Avustralyalı federal başyargıçlardan Shane Raymond Marshall, Türkiye’de hukuk kurallarının hiçe sayılmasını ağır şekilde eleştirdi. Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kurallarının geçerli olduğunu söyleyen başyargıç, Türkiye'de hukukun rafa kaldırıldığını kaydetti. Marshall ayrıca, Türkiye'deki hakimlere, bu durumu protesto için Uluslararası Yargıçlar Birliği'ne başvuruda bulunma çağrısı yaptı. Başyargıç Marshall, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'nın halen hapiste olmasını da 'kabul edilemez' olarak niteledi. 

Türkiye’de halihazırdaki hukuk uygulamalarının Avustralya’da gerçekleşmesinin mümkün olmadığının altını çizen Marshall şöyle devam etti: "Türkiye’de hukuk kuralları geçerli değil artık. Türkiye’de Cumhurbaşkanı’nın kendi kanunları var. Böyle bir şey Avustralya’da olsa, büyük bir öfke ve nefretle karşılanırdı. Çünkü bizim ülkemiz ve bütün toplum hukuk kurallarına tâbidir. Bu yüzden böyle bir şey Avustralya’da olsa, insanlar arasında çok büyük bir tepkiye karşılaşırdı." 

ERDOĞAN, KİŞİSEL İKTİDARINI KORUMAK İSTİYOR 

Türkiye’de hukuk kurumlarına ve özgürlüğe karşı büyük bir saygı eksikliği yaşandığına dikkat çeken Marshall, "Bu durum, Cumhurbaşkanı’nın giderek daha fazla güç elde etmesiyle gerçekleşti." dedi.

Türkiye'de Erdoğan'ın 'hukuka aykırı hareket etmesinin' ilk olmadığına değinen başyargıç, "Bugün Türkiye’de olanlar Cumhurbaşkanı’nın daha önce sarayını yaptırdığı arsa ile ilgili olarak mahkemenin aldığı kararı gözardı ettiği zaman sergilediği tavrıyla da paralellik gösteriyor." dedi. Başyargıç Marshall, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son yıllardaki söylemleri ve uygulamalarıyla yapmak istediğini ise şöyle özetledi: "Cumhurbaşkanı, sadece kendi kişisel iktidarını ve kendi adalet sistemini korumak istiyor." 

TÜRKİYE'DE HAKİMLER, ULUSLARARASI YARGIÇLAR BİRLİĞİ'NE BAŞVURMALI

Türkiye’de yargıçların zor bir süreç yaşadıklarına atıfta bulunan Marshall, bulundukları durumu protesto için Uluslararası Yargıçlar Birliği'ne başvurabileceklerini söyledi. 

Yunanistan örneğini veren Marshall, tavsiyelerine şöyle devam etti: "Bu konuda Uluslararası Yargıçlar Birliği kurumu var. Zannediyorum Türk yargıçlar, içinde bulundukları durumu protesto edebilmek için, bu kuruma başvuruda bulunabilirler. Buna örnek olarak Yunan yargıçları verebiliriz. Bir önceki iktidar döneminde, hükümet tarafından maaşları ciddi şekilde düşürülen Yunan yargıçlar Uluslararası Yargıçlar Birliği'ne başvurarak şikâyette bulunmuştu. Uluslararası Yargıçlar Birliği de Yunan hükümetine karşı Yunan yargıçların haklarını savunmuştu."

BANK ASYA'YA YAPILANLAR, GÜVEN ORTAMINI ORTADAN KALDIRIYOR

Hükümetin her türlü eleştiriye kapanmasıyla, Türkiye’nin bir kanun ve özgürlükler ülkesi olmaktan uzaklaştığını ifade eden Marshall, Bank Asya’ya yapılan baskını da ağır şekilde eleştirdi. 

Marshall, "Bu, hükümetin, devleti bir kanun ve özgürlükler ülkesi yerine bir baskı rejimi haline getirmesi anlamına geliyor. Bu durumu Bank Asya’ya yapılan saldırıda da görebiliyoruz. Bu yapılan bir kurumun var olma hakkına karşı büyük bir saygısızlık. Hükümet, kendi ideolojik arzuları nedeniyle ülkedeki bankacılık sistemindeki güven ortamını ortadan kaldırıyor." ifadelerini kullandı. 

KARACA'NIN HAPİSTE TUTULMASI KABUL EDİLEMEZ

Marshall, 140 günden bu yana hapiste tutulan Hidayet Karaca’nın başında bulunduğu Samanyolu Yayın Grubu’nun, hükümet muhalifi yayınlar yapmakla 'suçlanmasını' ise kabul edilemez olarak niteledi. 

Türkiye'de basına yapılan baskıyı dile getiren başyargıç Marshall, hükümete muhalif yayınlar yapmanın asla suç olmadığını söyledi. Basının, yolsuzlukları tespit ederek halka duyurma görevi olduğuna vurgu yapan Marshall, ABD'de Richard Nixon'un başkanlıktan istifasıyla sonuçlanan siyasi skandalı hatırlattı. Marshall, bu skandalın vatandaşlar tarafından öğrenilmesinin ise Washington Post'un yaptığı haber sayesinde olduğunu anlattı: “Muhalif olmak elbette ki suç değil. Örnek olarak, bir an için Washington Post’un haberleriyle, Richard Nixon’un yaptıklarını kamuya ilan etmemiş olduğunu düşünün. Eğer Watergate skandalından haberimiz olmasa neler olurdu? Bu nedenle medyanın özgür olması çok önemli. Bu, toplumu da korumanın önemli bir yoludur."


CİHAN