Büyük Fransız İhtilali binlerce yıllık insanlık tarihinde yeni bir çığır açmıştı. Artık devrimler çağı başlamıştı.
Aydınlanmanın bilime ve akla dayalı ışığında özgür kalan insan aklı artık daha iyiyi ve daha güzeli arıyordu.
1789 büyük Fransız İhtilali ile insanlık burjuva devrimini gerçekleştirdi.
Şair Namık Kemal Fransız İhtilalını “hak, adalet, müsavat” olarak özetler.
Burjuvazinin doğuşu içinde kendi inkarını, işçi sınıfını büyütür. Büyük filozof Karl Marks’a göre burjuva devriminin arkasından sosyalist devrimin gelmesi kaçınılmazdır.
Nazım Hikmet tarihin o durdurulamaz akışını şiirinde şöyle anlatıyor:
Bizim kuvvetimizdeki hız, 
ne bir din adamının dumanlı vaadinden, 
ne de bir hülyanın gönlü yakısındandır. 
O yalnız 
            tarihin o durdurulmaz akışındandır. 

Fransız ihtilali Osmanlıyı da etkilemişti. Tanzimat hareketi ve meşrutiyet dönemleri bu etkileşimin sonucudur.
1919 da Mustafa Kemal Atatürk öncülüğünde  işgalcilere karşı  başlayan bağımsızlık savaşı zaferle sonuçlandı ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruldu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu bir milli demokratik devrimdi ancak tamamlanamadı.
Marks'ın  evrim devrim teorisine göre ; Amerika, Almanya, İngiltere gibi gelişmiş ülkelerde beklediği sosyalist devrim 1917 de Çarlık Rusya’sında gerçekleşti.
2 inci Dünya savaşında Hitlerin yenilmesi sonucu Kızıl Ordu Berlin’in ortasına kadar ilerledi ve geçtiği her yerde Komünist partileri iktidar yaptı.
1934 yılında Mao Japon Emperyalizmine karşı tarihi “Uzun Yürüyüşü” başlatmıştı. Çin halkı Mao’nun önderliğin Japonlara karşı bağımsızlık savaşını zaferle sonuçlandırdı.
Derken ABD’nin hemen yanı başında Fidel Castro ve Che’nin öncülüğünde Küba Devrimi oldu.
1960 lı yıllar devrim dalgalarının yükseldiği yıllardı. 1969 yılında ABD Vietnam’da yenildi. Devrim dalgaları artık zirvedeydi.
Paris’de savaş suçlusu olarak ABD’yi yargılamak üzere Russel Mahkemesi kuruldu. TİP Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar Russel Mahkemesinin Türk üyesi oldu.
Devrimler, bağımsızlık savaşları büyük hızla ilerliyordu.
Nazım Hikmet Büyük Taarruzda Kocatepe’yi anlatırken;
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki şayak kalpaklı adam 
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden güzel, rahat günlere inanıyordu
.
70 li yılların başında devrim dalgaları inişe geçti.
Kapitalizm beklendiği gibi üretkenliğini kaybetmemiş, yeni buluşlarla, yeni teknolojilerle yoluna devam ediyor, gelişmiş ülkelerde sosyalist devrimleri sosyal demokrasi ile az gelişmiş ve yarı sömürge ülkelerde baskıcı iktidarlar ve darbelerle engelliyordu.
Kapitalizm kar hırsı uğruna çevreyi ve hayatı yok ediyordu.
Şair Attila İlhan bu kez “sisler bulvarı” şiirinde “dağlarda ışıklar” yanmıyordu diyordu.
SİSLER BULVARI
elinin arkasında güneş duruyordu
aylardan kasımdı üşüyorduk
ağacın biri bulvarda ölüyordu
şehrin camları kaygısız gülüyordu
her köşe başında öpüşüyorduk
**********************
sisler bulvarı'na akşam çökmüştü
omuzlarımıza çoktan çökmüştü
kesik birer kol gibi yalnızdık
dağlarda ateşler yanmıyordu
deniz fenerleri sönmüştü
birbirimizin gözlerini arıyorduk
Rahmi Ofluoğlu