T.C.

YARGITAY

10. HUKUK DAİRESİ

E. 2014/19033

K. 2015/20294

T. 23.11.2015

DAVA : Dava, davacının davalıya icra takibine konu borcu bulunmadığının tespiti ile icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.

Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün, tarafların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.

KARAR : 1-Dosyadaki yazılara toplanan delilleri ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.

2- Kurum kayıtlarına göre, 1987-1997 yılları arasında Kurumca davalıdan 3640 gün karşılığı prim tahsil edildiği, davalının bu süre zarfında aynı zamanda 506 sayılı Kanuna tabi sigortalı olduğu ve anılan Kanuna tabi sigortalılık süreleri gözetilerek davalıya yaşlılık aylığı bağlandığı, bu halde 1479 sayılı kanuna tabi olarak ödenen 3640 gün karşılığı prim tutarının Kurumca yersiz tahsil edildiği anlaşılmaktadır.

Davalı tarafından yersiz alınan prim borçlarının iadesi için yapılan icra takibine süresi içerisinde Kurumca itiraz edilmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği, takibe konu borcun bulunmadığı ve zamanaşımına uğradığı iddiası ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla, davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 55. Maddesidir.

Anılan maddenin 1. Fıkrasında “Yanlış ve yersiz olarak alındığı anlaşılan primler, alındığı tarihten itibaren 10 sene geçmemiş ise, sigortalıya geri verilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Bu hüküm gereği, icra takibine konu yersiz alınan prim borçlarının iadesi talebinin Kuruma başvuru tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı belirgin ise de, davalı, söz konusu primlere yönelik 29.08.2013 tarihinde Kuruma başvurmuş, 16.12.2013 günü davacı Kurum aleyhinde icra takibi başlatmış, ödeme emri davacı Kuruma tebliğ olunmuş, Kurumca ödeme emrine karşı itiraz edilmeyerek ve zamanaşımı definde bulunulmayarak takip kesinleşmiştir. Bu aşamadan sonra ödeme emrine itiraz etmemiş (ve böylece zamanaşımını ileri sürmemiş) olan davacı Kurum,

takip konusu alacağın takip talebinden önceki dönemde zamanaşımına uğramış olduğunu ileri sürerek, menfî tespit davası açamaz.

Hal böyle olunca, mahkemece, davalıdan yersiz alınan prim tutarları davacı Kurumdan sorularak belirlenmeli, her bir primin alındığı tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıya iadesi gerektiği gözetilerek, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.

Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.

O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

SONUÇ :  Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.