Ergenekon ve Balyoz davalarında tutuklu olarak yargılanan Çiçek, “Hukukun önemini en acı şekilde yaşamış biri olarak Türkiye’de adalet dışı tüm uygulamaların karşısında durmak ve Meclis’teki sesi olmak için siyasete girmek şart” dedi.

Siyasete girme kararını nasıl verdiniz?
Hukuk ve adalet mücadelesini daha etkin vermek adına siyasete girmenin gerekli olduğunu gördüm. Hukukun önemini en acı şekilde yaşamış biri olarak Türkiye’de adalet dışı tüm uygulamaların karşısında durmak ve Meclis’teki sesi olmak için siyasete girmek şart. Aslında 2011 seçimleri öncesi bu kararı almıştım. Mart 2011’de TSK’dan istifa ederek seçimlerde aday olmayı karar verdim. Ancak ailemin tutsak olmam nedeni ile seçim sürecini yönetmenin zor olacağını düşünmesi üzerine onlara saygı duyarak o tarihte bu kararımı değiştirdim. Haziran seçimlerinde adaylık kararını bu kez ailece verdik.

Öncelikli amaç ve hedefiniz nedir?
Her geçen gün diktaya giden bir siyasi irade ülkeyi yönetiyor. İnsanlarımızı siyasi amacına uygun olarak bilinçli bir şekilde kutuplaştıran bir siyasi iktidar var. Vatandaşın yaşam şekline ve temel özgürlüklere müdahale eden bir siyasi yönetimden kurtulmamız gerekiyor. Bu sürece dur diyenlerle omuz omuza mücadele etmek için siyasete girdim.

‘Kumpasçılardan hesap sorulacak’

Hem Ergenekon hem Balyoz davalarından ceza aldınız...
Ergenekon ve Balyoz adı ile bilinen kumpas davalarında başlangıçta siyasi iktidar destekli bir algı operasyonu yapıldı. Bizi kamuoyuna darbeci ilan ettiler. Medya yargısız infaz yaptı. Ama zamanla gerçekler ortaya çıktı. Bizim yıllarca kamuoyuna açıklamaya çalıştığımız sahtekarlıklar, taklit imzalar kamuoyunda kabul gördü. Özellikle yargılamanın yenilenmesi kararı ile alınan bilirkişi raporları ve dinlenen tanıklar maddi gerçeği ve masumiyetimizi iyice somutlaştırdı. Bu süreçte Anayasa Mahkemesi temel hak ve özgürlüklerin korunduğu bir yüksek yargı haline geldi.

17-25 Aralık operasyonlarının ardından kumpas örgütünden desteğini çeken ve bu örgütle mücadeleye giren siyasi iktidarın saf değiştirmesi ile işimiz biraz daha kolaylaştı. Artık kumpas örgütünü, sahtekârlıkları, haksızlık ve hukuksuzlukları bütün dünya görmeye başladı. Sırada bu kumpası planlayan ve icra eden, bize ailelerimizle birlikte yıllarca manevi işkence yapan suç örgütünden hesap sormaya geldi. Bu hesabı da milleti adına yargılama yapan gerçek hakimlerin ve savcıların görev yaptığı mahkemelerde milletçe soracağız. Milletimiz ve dünya yaşanan hukuk cinayetlerinin arka planını ve sahtekarlıkları bu davalarda açık olarak izleyecektir.

CHP Atatürk’ün belirlediği ‘6 ok’tan vazgeçemez

CHP’yi tercih etmenizin sebebi?
Bu ülkenin kurucusu ve kurtarıcısı olan Mustafa Kemal Atatürk’ün temellerini attığı ve ilkelerini belirlediği parti olan CHP Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu iradesidir. Gerek altı ok olarak özetlenen ilkeler ve gerekse parti programı laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin temel anayasal nitelikleridir. CHP ülkemiz için önemli bir partidir. CHP bu ilkelerden vazgeçemez. Bu ilkelerden sapmayı CHP seçmeni de kabul etmez. CHP kumpas yargılamaları sürecinde zaman zaman 50-60 milletvekili ile Silivri’ye gelerek bize destek vermiştir. CHP Genel Başkanı Silivri’de yargılama adı altında oynanan tiyatroda rol alan yargıçların hak ve adalet dağıtmadığını açıkça beyan etmiştir.

‘Muhalefet yeni çözüm sunmalıdır’

Genel siyasi ortamı nasıl görüyorsunuz?
Ülkemizi 2002 yılından beri yöneten siyasi iktidar iyice yıprandı. Siyaseti ve iktidar gücünü zenginleşme ve yolsuzlukları örtme aracı olarak kullanan bir iktidar daha fazla bu ülkeyi yönetemez. Muhalefete düşen temel görev başta sosyal yardımlar ve ekonomik politikalar olmak üzere insanlarımıza yeni çözümler sunmak ve onları ikna ederek oy istemektir. 29 Mart Pazar günü bütün CHP üyeleri oy kullanarak milletvekili adaylarını belirleyecek.  Sadece delegeleri değil bütün CHP üyelerini sandığa bekliyoruz.

http://www.milliyet.com.tr/hukuk-mucadelesi-icin-siyasetteyim-gundem-2022567/