T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. CEZA DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Esas No              : …………. Esas
Karar No              : …………
Yerel Mahkemece verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmakla, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
İstinaf başvurusunun reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Sanıklar müdafinin her üç sanık hakkındaki mahkumiyet hükümlerine karşı istinaf isteminin incelenmesinde;
Mükellef şirket ile ilgili Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin …………………. tarih ve …………………. sayılı nüshasında yer alan kayıtlara göre, mükellef şirketin yönetim kurulu başkanının R.R, yönetim kurulu başkan yardımcısının O.H.H, yönetim kurulu üyesinin D.A olduğu, ancak şirket yönetim kurulu başkan yardımcısı O.H.H’NİN  üç yıl süre ile şirketin münferiden temsil ve ilzam edeceğinin belirtildiği, ………….. tarih ve ………… sayılı nüshasında da yönetim kurulu başkanının R.R, yönetim kurulu başkan yardımcısının O.H.H, yönetim kurulu üyesinin D.B olduğu, şirket yönetim kurulu başkan yardımcısı O.H.H. 'nın üç yıl süre ile şirketin münferiden temsil ve ilzam edeceğinin belirtildiği,
Sanıklar R.R ve D.A'nın yargılama sırasında kendilerinin şirketin yönetim kurulu üyesi olmakla birlikte işleri yürütenin O.H.H olduğunu savundukları, bu iki sanığın da cezalandırılmasına karar verildiği,
Sanık O.H.H  213 sayılı VUK'nun 359/b-l, TCK 43/1 maddeleri gereğince cezalandırılmasına karar verildiği, vergi inceleme raporu, vergi suçu raporu ve SMMM Bilirkişi raporunda 2008 yılı Mart ayı KDV beyannamesinde 9 adet faturanın kullanıldığı, faturaları düzenleyen ………………………….Ltd. Şirketi hakkında
komisyon karşılığı sahte belge düzenledikleri yönünde raporlar olduğunu, mükellefin kullandığı faturaların sahte belge olduğu kanaatinin bildirildiği, söz konusu faturaların 2008 yılı Mart ayı KDV beyannamesinde kullanıldığı, başkaca fatura kullanımından söz edilmediği, gözetilerek TCK 43/1 maddesinin uygulanmasının dayanağının karar gerekçesinde irdelenmediği, Anayasa'nın 141, 5271 sayılı CMK'nun 34, 230, 232 ve 289 maddeleri uyarınca, mahkeme kararlarının denetime olanak sağlayacak şekilde açık olması ve denetim işlevinin yerine getirebilmesi için kararın dayandığı tüm kanıtların görülüp bu kanıtlara göre mahkemenin ulaştığı sonuçları, iddia, savunma ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmelerin, sanığın eyleminin ne olduğunu açık olarak gerekçeye yansıtılması, sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili kurulan hükmün dayanaklarının gerekçe ile kararda açıklanıp gösterilmesine ilişkin emredici hükümlere riayet edilmemesi, Yasaya aykırı ve istinaf başvurusunda bulunan sanıklar müdafınin istinaf nedenleri yerinde görülmüş olduğundan, hükmün CMK'nın 289/1 -g ve 280/1-b maddeleri uyarınca
BOZULMASINA,               dosyanın yeniden incelenmek ve karar verilmek üzere
GÖNDERİLMESİNE,
Kesin olmak üzere ......................./2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

BAKIRKÖY 10. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ'NİN YARGITAY'A UYUŞMAZLIK BAŞVURUSU

18. Ceza Dairesi'nin ilk derece mahkemesinin kararını 3 sanık yönünden uygun bir gerekçe göstermeden cezaya hükmedilmesi nedenleri ile bozması üzerine mahkeme Yargıtay 5 inci Ceza Dairesine uyuşmazlığın giderilmesi gerekçesi ile başvurmuştur. Oysa CMK 289 uncu madde çok açık. 289 uncu madde kararın gerekçesiz olmasını açıkça bozma nedeni saymaktadır.
Ayrıca ilk derece mahkemmesi VUK 333/3 maddesini açıkça ihlal etmiş, şirket yöneticilerini atılı fiili işlemeseler bile sırf şirket yöneticileri olmaları nedeniyle cezalandırılabileceklerine hükmetmiştir.
Rahmi Afluoğlu


İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin bozma kararı üzerine dosya incelendi.
 
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda sanıkların suçu sabit görülüp sanıkların 213 sayılı yasa 259/b-1 TCK 43/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiştir.
 
Mahkememiz kararına karşı sanıklar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi …………………… esas sayılı …../……..2017 günlü kararı ile söz konusu faturaların 2008 yılı Mart ayı KDV beyannamesinde kullanıldığı, başkaca fatura kullanımından söz edilmediği gözetilerek TCK 43/1 maddesinin uygulanmasının dayanağının karar gerekçesinde irdelenmediği gerekçesi ile mahkememiz kararının bozulmasına karar verilip mahkememiz dosyası karar verilmek üzere CMK 289 maddesi gereğince mahkememize gönderilmiştir.
 
Mahkememiz kararında sanıkların farklı tarihlerde 9 adet sahte faturayı kullandıkları belirtilip haklarında TCK 43/1 maddesi uygulanmıştır.
 
Dolayısıyla TCK 43/1 maddesinin uygulanma gerekçesi gösterilmiştir.
 
Bu nedenle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi nin kararı yerinde değildir.
 
CMK 284 maddesinde bölge adliye mahkemesi karar ve hükümlerine karşı direnilemeyeceği hüküm altına alındığından Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesinin hatalı kararına karşı direnme kararı verilemeyeceğinden ve mahkememiz kararının CMK 289 maddesine aykırılık teşkil etmediğinden İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi tarafından yapılan inceleme sonucu sanıklar hakkında TCK 43 maddesinin uygulanmaması gerektiği kanaatine varılması halinde CMK 280/3 maddesi gereğince davaya bakmaya devam ederek mahkememiz kararının düzeltilerek onanması gerekmektedir.
 
Bu nedenlerle davaya bakma görevi İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesine ait olmakla ve CMK 4/2 maddesi gereğince görev konusunda mahkememizle aralarında uyuşmazlık çıkması nedeni ile görevsizlik yönündeki uyuşmazlığın giderilmesi için dava dosyasının ortak yüksek görevli mahkeme olan Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesi gerekmektedir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
 
Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE
 
Mahkememiz ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi arasında görev uyuşmazlığı bulunması nedeni ile uyuşmazlığın çözümü için dava dosyasının Yargıtay 5. Ceza Dairesine gönderilmesine
 
 
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.