Vatan Partili olmak

Yaş 70’mişi dönmüş, 68’den kalan dost bir elin beş parmağı kadar. Sağ kalan bu çok az sayıdaki sevgili dostlarım beni Vatan Partisi’ne katılmam nedeniyle acımasızca eleştirdiler. Sağ olsunlar da eleştirsinler, şunun şurasında ahir ömrümüzden geriye ne kaldı ki, ben onları sevmeye, onlara saygı duymaya devam edeceğim.

Dostların dostlarını eleştirmede acımasız olmaları gayet doğaldır, boşuna dememişler “dost acı söyler…”. Bu atasözünün doğruluğuna inandığım için ben de acımasız, dobra, dobra konuşacağım.

Sevgili dostlarım;

Aykın Özer, Esen Yücel, Teberdar Özdoğan, Mustafa Kökçeli, Turan Biçer,  A Kadir Eyüboğlu, Hikmet Nuri Aydın, Alaattin Kaya siz hiç geriye dönüp yarım asrı aşan ömrünüze bir baktınız mı? Bir başka söylemle siz hiç aynada kendinize batkınız mı?

Sanmam.

Hepiniz 68 kuşağındansınız, ortalama 1973 yılında üniversiteyi bitirdiniz, o günden bugüne 50-55 yıl gibi bir insan ömrü için uzun sayılacak bir zaman geçti, bu koca yıllarda ülkenin bağımsızlığı, demokrasi ve insan hakları için ne yaptınız, ülkeniz için hangi sıkıntılara katlandınız?

Rakı masalarında CHP’yi acımasızca eleştirmenize rağmen CHP’nin kuyruğuna takılıp gittiniz, biraz Cumhuriyet elden gitmesin, laiklik, çağdaşlık için biraz da beklentileriniz için, peki ne değişti bu 50-55 yılda, hiç.

CHP ne yaptı?

12 Martta Deniz Gezmişlerin idamına oy verdiler, hep NATO’ya CENTO’ YA bağlı olduklarını söylediler.

İsmet Paşa’nın Johnson’un mektubuna verdiği cevapta “Yeni bir dünya kurulur Türkiye orada yerini alır” sözünü elbette burada anmak durumundayız, Ecevit’in Kıbrıs Barış Harekatını..

Bu ve benzeri birkaç çıkış dışında CHP hep NATO’ya bağlı kaldı ve bunu açıkça söylemekten de geri durmadı.

CHP bu 50-55 yılda neyi engelleyebildi, ya da engellemek istedi, 12 Mart ve 12 Eylülü mü, ABD, CİA ve NATO darbelerini mi engelledi…

Gerici uygulamaları mı engelledi?

Demokrasiyi, laikliği, çağdaşlığı mı koruyup geliştirdi, hiçbiri.. Ama siz ve ben CHP’li olmaya devam ettik.

Son 16 yıla bakalım.

ABD, CİA Türk Ordusunun itibarını sarsmak için kumpaslar düzenledi, Irak’da askerlerin başına çuval geçirdi, Kumpas davaları ile komutanları hapse attı, Kozmik Odaya girdi, bütün bunların karşısında CHP ne yaptı veya yapabildi?

Hiç.

Bütün bu hiçlere rağmen siz ve ben hep CHP’li kaldık.

CHP Genel Başkanına yapılan kaset darbesine hepimiz sessiz kaldık, hepimiz bu darbeyi kimin yaptığını bilmemize rağmen.

AKP'li Mehmet Metiner, Alaattin Çakıcı’yı savundu AKP'li Mehmet Metiner, Alaattin Çakıcı’yı savundu

Biz Doğu Perinçek’i hep eleştirdik. Perinçek’e karşı bu acımasız eleştirileri yaparken hiç kendimize sormadık; “haksızlık yapmıyor muyuz” diye.

Sahi biraz fazla haksızlık yapmadık mı?

Eleştirilerimiz şu noktalarda yoğunlaşmaktaydı:

Perinçek 70’li yıllarda Dev-Sol ve Dev-Yolcuları ihbar etti, gazetesinde adreslerini yayınladı?

