Önceki akşam, Sayın Cumhurbaşkanının bir TV kanalında, TBB Başkanı Sayın Metin Feyzioğlu'nun Anayasa Referandumu çerçevesinde yaptığı çalışmalarla ilgili değerlendirmeleri, Baromuz için kaygı yaratan ve şaşkınlıkla izlenen bir gelişme olarak değerlendirilmiştir. Sayın Cumhurbaşkanının aynı değerlendirmeler içinde; "terörle iltisaklı kişilerle görüşme" ve "bedel ödeme" biçimindeki ifadelerinde saklı suçlamalar, sadece bir düşünsel farklılığın yansıtılması değil, onu aşan boyuttaki bir "tehdit" de taşımaktadır.

Bu gelişme son derece kaygı vericidir. Çünkü;

* TBB ve onun başkanı olan Sayın Feyzioğlu, Referanduma sunulan Anayasa Değişiklikleri konusunda bir "fikir" sahibidir. Sorun, bu fikrini açıklayıp açıklayamayacağıdır. Bu denli basittir herşey aslında...
* Anayasa Referandumuna sunulan değişiklik önerisi, " hukuksal içerikli bir metindir." TBB'nin açılımı ise Türkiye Barolar Birliğidir.
* TBB ve Barolar, Avukatlık Yasasının 76 ve 95. maddeleri gereğince, -herhangi bir müsaade gerekmeksizin- bu tür durumlara müdahil olurlar. On yıllardır da olmuşlardır.
* Referanduma sunulan Anayasa Değişikliği önerisi için, yurttaşların 16 Nisan günü iki seçenekleri olacaktır. "Hayır" diye bir seçenek de vardır. "Evet" kadar saygıdeğerdir.
* Referanduma sunulan metnin avukatlar tarafından anlatılması, "hastanın doktor tarafından tedavi edilmesi" kadar doğaldır. Bu durum hastayı,"hastabakıcı teşhislerine" mahkum etmemeyi de ifade eder. Bu bizim işimizdir kısaca...
* Bu "mesleğimizin referandumudur".

Ve en önemlisi, 16 Nisan 2017 sonrasında da bu ülkenin "birlik ve bütünlüğe" ihtiyacı olacaktır. Referandum tarihinin bir "milat" gibi görünmesi, sadece tek bir tercih üzerine oturulan gelecek planlaması, yanılgı olarak kalmayacak, zaten kırılgan olan bütünlükçü yapıyı büsbütün ortadan kaldıracaktır. Bu durumun son derece de ağır sonuçlarının olacağı, öncelikle Sayın Cumhurbaşkanı tarafından değerlendirilmesi gereken bir husustur.

Birlik Başkanımızın müktesebatı, "terörle iltisakli kişilerle" işbirliğine engeldir. İstanbul Barosu olarak, bu hususa kefiliz. Ancak, aynı müktesebatın sonucu olarak, "bedel ödemek" konusunda, bir "sıkıntı" yaşamayacağını da biliyoruz. İstanbul Barosu olarak TBB Başkanımızın yanındayız.