“Kocasakal kurtarsaydı ya savcıyı! Durmadan konuşuyor..”

Bu sözleri 69 yaşında, 30 yıldır tanıdığım fakat çok az görüştüğüm bir KOBİ patronu söylüyor. Karşılaştık, nasılsın, iyimisinden hemen sonra bana ısrarla; “ ne yapıyor bu Kocasakal?” diye sordu. Adamın sağ eğilimli olduğunu bilmeme rağmen ilginç geldi bana halktan birinden bu  olayların nasıl algılandığını öğrenmek. Ben de ona; “ne yaptı, ne dedi Kocasakal ?” diye sordum. Önce cevap vermedi, ben soruda ısrar edince “Kurtarsaydı ya savcıyı!” dedi.

Kocasakal samimi olarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’nın çağrısına uyup gitmiş, belki hayırlı bir iş yaparım diye, ama sonuçta kanlı sona engel olamamış, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz katledilmiştir.

Kocasakal’a yapılan çağrı CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’na da yapılmış ancak Tanrıkulu çağrıya uymamıştır. Sonuçta Kocasakal savcıyı kurtaramayan adam durumuna düşmüş, iyi niyetli davranışı onu sıkıntıya sokmuştur.

Sezgin Tanrıkulu örgüt aklı ile hareket ettiği için oyuna gelmemiş, Kocasakal ise bireysel olarak, saf duygularla çağrıya uyup koşup gitmiştir.

Kocasakal bu çağrı karşısında kendine şu soruları sorabilirdi:

-Neden ben?

-DHKP-C eylemcileri beni ciddiye alır mı?

-Neden beni seçtiler?

-Bunlar talepleri yerine getirilmezse dediklerini yaparlar, onları ikna etmek benim işim mi?

Bu ve benzeri soruları şimdi sormak kolay, marifet çağrı anında bu soruları sorabilmek ve cevaplarını bulmaktı. Bir de kamuoyunun algısını tahmin etmek veya öngörmek önemliydi. Bizim KOBİ patronu hangi akılla Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın katlinden Kocasakal’ı sorumlu tutuyordu. İşte bu algı hesabıdır, bu hesabı Cumhurbaşkanı ve danışmanları çok iyi yapmışlar, Cumhurbaşkanının son demeci bunun en iyi kanıtı..

Atasözü  “at devrilince akıl veren çok olur” der, bu atasözü tam da bu durum için.. Bu ve benzeri sorular o zaman kimin aklına gelirdi?  Örgüt aklı burada gerekli işte..Örgüt aklı Sezgin Tanrıkulu’nu korudu, bireysel akıl ise Kocasakal’ı sıkıntıya soktu.

Başarının iki temel sırrı vardır; biri örgüt, diğeri düşüncenin sağlamlığı, buna ideoloji de diyebiliriz..

 Rahmi Ofluoğlu