. Ortada bir hak varsa, alınması gerekiyorsa alacaklar. Rojova'da kadınları ile birlikte dövüştüler. Kobane'de mücadele ettiler. Kadın erkek ilişkisinde Ortadoğu'da koydukları modelle saygınlık kazandılar. Türkiye'de bu şekilde mücadele ettiler, demokrasi içerisinde alacaklar. Bir Türk'ün sahip olduklarına bir Kürt neden sahip olmasın? Üstelik sen kimsin Kürtlere hakkını vereceğim diyorsun, hakkıysa alırlar. Türkiye'de en büyük sorunda bazı kesimlerin Kürt nefreti. Muhafazakarların, ulusalcıların bir kısmında da bu var. Ben bugün barışı AKP'den değil, HDP'den bekliyorum. Dindarların Kürt nefretini anlamıyorum. Dinde ırk var mı ayrımcılık var mı? Demokrasi sözü verdiler, hırsızlık, yolsuzluk, haksızlık getirdiler 2010 referandumu Türk tarihi için büyük bir referandumdu. AKP gidecek arkasından gelende pek iyi olmayacak belki ama biz bugünden biraz daha iyi olacağız. 90 yıl yerinden kımıldatılmayan bir devlet, askeri vesayeti attı, AKP'yi de atacağız. AKP kendi tabanına kendi halkına ihanet ediyor bugün. Eğer başkan olursa, Türkiye'nin ekonomisini yönetecek biri değil, ekibi de değil. Merkez Bankası başkanına "vatan haini" dedi. Dolar 2.70. Burası ekonomik olarak bir felakete dönüşür, Türkiye fakirleşmeye başlar. AKP 2011'den itibaren ekonomiyi düşürdü. Hırsızlığa başladı. Tek başına başkan olduğunda ekonomiyi çökertir, çökmüş bir ekonomiye karşı duracak halka büyük bir şiddet uygular, orduyu kullanır bu da büyük bir ayaklanmaya gider.