Gündem, kısır tartışmalarla işgal altında iken, sokak için geçim derdi bütün yakıcılığını koruyor, tabi görmek isteyene. Çarşı, pazara çıkanlar hallerinden hep şikayetçi. Şikayetçi olmaları da anlaşılır bir şey. Çünkü hem gelir yetersiz, hem de tüketim sepetine her geçen gün biraz daha az gıda malı girebiliyor.Gıda fiyatları düşmek bilmiyor. Tarımın ihmali ile, bütün ithalat önlemlerine rağmen gıda enflasyonu yakıcılığını koruyor. Tarıma AKP iktidarının tutumu pek değişmiyor, tarımın ihmali, hem üretici köylüyü hem de kentteki tüketicileri mağdur ediyor.
2011’in ilk ayının düşük enflasyonu ile yüzde 5’in altına düşen tüketici fiyatlarının pek reklamı yapıldı, ama alt-orta gelirli gruplar için enflasyon denince akla gelen gıda enflasyonunda yıllık artış yüzde 7’nin altına inmedi. Biraz geriye gidip, mesela AKP iktidarının 2006-2010 dönemini analiz edersek, bu 5 yılda tüketici fiyatlarındaki artışın yüzde 41’i bulmasına karşılık gıdadaki enflasyonun yüzde 51’i geçtiğini, yani, mutfaktaki enflasyonun genelin 10 puan üstünde seyrettiğini görürüz. Gıdadaki fiyat artışlarının genelin üstünde seyri artık “yapısal” bir özellik kazanmış durumda. 2006-2008 yıllarında yüzde 12’de direnen gıda enflasyonu son iki yıldır ancak yüzde 8’e indirilebildi. Ama yine de gelecek için umutlanmaya fazla neden yok. Çünkü tarımsal üretimde iç açıcı bir tablo yok. Tarım, özellikle 2007’de yüzde 7 küçülmeyi yaşadıktan sonra belini doğrultamadı. 2010 için beklenen tarımsal büyüme ancak yüzde 0,5. Özetle, 2006-2010 döneminde tarımdaki yıllık büyümenin yüzde 0,6’ da kaldığı görülüyor.
Tarımdaki bu çöküşün ortaya çıkardığı ürün arzını telafi için başvurulan ithalat ise hızla artıyor. Kendi kendine yetmekle övünülen Türkiye tarımı, giderek artan ölçüde ithalata muhtaç hale getirildi.



AKP iktidarında, yani 2003-2010 döneminde tarım ürünleri ve gıda sanayi ürünlerinin ithalatına ödenen döviz, 54 milyar doları geçti. AKP iktidarının ilk yıllarında 4-5 milyar dolar bandında olan yıllık tarım-gıda ithalatı, izleyen yıllarda yıllık 9-10 milyar dolar bandına sıçramış durumda.

AKP’nin yönettiği dönemin tümünde tarım-gıda ithalatının payının toplam ithalatın yüzde 5’inin üstüne çıktığı görülüyor. 2000’lerin başlarında yok sayılacak balık ithalatı, 2010 yılında 33 milyon dolara çıkmış durumda. Tarım ürünleri ithalatı, AKP iktidarının başında 2,5 milyar dolar iken 2010’da 6,5 milyar dolara çıktı ve mamul gıda ürünleri ile birlikte toplamı 10 milyar dolara yaklaştı.

***

Üretimi özendirmek yerine mutfaktaki yangını et, sebze-meyve, tahıl vb. ithalatı ile yatıştırma kolaycılığına kaçan AKP iktidarının, yıllık büyümesi yüzde yarıma düşmüş tarımı ihmali , merkezi bütçeden tarıma ayırdığı desteğin dandik boyutlarından da belli.



Çok değil, 2007 ve sonrasına baktığınızda bile, merkezi bütçeden tarıma destek olarak aktarılanların, hele ki faiz harcamaları ile kıyaslandığında, devede kulak kaldığı görülüyor. Bu dönemde tarımın bütçeden aldığı pay yüzde 2’lerde iken faizinki yüzde 22-23 dolayında.

İktidar, bu yıl yani 2011 için ise bütçeyi 312 milyar TL’ye çıkarırken tarıma transferleri 6 milyar TL’de tutuyor. Faiz farkı desteği gibi diğer desteklerle birlikte bile, bu toplamın, önceki yıllardan çok fark yaratmayacağı ve tarımda üretimi teşvik etmeyeceği açık. Bu da, mutfaklar için gıda enflasyonun kolay kolay düşmeyeceği anlamına geliyor.