Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a “Olay sonrası Hulusi Akar’ın talihsiz konuşması var. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne en üst rütbede komutanlık yapmış birinin asla söylemeyeceği cümleler çıktı ağzından. ‘Mesajınızı verdiniz, tamam’ diyerek. Böyle mesaj verilir mi, böyle bir söz edilir mi?” dedi.

Fatih Altaylı, Habertürk’te “İşaret fişeği” başlığıyla yayımlanan yazısında “Pazar günü olan oldu. Bir şehit cenazesine katılan Kemal Kılıçdaroğlu’na saldırıldı” hatırlatmasında bulundu.

Altaylı şöyle devam etti:

“Basit bir saldırı değil, tam bir linç girişimiydi ve planlı, programlı olduğu da çok belliydi.

Bildiğiniz konu, anlatmaya gerek yok.

Duyar duymaz telefona sarıldım.
Sonunda Basın Danışmanı Okan Konuralp’e ulaşabildim.

Telefonu açtığında ağlıyordu.

Öfkeden, çaresizlikten, gerginlikten. ‘Duygu patlaması’ olarak tarif etti.

KÜÇÜK BURJUVAZİ ÇIKMAZI KÜÇÜK BURJUVAZİ ÇIKMAZI

Kemal Bey iyiydi, o diğerlerine moral vermeye çalışıyordu o sırada.

Peki sizce bu saldırı ‘beklenmeyen ve şaşırtıcı’ bir olay mıydı?

Bana sorarsanız hayır.

Ben böyle bir şeyi aylardır ‘Eli kulağında, ha bugün ha yarın’ olarak bekliyordum.

Açık söylemek gerekirse ‘Daha vahimini’ bile bekliyordum.

‘Bundan daha vahim ne olabilir’ demeyin sakın. Tarihimiz çok vahim olaylarla dolu ve son aylarda oluşturulan, oluşturulmaya çalışılan siyasi iklim, buna çok müsait.

Böyle bir şeyi kaleme almaya bile çekindiğim, akla karpuz kabuğu düşürmek gibi gördüğüm için asla yazmadım ama konuştuğum pek çok kişiye, ‘Bu iklim iyi değil. Öyle bir iklim yaratılıyor ki, komşunun komşuyu kesecek hale gelmesi 1 gecelik iştir. Bunu görmeleri lazım’ diyordum.

Gençler bilmez ama biz bunları yaşadık. Bazen bir maç bahane oldu, bazen bahaneye bile gerek kalmadan bir ilimiz kan gölüne dönüverdi.
Şimdi ‘Bu bir provokasyondur’ diyecektir pek çok yetkili ve etkili kişi.

Doğrudur.

Bu muhtemelen bir provokasyondur. Provoke edilenin bile provoke edildiğini fark etmediği bir provokasyon.

Ama zaten öyledir her zaman.

Yabancı gizli servislerin işi de olabilir, içerden birilerinin de, fark etmez!

Önemli olan provokasyona müsait iklimi yaratmamaktır.

Yarattın mı, provoke eden çıkar bir yerden.

Bu nedenle Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırı, ucuz atlatılmış bir işaret fişeğidir.

Neye işaret ettiği dikkate alınmalıdır.

OY VE SEYAHAT

Olay sonrası Hulusi Akar’ın talihsiz konuşması var.

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne en üst rütbede komutanlık yapmış birinin asla söylemeyeceği cümleler çıktı ağzından.

‘Mesajınızı verdiniz, tamam’ diyerek.
Böyle mesaj verilir mi, böyle bir söz edilir mi?

Aklım almıyor.

Devlet Bahçeli ise ‘Hassasiyetler belli, yüzde 9 oy aldığın bir yere niye gidiyorsun’ diyerek Kılıçdaroğlu’nun o cenazeye katılmaması gerektiği söylüyor.

İyi de, siyasetçiler bir yere gitmek için orada yüzde kaç oy alacaklar acaba?

Yapmayın, lütfen.

Bari siz yapmayın!”