Bu ağır suçlamanın cevabını bulmak için 12 Mart sonrası ile 12 Eylül darbesi arasında kalan yıllara kısaca bir göz atalım.

70’li yıllarda terör ortalama hergün 25-30 kişinin canını alıyordu ve bu ölümler kamuoyuna sağ sol çatışması olarak yansıtılıyordu. 12 Eylül Darbesinden sonra gerçek aydınlatıldı, sağcıları da solcuları da öldüren, çatıştıran NATO-CİA Gladyosuydu, sağcı ile solcuları öldüren mermiler aynı silahtan çıkmıştı.

Süleyman Demirel Hamzakoy’dan taraftarlarına gönderdiği mektupta “11 Eylül günü 30 kişi öldürülmüşken 12 Eylül günü tekbir kişi öldürülmedi” diyordu.

Benzer şekilde kendi evinde Bülent Ecevit bize “12 Eylül günü bir yerlerden bir şeyler olur diye bekledim, ama yaprak kımıldamadı” demişti.

12 Eylül günü kahraman solcular ya da ülkücüler nereye kaybolmuştu?

Şimdi sorun kendinize Perinçek’in gazetesi solcuları mı kontrgerilla

 tetikçilerini mi ihbar etmişti?

Türkiye’de darbeleri NATO subayları yapmıştır, 12 Mart, 12 Eylül gibi.

Doğu Perinçek her darbende tutuklanmış ve yargılanmıştır.

12 Mart Darbesinde 2.5 yıl, 12 Eylül darbesinde 5 yıl, yine ABD, CİA ve Pentagon’un planladığı kumpas davalarında, Ergenekon davasında tutuklanmış ve 6 yıl hapiste yatmıştır.

Kimin haddine Perinçek’e NATOCU demek?

Sahi siz neden Perinçek’i sevmezsiniz?

Perinçek Erdoğan’ı destekliyor di mi?

Peki ya siz kimi destekliyorsunuz?

ABD-CİA-Pentagon askeri darbelerinde, kumpas davalarında hapse giren Perinçek kötü, siz ise tam bağımsızlıktan yana demokratlarsınız öyle mi? Hadi canım sen de…

Sevgili dostlarım benim Vatan Partisine katılmamdan her alanda ve her anlamda Perinçek’i ve düşüncelerini onaylıyorum anlamı çıkarılamaz, tanıdığınız Rahmi Aydın dün ne ise bugün de odur.

Ben Perinçek ile ayrıştığımız değil de anlaştığımız hususları size söyleyeyim.

ABD, NATO, kısaca emperyalizm karşıtlığı,

ABD’nin artık dünya lideri olmadığı, yükselen gücün Asya güçleri olduğu ve bu doğrultuda NATO ve Atlantik güçlerine karşı Avrasya güçleri ile birlik olmak,

Ulusal ekonominin üretimle önünün açılacağı hususlarında Perinçek ile anlaşıyorum.

Kapitalist sistem açmazda, liberal söylem itibar kaybetti, dolar imparatorluğu çatırdıyor, dünya önemli gelişmelere gebe, bölgemiz ve ülkemiz önemli kırılmaların eşiğinde, bu aşamada yurtsever güçleri, Türkiye halkını birleştirmek,  yurtsever güçlere öncülük etmek görevi ile karşı karşıyayız. Öncülük görevimizi başarılı ile yapmanın yolu dünyadaki değişimi, gelmekte olanı görmek, içeride toplum dinamiklerini doğru tahlil etmekten geçer.

 İşte bu aşamada üzerime düşeni yapmak, ahir ömrümü mutlu tamamlamak için ayrıştığımız noktaları gözardı ederek ana meselelerde anlaştığımız görerek Vatan Partisine katıldım.

Sevgili dostlarım boş işlerle uğraşma yerine siz de gelin bir olalım ve birlikte emperyalizmin Vatan Partisine uyguladığı tecrit zincirini kıralım.

Siz aynı ezberle beni eleştirmeye devam ederseniz siz söyleyeceğim söz;

“Dinime dahleden bari Müslüman olsa” olacaktır.

Rahmi Ofluoğlu